27 Nisan 2024 Cumartesi

Mete Günebakan yazdı | Birleşik devrimin gür sesi: Baran Serhat

Cenaze töreni ve sonrasında Baran yoldaşla ilgili yayınlanan ropörtajlar, yazılar, belgelerden de anlaşılacağı üzere faşist şeflik rejimi Baran Serhat yoldaşı hedef seçerek partinin Kürdistani sesini kısmayı, birleşik devrimin öncüsünü Kürdistan topraklarından silmeyi amaçladı. Ama nafile! Baran Serhat'ın komutasındaki yoldaşları onu uğurlarken verdikleri söze bağlı kaldılar ve devrim ateşlerini çoğaltmaya devam ettiler/ediyorlar.

Yetkin bir örgütçülük, kararlı bir devrimcilik, engel tanımaz bir irade denince  Baran Serhat (Bayram Namaz) yoldaş akla gelir. Onun için inanmışlık ve adanmışlık çok önemliydi. Çünkü onun için inanmış ve adanmış bir devrimci tüm eksiklerine, tüm yetmezliklerine rağmen değişip dönüşebilir, donanıp gelişebilir ve devrim yolunu yürüyebilirdi.

Baran yoldaş devrimciliği amaçlaştırmaya cepheden tutum alırdı, devrimci amaçlara sımsıkı sarılmaksa onun için değişmez bir yasaydı. Yirmi dört saat devrimcilik yapmak, her saati, her dakikayı örgütlemek onun değişmez ilkesiydi. 

Yolumuzun hapishanede kesiştiği vakte kadar fiziken mahkeme salonlarında tanımıştım Baran yoldaşı. Coşku ve irade yüklü sesini "sanık sandalyesinde" faşizmi yargılarken duymuştum. Bir de mahkeme sırasında fırsat buldukça arada bir arkasına dönüp gözlüklerinin altından izleyicileri süzerken dikkatli bakışlarını hatırlıyorum. Ama onu, yoldaş anlatımlarından da çokça kez dinlemiştim. Devrimcilikteki iradiliğini, yetkinliğini, meşruiyet bilincini, engel tanımazlığını yakından tanıyan her yoldaş bilir-anlatırdı.

Baran yoldaş Kürdistanlı bir sosyalist yurtsever olmanın gereklerini ve sorumluluklarını taşıyan, bunun üzerine yazıp çizen, düşünen ve kafa yoran önder bir devrimciydi. Bütün hücreleriyle yirmi dört saatini Türkiye-Kürdistan devriminin çıkarlarına, ihtiyaçlarına göre örgütler kendisine asla boşluk tanımazdı. Onun için yorulmak, durmak, duraksamak, dinlenmek tabir-i caizse kabul edilemezdi.

Onun için söylem ve eylem birliği çok önemliydi. Bunu tutarlı devrimcilik olarak da nitelendirirdi. Henüz tutukluyken Rojava'daki gelişmeleri yakından incelemiş, daha ilk andan mahkeme salonlarından Rojava devrimini selamlamış ve Rojava'ya ithafen "Bu küçük parçada büyük bir kapı açılıyor" diyerek devrimin önemine vurgu yapmıştı. Kısa bir süre sonra zindanda buluştuğumuz günlerde de çok yoğun çalışmalar yapıyordu. Gezi ayaklanmasının coşkusuyla Rojava'nın havar çığlığı vardı gündeminde.

Bir yandan Gezi-Haziran ayaklanmasına dikkat kesilmiş, diğer yandan devrimin ilk anlarından itibaren zindan duvarlarını aşıp Rojava'daki gelişmelerin her anını takip etmeye çalışıyordu. Serkan yoldaşın şehadet haberi onu derinden üzse de partinin Kürdistan topraklarında cansiperane savaşımı onda müthiş bir coşku yaratmıştı. Diğer tüm faaliyetlerinin yanı sıra devrimin o günkü ihtiyaçlarına zindan duvarları arasından Serkan Tosun yoldaş için yazdığı şarkıyla yanıt verdi. Bir dönem hapishane anmalarında sürekli o gür ve duygu yüklü sesiyle duvarları aşarcasına Serkan yoldaş anısına bestelediği şarkıyı okudu. Tüm etkinlik, spor, sohbet, görüşlerde Gezi-Rojava ve oradaki gelişmler üzerine sohbetler, tartışmalar yaptı. Kendisinin yanı sıra yanındaki genç yoldaşlara bu konuda yazılar yazdırdı, sunumlar yaptırdı. Eğitimlerde parti tarihi müfredatına Rojava devrimini de henüz erken bir anında eklemeyi unutmadı ve coşkulu tartışmalar yürüttü.

Baran yoldaş devrime ve devrimciliğe asla yüzeysel yaklaşmazdı. Her anı anlamına uygun yaşar, devrimci duygularını asla gizlemezdi. Alçak gönüllü, anlayışlı ama geriliklerle uzlaşmaz, keskin bir bıçak gibiyken de yoldaş sıcaklığını asla bırakmazdı. Ateşli volta sohbetlerinde tartışma her neyse kendisini konuya odaklar, etraflıca tartışır deyim yerindeyse kendisini sohbetin geçtiği yerde bulurdu. Sohbet sırasında bazen Gazi'nin bir sokağında, bazen Gülsuyu'nun bir yokuşunda bazense Kürdistan'nın bir dağında bulurduk kendimizi.

Onun için zindan bir okuldu, hücre ise hapishanede bulunan devrimci bir karargahtı. Her anını okuyarak, inceleyerek, yazarak geçirirdi. Tüm birikimini oradaki diğer yoldaşların eğitimine seferber ederdi. Baran yoldaşın ideolojik, politik ve teorik birikiminin yanı sıra entellektüel birikimi de çok güçlüydü. Onun için "devrimci eğitim" zindanın değişmez kuralıydı. Düşmanın fiziki hapsetme saldırısına karşı teorik ve ideolojik olarak donanmış özgür bir zihinle, engel tanımaz bir devrimcilikle karşı dimdik dururdu. Günlük yaşamda hapishanedeki diğer örgütlerden yoldaşlarla düzenli yazışır bilgi alışverişi yapmayı ihmal etmezdi. Başka hapishanelerdeki tutsak yoldaşlarla ve dışardaki yoldaşlarla ve dostlarıyla düzenli yazışırdı. Mektuplarında politik tartışmalar yürütür, dışarıdan kitap, dergi isterdi. Mektuplarını mutlaka ortaya bırakır hem gelen hem giden mektupları okumamızı isterdi. Bu onun için bize verdiği pratik bir eğitimdi aslında. Zindanda mektuplaşmanın önemine sürekli vurgu yapardı, "iyi bir mektup yazabilen, iyi bir yazı da yazabilir" derdi. Bu nedenle sürekli yazmaya teşvik ederdi. Bazen bir mektup, bazen bir deneyim, bazen de bir makale yazma göreviyle baş başa bırakırdı bizi. Ama onun için bir devrimci mutlaka yazmalıydı, hele de zindanda ise mutlaka yazmalıydı!

Baran yoldaş zindanı şöyle tarif ederdi: "yarın çıkacakmışız gibi hazır, bir ömür yatacakmışız gibi sabırlı olmalıyız." İnsan ömrünün yetmesi imkansız olan devasa büyük cezalarla karşı karşıya olduğu halde bir an bile bunu gündem yapmadan çalışmalarına devam etti. O yüreğinde ve bilincinde her an taşıdığı özgürlükle sekiz yıl aradan sonra 2014 yılında buluştu. Kısa süre sonra tüm hücreleriyle özlemini duyduğu Kürdistan'daydı. Bayram yoldaş tutsaklık yıllarından önce Kuzey Kürdistan'ın Kawa'sı imiş. Uzun tutsaklık yıllarından sonra da Rojava Kürdistan'ında Baran Serhat olarak devrime ve partinin oradaki savaşımına önderlik etti. Faşist şeflik rejimi ve onun MİT'i Baran yoldaşı aramızdan alana kadar Rojava'da yüzlerce Baran Serhat yetiştirdi, partinin Kürdistan'daki gelişimine büyük katkılar sundu, birleşik devrim mücadelesine çok büyük emek harcadı. Bir komutan olarak Rojava halklarının ve tüm devrimci güçlerin saygınlığını kazandı.

Cenaze töreni ve sonrasında Baran yoldaşla ilgili yayınlanan ropörtajlar, yazılar, belgelerden de anlaşılacağı üzere faşist şeflik rejimi Baran Serhat yoldaşı hedef seçerek partinin Kürdistani sesini kısmayı, birleşik devrimin öncüsünü Kürdistan topraklarından silmeyi amaçladı.

Ama nafile! Baran Serhat'ın komutasındaki yoldaşları onu uğurlarken verdikleri söze bağlı kaldılar ve devrim ateşlerini çoğaltmaya devam ettiler/ediyorlar.

Baran yoldaş fiziken aramızdan ayrılalı beş yıl oldu. Her cephede onun komutasında savaşmaya ve mücadele etmeye devam ediyoruz/edeceğiz. Hayal ettiği devrim ateşini çoğaltacak, zafere dek duraksamayacağız. 

Çünkü;
Devrimci amaçlarımız var, güçlüyüz.
Devrimci amaçlarımız var, haklıyız.
Devrimci amaçlarımız var, kuvvetliyiz. 

Her zaman söylediğin gibi yoldaş: Umut yürürlükte!