Osman Çiçek: Suruç'un az ötesindeki halkının acılarına kayıtsız kalamazdı

Suruç'ta büyüyen Osman, işçi sınıfının yaşamını, yoksulluğun ve emeğin gerçek yüzünü derinden hissetmişti. SGDF'nin çağrısına kayıtsız kalmadı. Çünkü yanı başında sınırın hemen ötesinde DAİŞ barbarlarının yıktığı kent, halkının yaşadığı topraklardı. Bu yüzden halkının acılarına bir nebze merhem olmak için yola çıktı.
Osman Çiçek, 6 Haziran 1993'te Urfa'nın Suruç ilçesinde doğdu. Tıpkı çocukluk arkadaşı Kasım Deprem gibi, Osman da zorluklarla şekillenen bir hayatın içine doğmuştu. Ancak bu zorluklar, onu daha da güçlendirdi ve devrimci bir bakış açısına yöneltti.
Suruç'ta büyüyen Osman, işçi sınıfının yaşamını, yoksulluğun ve emeğin gerçek yüzünü derinden hissetmişti. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF) çağrısına kayıtsız kalmadı. Çünkü yanı başında sınırın hemen ötesinde DAİŞ barbarlarının yıktığı kent, halkının yaşadığı topraklardı. Bu yüzden halkının acılarına bir nebze merhem olmak için yola çıktı.
Osman, çok sakin bir kişiliğe sahipti. Ağabeyi Muhittin, "Sürekli gülen, coşkulu bir insan değildi. Çok sakindi, içine atardı. Kimseye tepki göstermezdi ama bu soğukluk değildi. Kimseyle küs kalmaz, her zaman yardıma koşardı" diyerek Osman'ın karakterini anlatıyor. Osman, kimin bir derdi olsa, elinden geleni yapar, çözüm üretmeye çalışırdı. Tarlada, sanayide çalıştı, ama asla başkalarına da yardım etmekten geri durmadı.
Birçok insan gibi Osman da, çocukluktan itibaren her yaz pamuk toplar, kışın ise tamir işlerinde çalışarak ailesinin geçimine katkı sağlardı. İsmail Denli, Osman'ın ve Kasım'ın birlikte geçirdiği zamanları anlatırken, "Beni sık sık ararlardı, gece saat 11'de bile ‘çay yapıyoruz, geliyoruz' derlerdi. Hep birlikte zaman geçirirdik, bu anlar çok kıymetliydi" diyerek onların arkadaşlıklarını tanımlıyor.
Osman'ın hem aileye hem de çevresine karşı olan sorumluluğu ve sevgisi, onun en belirgin özelliklerinden biriydi.
O ve Kasım Deprem, bu yolu yalnızca bir ideali hayata geçirmek için değil, aynı zamanda özgürlüğün, eşitliğin ve barışın simgesi haline gelmek için seçmişlerdi. Suruç'ta, kurmayı planladıkları çocuk parkları ve kreşlerle, geleceğe dair umutlarını somutlaştırmayı amaçlıyorlardı.
*Portre dizimiz yarın Kasım Deprem ile devam edecek...
Kaynakça:
*Kobanê'ye Gitmek
*Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak