25 Ekim 2025 Cumartesi

Bir gözlem olarak forumdan yansıyanlar

Kıymetli bir yol arayışı olan bu foruma katılmayı devrimci sorumluluğumuzun gereği olarak gördük ve salonda hazır bulunduk. Forumun ne ilk ne de son olduğunun farkındayız. "Bakalım ne çıkacak buradan" demekten veya bir "somutlaşma" beklentisinden ziyade, eylem birliği, ittifak ve en nihayetinde faşizm karşısında cepheleşme çizgisine vesile olması arzusundayız.

9 Ekim'de İstanbul'da Gazete Yolculuk, Kılavuz, Komite ve Sendika.Org tarafından "Türkiye siyaseti yeniden şekillenirken sosyalist strateji/bağımsız devrimci siyasetin gereklilik ve olanakları" başlığıyla bir forum örgütlendi. Bu çalışma bir yanıyla da Sendika.Org'da ele alınan strateji tartışmasının yeni bir eşiğini oluşturuyordu diyebiliriz.

Sendika.Org'da başlayan strateji tartışması, emekçi sol hareketin belli bir siyasal yelpazesini kapsayarak gelişti. Yakından ve dikkatle izlediğimiz bu forum sürecine dair eleştirel değerlendirme ve katkı sunmanın ihtiyaç ve sorumluluk olduğunu düşünüyoruz. Kıymetli bir devrimci arayış olarak gördüğümüz bu tartışmaya forumda edindiğimiz gözlemler üzerinden katkı sunmayı murat ediyoruz.

Başta belirtmek isteriz ki, yazımız esasen forum gününe ilişkin bir gözlem yazısıdır. Tartışılan gündem kapsamında, yani strateji ve olanaklar-gereklilikler eksenini ele alacağımız değerlendirme, başka bir yazının konusu olabilir.

Forum gününe dönecek olursak… Emekçi solun değişik kuvvetlerinden temsilcilerin yanı sıra tartışmaya katkı sunmak adına birçok çevreden katılımın örgütlendiği forumun bir yol arayışı olduğu tartışmasızdır. Dil ağrıyan dişe gider misali, forumun strateji üzerine yoğunlaşma hedefi isabetlidir ve ihtiyaçtır. Mücadele dostlarımızın çalışmasının yakıcı bir ihtiyaca yanıt üretme çabası olduğunu ifade etmek ve bu eğilimi güçlendirmek isteriz. İçinden geçilen sürecin güncelliği ve yakıcılığıyla bağı içinde devrimci strateji ve devrimci politika konusu emekçi sol güçler tarafından esaslı ve öncelikli mücadele başlığı olarak ele alınmalıdır.

Öncelikle belirtmek isteriz ki forum için "Türkiye siyaseti yeniden şekillenirken" diye saptanan başlık doğrudur, yerindedir. Emperyalist kapitalist sistemin siyasi, iktisadi ve ideolojik boyutlarıyla yaşamakta olduğu çoklu kriz hali ve bunları aşma yöntemleri, yeni durum ve sonuçlar yaratıyor. Ve bu çerçevede nihayet coğrafyamıza da özgün biçimde yansımaları oluyor. Gelişen yeni duruma göre pozisyon almak ise emekçi solun en temel gündemi haline geliyor. İşte tam da burada konu bizi program-strateji-taktik bütünlüğünde devrimci siyaseti tartışmaya zorluyor. Deneyimleri analiz etmeyi ve ihtiyaçları saptamayı zorunlu hale getiriyor. Riskleri ve olanakları etraflıca incelemeyi emrediyor. Ancak bir yol arayışı olarak ele aldığımız ve önemli gördüğümüz ilgili forumda strateji konusu program-strateji-taktik bütünlüğünden kopuk bir şekilde ele alınmış bulunuyor. Salt siyasal konjonktürle sınırlı, genel taktik bir yöneliş ve siyasi dizilim olarak değerlendiriliyor. 

Şişli Tiyatrosunda sürekli vurgusu yapılan 19 Mart ve 1 Mayıs politik saflaşması yeni strateji inşasının zemini ve miladı olarak konuluyor. Fakat tam da burada söylemek gerekir ki "strateji" gibi kapsamlı bir başlığın değerlendirildiği yerde bu yaklaşım maalesef çok dardır ve esasen duruma kendinden bakmak anlamına gelmektedir. Burada sormak istiyoruz: 7 Ekim Aksa Tufanı hamlesi ve ardından bütün bölge çapında peş peşe gelen büyük jeopolitik kırılmalar neden bir siyasal strateji tartışmasının vesilesi olmuyor da, 1 Mayıs saflaşması tek başına bir sosyalist strateji tartışmasının devimci fitilini yakan unsur gibi değerlendiriliyor? Yanı başımızda yaşananlar az şeyler midir? Örneğin Suriye'deki rejim değişikliğinden İran-İsrail on iki gün savaşına veya İmralı'dan yükseltilen yeni "barışçıl sosyalizm stratejisi" olarak da değerlendirilebilecek demokratik toplum sosyalizmi paradigması bir strateji tartışmasında daha güçlü ve esaslı zeminler, gelişmeler değil midir? 19 Mart ayaklanması kitle hareketindeki bir ileri atılma ve canlanma dinamiği olarak elbette taktikten stratejiye doğru yeni bir öncü hazırlık ve derleniş düzeyine çağırmaktadır istisnasız tüm emekçi solu ama görebildiğimiz kadarıyla yeni "sosyalist strateji" ve yol arayışı içinde olan dostlarımız, ne yaklaşan ve büyük felaket olan 3. Emperyalist Savaşını gören bir yerden yaklaşıyor ne de yeni bir dönemin şekillenmesinde en belirleyici kuvvetlerden biri olan Kürdistan devrim dinamiği ölçülerinden stratejiye bakıyor. Güney Amerika devrim deneyimlerinden hareketle kıtasal devrimin tartışıldığı -ki tartışılmalıdır- forumda bölgesel devrimci dinamiklerin ve bölgesel devrimin stratejinin konusu olarak ele alınmamasını bir eksiklik olarak değerlendiriyoruz. Dostlarımız gerçek anlamda stratejik duruş ve düşünmenin soracağı, sorması gereken soruları sormuyor. 

Buradan hareketle söylemek isteriz ki, devrimci-demokratik cepheleşmenin yeni ve daha ileri düzeylerini ve formlarını tartışmaya mutlaka ihtiyacımız vardır. Ancak geniş antifaşist cepheleşmenin ve birleşik devrimin en temel gücü olan Kürt özgürlük hareketini bu antifaşist cepheleşmenin dışında görmek en büyük "stratejik" hata olur. Forumda gördüğümüz o ki, süregiden sosyalist strateji tartışması tek yanlıdır ve Kürt özgürlük hareketini dışarıda bırakan bir yaklaşım içindedir. Örneğin, bugünkü strateji tartışmalarının arkasında duran gerçek ve temel itici/belirleyici unsurun Kürt özgürlük hareketinin stratejik yönelimi olduğu açık değil midir? Bunun üzerinden atlanarak bir strateji tartışması yapmak eksiktir, hatalıdır. 

Geçerken söylemeliyiz ki, forum bu haliyle ve örgütleyen kurumların çizdikleri çerçeveyle genel olarak işçi sınıfına değiniyor ancak tam bir ekonomizm ve anarko-sendikalist stratejik önermeyle ufkunu sınırlıyor. Örneğin Kürt özgürlük hareketini görmediği gibi kadın özgürlük mücadelesini de arada eritiyor, onu ayrı bir mücadele dinamiği olarak görmekten imtina ediyor, strateji tartışmasının temel unsuru olarak değerlendirmiyor. Cins çelişkisi ve sınıf çelişkisinin bu kadar iç içe geçtiği bir yerde kadın özgürlük mücadelesini stratejik bir ittifak kuvveti olarak görmemenin önemli bir eksiklik olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Sonuç olarak stratejinin temel hedeflerinden biri olan cepheleşme ve politik özgürlük mücadelesi strateji tartışmasının dışına itilmiş oluyor.

İki oturumdan oluşan 1 günlük forumun amacının o gün yeni bir araç veya strateji yaratmak olmadığını biliyoruz. Ancak bir arayış ve zemin yaratmaksa niyet ve hedef, tartışmanın yeni bir düzeye ve niteliğe sıçraması için kesinlikle yöntemsel değişikliklere gitmek gerekiyor. Nitekim Şişli Tiyatrosundaki tartışmalar oldukça yüzeysel, dağınık ve anlamlı bir sonuç üretmekten uzaktı diyebiliriz. Değişik başlıklarda karşılığını bulan sözler devrimci mücadeleye fikirsel katkı anlamıyla mutlaka önemliydi elbette ancak foruma atılan başlıkla ve hedefle birlikte düşündüğümüzde strateji tartışmasından uzaklık, ciddi bir kavramlar karmaşası ve "iyi niyet beyanından öteye geçememe hali" mevcuttu diyebiliriz. Devrimci kitle çalışmasının örgütlenme biçimlerinden tutalım da siyasi çalışma alanlarının çehresine ilişkin çokça geniş eksende sözler alındı ancak tartışmanın ana ekseni olan "bağımsız devrimci siyaset" ve "olanaklar-gereklilikler" odağında kalınamadı. Adeta bir sızlanış ve serzenişe dönüşen kimi sözler, forumu örgütleyen kurumlar tarafından tartışmanın ana eksenine çekilebilir, konuşmalar daha odaklı hale getirilebilirdi. Yeni bir yol arayışı perspektifinin içerik kadar devrimci bir yönteme de ihtiyaç duyduğu açıktır.

Başta da ifade ettiğimiz gibi, kıymetli bir yol arayışı olan bu foruma katılmayı devrimci sorumluluğumuzun gereği olarak gördük ve salonda hazır bulunduk. Forumun ne ilk ne de son olduğunun farkındayız. "Bakalım ne çıkacak buradan" demekten veya bir "somutlaşma" beklentisinden ziyade, eylem birliği, ittifak ve en nihayetinde faşizm karşısında cepheleşme çizgisine vesile olması arzusundayız. Gerek dünya ve bölgemiz devrimci hareketinin yaslandığı mirastan süzülen başarılı/başarısız deneyimler gerek kendi siyasi yaşamımızın değişik tipte deneyimlerinden çıkardığımız dersler ve ödevlerle birlikte sürmekte olan yol arayışı tartışmalarının muhataplarındanız. Sendika.Org'da devam etmesi murat edilen tartışmaların ve tabii forumla birlikte daha ileri düzeye taşınması hedeflenen bu sürecin parçası ve takipçisi olacağımızın bilinmesini isteriz.