USB üyesi Fabia: İşçi sınıfı içindeki cinsiyetçilik ve ırkçılıkla mücadele etmek görevimiz

İtalya'da faşist Meloni'nin üç yıllık iktidarı döneminde işçi sınıfına dönük saldırılar, işbirlikçi sendikaların yanı sıra patronların kurduğu "korsan sendikalar" işçi sınıfının örgütlenmesi konusunda bazı zorlanmalara neden olsa da, soykırımcı siyonist İsrail'e savaş malzemesi taşıyan gemiler engellendi. 21 Haziran'ın ardından 22 Eylül'de büyük bir grev örgütlendi. Savaş sanayine karşı geliştirilen mücadeleyi, İtalya'da işçi sınıfının örgütlenmesi sorunlarını ve yapılması gerekenleri Taban Sendikalar Birliği üyesi Fabia'yla konuştuk.
Gazze'deki soykırıma karşı ve Küresel Sumud Filosu ile dayanışma amacıyla İtalya'da 22 Eylül'de düzenlenen ulusal grevin başarısı, savaş, silahlanma ve soykırım dönemlerinde işçi sınıfını harekete geçirmek ve emperyalist devletlerin savaş üretim merkezlerine karşı bir perspektifle sendikal örgütlenmenin önemini bir kez daha gösterdi. Grev, Liman İşçileri Özerk Kolektifi (CALP) tarafından İtalya çapında örgütlenirken, greve kadar olan birkaç yıllık süreçte Cenova limanından soykırımcı, siyonist İsrail'e gidecek savaş malzemelerinin sevkiyatı defalarca engelledi.
CALP ile birlikte, İtalyan Taban Sendikalar Birliği (USB) de okullardan işyerlerine kadar tüm sektörlerde ulusal grev çağrısı yaptı. Siyonist İsrail'in, emperyalistlerin katliam politikalarına ve İtalya devletinin soykırıma desteğine karşı en güçlü eylemlerin örgütlendiği coğrafyalardan biri İtalya. İtalya'da işçi sınıfının durumu, sendikal çalışma ve Filistin halkıyla dayanışmak için örgütlenen grevi USB üyesi Fabio'yla konuştuk.
İtalya çapında, bölgeler ve iller düzeyinde örgütlenen USB, federalist yapısı nedeniyle, diğer sendikalardan farklı olarak stratejik kararlarını merkezi organlarında değil, genel kurulunda alıyor. Özel/kamu işleri, sosyal federasyon ve konfederasyon olarak üç koordinasyon birimine ayrılan sendikanın çalışmalarına ilişkin bilgi veren Fabio, sosyal federasyonun sürdürülmesi en zor alan olduğunu belirterek, bu sektördeki işçilerin sözleşmeleri olmadığını ve patronlar tarafından yoğun bir baskı ve şantaja maruz kaldıklarını anlattı.
MELONİ'NİN İKTİDARI DÖNEMİNDE GÜVENCESİZ ÇALIŞMA ARTTI
İtalya'da 2022 yılından bu yana iktidarda bulunan Giorgia Meloni liderliğindeki aşırı sağcı Fratelli d'Italia (FDI), İtalya'nın savaş sonrası dönem ve faşizmden kurtuluşundan bu yana tarihin en sağcı hükümeti niteliğinde. FDI hükümetinden bu yana işçi sınıfının durumu nasıl değişti?
Durum önemli ölçüde kötüleşti. Hükümetin istihdam oranının arttığı yönündeki açıklamalarının aksine, istihdam oranındaki artışın işin güvencesizleşmesiyle el ele gittiği açıkça söylenebilir. Bu durum özellikle gastronomi, turizm ve etkinlik sektörlerini etkiliyor. Yani, çoğunlukla mevsimlik işler söz konusu ve bunlar genellikle İtalya'nın bazı bölgelerinde belirgin olan agresif turizm politikasının bir sonucu.
Buna ek olarak, işlerin etnik kökenlere göre güçlü bir şekilde ayrıştırıldığını gözlemliyoruz. Örneğin, gastronomi sektöründe göçmenlerin genellikle mutfakta, İtalyan gençlerin ise garson olarak çalıştığını görüyoruz. Diğer sektörlerde ise, örneğin sevkıyat hizmetleri ve tarımda çoğunlukla göçmenler çalışıyor.
Sendika olarak hangi sektörlerde örgütlüsünüz?
Özel sektör, örneğin metalurji, otomobil parçaları üretimi... Ancak Güney İtalya'nın bazı bölgelerinde endüstriyel üretimde bir düşüş gözlemleniyor, liman, enerji hizmetleri, lojistikte kamyon şoförleri, toplu taşıma, özel sağlık hizmetleri ve kişi bakımı alanında.
TOPLU SÖZLEŞME İMZALAMAMIZ ENGELLENİYOR
İtalya'da faşist bir partinin yönetimde olduğu böylesi bir dönemde işçileri sendikada örgütlemek ne kadar kolay ya da zor?
Bu o kadar kolay değil, çünkü birçok sorunla karşı karşıyayız. Birincisi, yıllardır sendikalara karşı bir tür yabancılaşma var. Bunun çeşitli nedenleri var: Kültürel olarak işçilerin işyerlerine geldiklerinde sendikal örgütlenmeleri yok. Buna ek olarak, çatı sendikalarına karşı bir hayal kırıklığı var. İtalya'da en tanınmış ve en büyük sendikalar CGIL, CISL ve UIL'dir. USB'ye üye olanlar genellikle daha önce bu sendikalardan birine üyeydiler.
Öte yandan, taban sendikası olarak karşılaştığımız bazı özel zorluklar da var. İtalya'da sendikal temsil ile ilgili bir yasa yok. Yasaya dayanarak toplu sözleşmelere etki edemiyoruz. Ulusal toplu sözleşmeler genellikle CGIL, CISL ve UIL tarafından imzalanır. USB olarak, toplu sözleşmeleri genellikle imzalamıyoruz. İşyerine gittiğimizde, işveren bizi muhatap almıyor. Bu, bizi müzakerelerin dışında tutmanın bir yoludur. Tabii ki bu durumda işçileri harekete geçirmek ve sendikaya kazanmak daha zor oluyor. Bu nedenle, sendika olarak, özellikle yüksek üye sayımızla veya daha güçlü, daha sert ve daha radikal eylemler düzenleyerek gücümüzü kullanmalıyız. Örneğin, işverenlerin bizi sendika olarak ancak arka arkaya üç grev düzenlediğimizde muhatap aldıklarını gördük. Bu da, daha fazla ekonomik kayıp yaşamamak için bizimle görüşmek zorunda kalmalarına neden oluyor.
SAVAŞ SANAYİ, FAZLA MESAİ, DÜŞÜK ÜCRETLERE İLİŞKİN ÇALIŞMA YAPIYORUZ
Şu anda ulusal ve yerel düzeyde hangi kampanyaları yürütüyorsunuz? 21 Haziran'da, silahlanmaya karşı ve Meloni hükümeti tarafından desteklenen NATO ve AB'nin savaş çığırtkanlığını teşhir eden bir grev düzenlediniz. Ayrıca, silahlanmaya harcanan paranın, ücretlerin ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için harcanması gerektiğini vurguladınız.
Evet, silahlanma, ulusal düzeyde çok üzerinde çalıştığımız bir konu. Grev çok başarılı oldu ve kesinlikle büyük umut verdi. Çünkü farklı sektörlerde greve katılım çok yüksekti ve 21 Haziran'da Roma'da düzenlenen ulusal gösteri çok büyük çaplıydı. USB'nin resmi sitesine göre; özellikle yerel ulaşım, demiryolu sektörü ve Cenova limanında çok yüksek katılım oranları kaydedildi. Sanayi ve lojistik sektörlerinde de çok yüksek oranlar kaydedilirken, kamu sektöründen de önemli bir katılım oldu.
Ulusal ve yerel düzeyde, fazla mesai sözleşmeleri, yani temizlik veya kapıcılık hizmetleri gibi kamuya yönelik, ancak resmi olarak kamu sektörüne ait olmayan tüm işlerle ilgili kampanyalar düzenliyoruz. Öte yandan, ulusal düzeyde entegrasyon yardımcılarının çalışma koşullarının iyileştirilmesi için çalışıyoruz. Bu, zihinsel engelli çocuklar ile sınıf arasındaki iletişimi sağlayan profesyonel bir figürdür. Önemli işlerine rağmen, yaz aylarında, yani okul tatillerinde ücretlerinin kesintiye uğramasını öngören özel bir tür süresiz sözleşmeye sahipler. Süresiz sözleşmeleri olduğu için, çalışmadıkları aylarda başka bir işte çalışamazlar. Bu da onların çalışma koşullarını özellikle güvencesiz hale getiriyor.
Bunların çoğu kadınlar, ki bu da elbette bakım işi olmasıyla ilgili. Bu, entegrasyon yardımcıları ahlaki şantaja maruz kalıyorlar. Düşük ücretli bir iştir, grev yapmaları da mümkün değil, çünkü grev yaparlarsa çocuklar bakımsız kalır. Bu nedenle grev yapmadan önce her zaman aileleri uyarırlar. Çalışma koşullarının güvencesizliği ve bunun sonucunda işyerinde ekonomik açıdan savunmasız olmaları nedeniyle, entegrasyon yardımcısı olarak çalışan kadınlar ailevi baskılara ve ekonomik bağımlılığa maruz kalmaktadırlar.
KADIN İŞÇİLER CİNSEL TACİZ VE İSTİSMAR SALDIRISINA UĞRUYOR
Bunun için, entegrasyon yardımcılarının iş mücadelelerini organize etmek ve erkeklerin ağırlıklı olduğu sendikal örgütlenme eğilimine karşı koymak amacıyla bölgesel koordinasyonlar kuruldu. Ne yapılacağına karar veren konseyler var. Ancak, kadınların ayrı bir şekilde bir araya gelebileceği bir alan hala eksik. Çalışma koşullarını ve özellikle cinsel taciz veya istismar saldırısına uğrayan kadınların özel çalışma koşullarını öğrenmek için anonim bir anket hazırladık. Non una di meno gibi bazı feminist hareketler, özel çalışma koşullarına dikkat çekmek için kadınların özel taleplerini kısmen ileri sürmüşlerdir.
PATRONLAR, İŞÇİLERİ KENDİ KURDUKLARA SENDİKALARA ÜYE OLMAYA ZORLUYOR
Özellikle son zamanlarda her yere yayılan Uber gibi taksi hizmetleri ve yemek dağıtım hizmetleri gibi sözde platform işleri konusunda sendikanızın tutumu nedir?
Sadece bizim sendikamızın değil, genel olarak sendikaların bu yeni iş dünyası gelişmelerini kavramak ve doğru bir şekilde ele almak konusunda özellikle yavaş davrandığını itiraf etmeliyiz. Bu işlerin işleyişini sendikal ve kurumsal düzeyde anlamak bizim için zor oldu. Şimdiye kadar sadece yemek dağıtım hizmetleri alanında, Just Eat ve Glovo çalışanlarının mücadelelerini destekleyerek deneyim kazandık. Bu iki şirketteki çalışma koşulları bazen ele alınması zor, çünkü bir yandan ulusal toplu sözleşmelere sahipler, diğer yandan sendikal müzakereleri kabul etmeye istekli değiller. İşçilere, üye olabilecekleri sendikaları gösteriyorlar. Bu sendikalara "korsan sendikalar" diyoruz, çünkü bunlar işverenlerin sendikaları. Bunun bir örneği, MSI kökenli sağcı bir sendika olan UGL'dir. Glovo'da geçen yıl büyük bir başarı elde ettik, işçiler üç gün üst üste grev yaptı ve bu da şirkete büyük zararlar verdi.
Glovo'da çoğunlukla Pakistanlı işçiler çalışıyor. Bu topluluk aracılığıyla büyük bir mobilizasyon sağladılar. Bu, hiç de kolay bir şey değildi, çünkü çoğu için üç gün üst üste çalışmamak, yemek yemekle yememek arasındaki fark anlamına geliyordu. Glovo işçilerinin üç günlük grevi, iş arkadaşları Ali Jamat'ın iş cinayetinde hayatını kaybetmesinin ardından gerçekleşti. Ali Jamat, iş sırasında bir araba tarafından ezilmiş ve üç hafta hastanede kaldıktan sonra hayatını kaybetmişti. Bu olay, Glovo'nun Pakistanlı teslimatçılarını özellikle etkiledi. Böylece grev başladı ve ardından yapılan müzakerelerde şirket, işçilerin taleplerini kabul etmek zorunda kaldı.
İTALYA'DA YILDA 180 İŞÇİ İŞ CİNAYETİNDE KATLEDİLİYOR
İtalya'da iş cinayetleri çok mu yaygın? Sendika olarak buna karşı nasıl mücadele ediyorsunuz?
İtalya'da iş cinayetleri oranı yüksek, yılda yaklaşık 170 ila 180 arasında. Bu durum, daha az kontrol ve çok hafif güvenlik önlemleri uygulayan Jobs Act gibi yasalar nedeniyle sistematik olarak da ortaya çıkıyor.
Rete Iside adında, iş cinayetleriyle ilgili çeşitli konuları ele alan bir ağ var. Bu ağ, bu konuyla ilgili eğitimler sunuyor ve işyerinde sorunlar olduğunda grevler düzenliyor. Bu ağda, göçmenler, emekliler veya öğrenciler gibi gayri resmi sektörde çalışan birçok kişi var, ama sadece onlar değil. İşyerlerinde kontrol ve denetimden sorumlu bir kurum olan Spesal da var. Ancak bu kurum, işverenleri bu kontroller hakkında bilgilendirmekle yükümlü. Spesal ayrıca sadece resmi sektörden sorumludur, ancak iş cinayetlerinin çoğu resmi sektör dışında yaşanmaktadır.
İŞÇİ SINIFI İÇİNDEKİ CİNSİYETÇİLİK VE IRKÇILIKLA MÜCADELE ETMEK GÖREVİMİZ
Sağcı işçilerle ne yapmalı? Sendika olarak bu konuda nasıl hareket ediyorsunuz?
İşçilerin sınıf bilinci, günümüzde kesinlikle gerçek bir sorundur. Son referandum, sınıf bilinciyle ilgili sorunun şu anda ne kadar büyük olduğunu açıkça göstermektedir. 5 yıl önce, Lega'yı seçenler CGIL'in metal işçileriydi. Bu nedenle, işçi sınıfının sol bir monolit olduğunu varsaymanın yanlış olduğunu düşünüyoruz. Aksine, işçi sınıfı içindeki cinsiyetçilik ve ırkçılıkla mücadele etmek ve sınıf bilincini güçlendirmek için politik pozisyonlarımızı ifade etmeye ve işçiler arasında belirli tartışmaları sürdürmeye devam etmek bizim görevimizdir.