Türkdoğan'dan AKP-MHP iktidarına çağrı: Umut hakkı için yasal düzenleme yapın
DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Türkdoğan, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin umut hakkı kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kararda yer alan Türk devletinin umut hakkını uygulamamasından "derin üzüntü duyuyoruz" ifadesini eleştiren Türkdoğan, Bakanlar Komitesi'ne sözleşmenin 46. maddesinin 4. paragrafını işleterek, dosyayı yeniden AİHM'e göndermesi, Meclis'te grubu bulunan partilere yasal düzenleme yapma çağrısında bulundu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk Komisyonu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin (AK BK) 17 Eylül tarihli "umut hakkı" kararına ilişkin basın toplantısı düzenledi. DEM Parti genel merkez binasındaki açıklamada konuşan Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, AK Bakanlar Komitesi'nin kararının önemine işaret ederek, Meclis'te grubu bulunan siyasi partilere sorumluluk almaları ve Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın özgür bırakılması çağrısını yaptı.
Umut hakkının ne olduğuna ilişkin bilgi veren Türkdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kişinin yaşamı sona erinceye kadar infazının devam ettirilmesini kabul etmediğini hatırlatarak, 11 yıl önce AİHM'in bu konuda ilk kararının ardından farklı tarihlerde benzer kararlar aldığını belirtti. "İngiltere kararında ifade ettiği 25 yıllık hapislik sürecinden sonra şartla salıvermeyle ilgili bir mekanizmanın kurulması gerektiğine dair karar verdi. Bu kararın uygulanmasıyla ilgili olarak da Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ilk olarak 2015 yılında Türkiye'den bilgi istedi" diyen Türkdoğan, Türk devletinin bu konuda herhangi bir adım atmayacağını ifade ettiğini kaydetti. Umut hakkının 2021 ve 2024 yıllarının ardından bir kez daha 2025 yılında AK Bakanlar Komitesi'nin gündemine geldiğini söyleyen Türkdoğan, "Bakanlar Komitesi 15-17 Eylül 2025 tarihleri arasında dosya üzerinden inceleme yaptı ve Türkiye ile ilgili kararını 18 Eylül 2025 günü web sayfasına koyduğu kararla açıkladı" bilgisini aktardı.
Kararda, "Türk devletinin AİHM kararının gereğini yerine getirmediği, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında 25 yılı dolduran mahpusla ilgili bir değerlendirme mekanizması kurulması yönünde yasal düzenleme yapmamasından derin üzüntü duyduğu" yönünde geçen ifadeyi eleştiren Türkdoğan, "Derin üzüntü duyabilirsiniz ama sizin elinizde mekanizmalar var, araçlar var. Üzüntü duymak yerine sözleşmenin 46. maddesinin 4. fıkrasını işletebilirsiniz. Yani ihlal prosedürünü işletip dava dosyasını yeniden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine intikal ettirip oradan kararın uygulanmadığına dair bir karar çıkartabilirlerdi; ki biliyorsunuz Osman Kavala dosyasında böyle yapılmıştı. Yine Bakanlar Komitesi kararında doğrudan doğruya Adalet Bakanlığına çağrı yapıyor ve 'İnsan Hakları Eylem Planı çerçevesinde infaz hukukunda düzenleme yaparken umut hakkını mutlaka düzenleyin' diyor" diye ekledi.
Bakanlar Komitesi kararında Meclis'te kurulan komisyona atıfta bulunulduğunu, bu konuda milletvekillerinin verdiği yasa tekliflerinin kanunlaşmasının istendiğini aktaran Türkdoğan, DEM Parti Grup Başkanvekilleri ve milletvekillerinin 24 Eylül 2024'te umut hakkının gereğinin yerine getirilmesi için kanun teklifi verdiklerini hatırlattı. Türkdoğan, bazı yasa maddelerinin iptalinin umut hakkının gerçekleşmesinin önündeki engelleri kaldıracağına işaret ederek şunları söyledi: "Aslında Bakanlar Komitesi 'tecride başvurma, yasal haklarını kullandır' demek istiyor. Biliyorsunuz sayın Öcalan'ın yasal haklarının kullandırılması konusunda halen sorunlar devam ediyor. Yani 6 yıl sonra avukat görüşünün yapılıyor olmasına kimi çevreler seviniyor, ama şu soruyu sormak lazım: 6 yıldır avukat görüşü ne için yaptırılmıyor? İnfaz manununda açık hüküm var. Biz bunu Adalet Bakanlığına ve bakanlık yetkililerine, AK Parti grubuna, MHP grubuna sürekli ifade ettik. İnfaz kanunundaki haklar tüm mahpuslar için genel haklardır, herkes için kullanılmalıdır. Yani dolayısıyla buna yeniden atıf yapıyor. Avrupa Konseyi'ndeki benzer iyi ülke örneklerinden yararlanılması gerektiğini ifade ediyor ve bir sonraki incelemeyi de Haziran 2026'da yapacağını söylüyor. Türkiye'ye Haziran 2026'ya kadar süre veriyor."
Umut hakkı hayata geçirilmezse Bakanlar Komitesinin yapması gereken prosedür bellidir
AK Bakanlar Komitesi'nden beklentilerini sıralayan Türkdoğan, Türk devletinin bu hakkı hayata geçirmemesi durumunda sözleşmenin 46. maddesinin 4. paragrafını işleterek, dosyayı yeniden AİHM'e göndermesi gerektiğine dikkat çekti.
DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, Meclis'te kurulan komisyonun bir an önce Öcalan ile görüşmesi gerektiğini söyleyerek, bunun için iki öneri sundu: "Ya bir heyetin sayın Öcalan'la İmralı'da görüşmesi ya da güvenlik önlemleri alınarak sayın Öcalan'ın Meclis'te komisyonla buluşturulması gerekir."
AKP-MHP iktidarına ve Meclis'te grubu bulunan partilere, milletvekillerine de çağrıda bulunan Türkdoğan, "DEM Parti olarak biz bu konudaki yasal hazırlıklarımızı yaptık. Hangi kanunlarda ne gibi değişiklikler yapılması gerektiğini ifade ettik. Bununla ilgili kanun tekliflerinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu kapsamda umut hakkı rahatlıkla düzenlenebilir. Bunun daha fazla geciktirilmemesi gerekiyor. Ve elbette ki bizim grup başkanvekillerimizin ve milletvekillerimizin verdiği kanun tekliflerinin de yasalaşmasını özellikle talep ediyoruz. Siyasal iktidardan da beklentimiz şu. İnsan Hakları Eylem Planı çerçevesinde infaz hukukunda bir düzenleme yapılması zaten şarttır. İnfaz Kanunu eşitsizliklerle doludur, ayrımcılıklarla doludur. Umut hakkı rahatlıkla düzenlenebilir. Özellikle Cumhur İttifakına kendi verdikleri sözü hatırlatıyoruz. Bakın bir kuşun uçabilmesi için çift kanadının olması gerekir. Tek kanatla kuş uçar mı? Sayın Bahçeli'ye atfen söylüyorum. Bu kuşun bir an önce çift kanatlı olması için sayın Öcalan'ın özgürlüğünün sağlanması gerekir. Bir siyasi ittifak kamuoyu önünde bir söz vermişse bu sözün gereğini yerine getirmek durumundadır. Barış ve demokratik toplum süreci sadece Türkiye'yi de değil bütün Ortadoğu'yu ilgilendiren bir süreçtir. Milyonlarca, yüz milyonlarca insanın geleceğini ilgilendiren bir konuya gerçekten çok daha ciddi yaklaşılması gerektiğini vurgulamak istiyorum" dedi.
Öncelikle Öcalan'ın infaz hukukundan kaynaklanan rutin haklarının yerine getirilmesi gerektiğini, Türkiye demokratik kamuoyuyla buluşmasının önündeki engellerin kaldırılmasını söyleyen Türkdoğan, "Avukatlarıyla, ailesiyle, heyetlerle görüşmesinin sağlanmasını ve bunların rutin hale getirilmesini de özellikle vurguluyoruz. Gerçekten bu çatışma çözüm sürecini başarmak istiyoruz. Sayın Öcalan bu konuda kararlı, bizler de çok kararlıyız. Barışı getirebilmemizin yolu da sayın Öcalan'ın mutlaka sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarından geçiyor. Siyasi iktidar bakımından uluslararası hukukun gereği olarak bir meşruiyet var zaten. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar vermiş. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi size tavsiyede bulunuyor. Yani şu anda kamuoyu önünde herhangi bir yetkilinin çıkıp, 'Ya biz bu umut hakkını yapamayız' diyebilecek tek bir argümanı yok. Mahkeme kararı var, siyasi organ kararı var. Bir an önce umut hakkının gerçekleşmesi konusunda siyasi iktidarın, TBMM'nin, bu konuda sorumlu olan herkesin adım atması gerektiğini ifade etmek istiyoruz" diye konuştu.