27 Temmuz 2024 Cumartesi

'Nakba bitecek, Filistin halkı geri dönecek'

Nakba'nın 76. yılında İstanbul'da yüzlerce kişi, Büyük Postane önünden Eminönü Meydanına yürüdü. Nakba'nın sürdüğünü haykıran yüzlerce kişi, soykırımcı İsrail'le tüm ilişkilerin kesilmesini istedi.

Nakba Eylem Komitesi'nin çağrısıyla yüzlerce kişi, Nakba'nın 76. yıldönümünde Filistin halkının geri dönüş hakkını savunmak ve siyonist İsrail'in Gazze Şeridi'ne dönük soykırım saldırılarını protesto etmek için Sirkeci'de bulunan Büyük Postane önünden Eminönü Meydanına yürüdü.

"Nakba sürüyor! Nehirden denize özgür Filistin için soykırımcı İsrail'le tüm ilişkiler kesilsin!" ana pankartı arkasında çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü, emek meslek örgütü kendi kortejini oluştururken, pankartlarda ve dövizlerde İsrail'le tüm ilişkilerin kesilmesi, Refah ve Gazze'ye dönük saldırıların son bulması, Filistinlilerin geri dönüş hakkı vurguları ön plana çıktı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Kezban Konukçu ve Emek Partisi (EMEP) milletvekili İskender Bayhan'ın da katıldığı yürüyüş boyunca, "Nehirden denize özgür Filistin", "Filistin'e özgürlük, İsrail'e boykot", "İşbirlikçi sermaye hesap verecek", "Katil ABD, Ortadoğu'dan defol", "Yaşasın küresel intifada" sloganları atıldı. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) "Siyonist İsrail yenilecek, direnen Filistin halkı kazanacak" pankartıyla yürüdü.

'GEÇMİŞTE KALMIŞ BİR ACIYI ANMIYORUZ'
Yürüyüşün ardından meydanda basın açıklaması düzenlendi. Basın metnini okuyan Nihle Kalem, "Bugün, Batı sömürgeciliğinin siyasi ve askeri desteğiyle bölgemize yerleşen ırkçı işgalci İsrail rejimin ilan edilmesiyle, Filistin halkının anayurdundan dünyanın dört bir yanına zorla sürgün edilişinin yıl dönümü" ifadelerini kullandı.

Bugün geçmişte kalmış bir acıyı anmadıklarının altını çizen Kalem, Nakba'nın bitmediğini vurguladı. İsrail'in Filistin'e dönük on yıllardır aralıksız süren saldırılarının bu günlerde tüm dünyanın gözü önünde bir soykırıma dönüştüğünü kaydeden Kalem, Filistin halkının 7 Ekim'den sonra mutlak kuşatma altında hayatta kalmaya çalıştığını belirtti.

'FİLİSTİN HALKI YÜZYILI AŞKIN SÜREDİR DİRENİYOR'
İşgal devletinin soykırım saldırısıyla Gazze'nin, üzerinde hiçbir Filistinlinin kalmadığı devasa bir mezarlığa dönüşmesinin amaçlandığını belirten Kalem, Filistin halkının yüzyılı aşkın süredir toprağı, kültürü ve özgürlüğü için direndiğini söyledi.

Filistin, elindeki her türlü araçla binlerce yıllık anayurdunun kaderini işgalciye terk etmiyor. Tarih gösterdi ki, Nakba ne kadar şiddetliyse onu reddeden Filistin İntifadası da o denli azimli" diyen Kalem, Filistin halkının sömürgeciliğe, işgale ve yok olmaya karşı direnişinin tüm dünya halklarına ilham olduğunu dile getirdi.

'FİLİSTİN MÜCADELESİ SÖMÜRGECİLİĞE KARŞI SAVAŞIN BAYRAĞI'
Bu nedenle Filistin mücadelesinin dünyanın her yerinde halklar tarafından sahiplenildiğini, sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı savaşın bayrağı olduğunu vurgulayan Kalem, şöyle devam etti: "Filistin halkı, emperyalist odakların işgal devletine askeri ve siyasi desteğini etkisizleştirecek yöntem olarak, işgalci İsrail'i besleyen tüm kaynakların baskı altına alınarak işgalcinin yalnızlaştırılmasını görüyor.  İsrail'e boykot ve tecrit talebini, Filistin halkının mücadelesini sahiplenen tüm toplumsal hareketlerin, siyasi kurumların, emek ve hak örgütlerinin, bilim ve sanat kurumlarının ilkesi haline getirmek için sesimizi yükseltmeliyiz."

'İSRAİL'LE TÜM İLİŞKİLER KESİLSİN'
İşgal devletiyle tüm ilişkilerin suç ortaklığı olduğunu ve tamamen kesilmesi gerektiğini belirten Kalem, Türk devletinin İsrail'le kurulduğu andan itibaren yoğun ilişkiler geliştirdiğini ifade etti. 2023'te Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret hacminin 10 milyar dolara ulaştığını belirten Kalem, şu ifadeleri kullandı: "7 Ekim'den sonra başlayan Filistin'deki soykırım sürecinde, işgal devletinin savaş makinesini işler durumda tutacak her türlü lojistik kaynak Türkiye üzerinden akıtılmaya devam ederek soykırımda utanç verici bir rol oynandı. Geldiğimiz noktada sebatla sürdürülen 'İsrail'le ilişkiler kesilsin' mücadelesi ve toplumsal basıncın etkisiyle hükümet geçici olarak ticareti kesme kararı alarak suçunu telafi etmeye çalışıyor. Bu karar aynı zamanda işgal devletine karşı mücadelenin onurlu bir kazanımı olup, bu mücadelenin meşruiyetini pekiştirmiştir. Bu karar önemli olmakla birlikte, serbest ticaret anlaşmasının feshi ve işgal devletine ticari tecritle bitmediği müddetçe, anlamı ve etkisi geçici ve sınırlı olacaktır. Türkiye, El Aksa Tufanı öncesinde işgal devleti İsrail ile yaşadığı normalleşme kapsamında, Filistin halkına ait doğalgaz kaynaklarının İsrail tarafından çalınarak Avrupa'ya satılmasında önemli bir rol üstlenmeyi amaçlamıştır. Bu işbirliği ihtimaline karşı Türkiye, bu tür bir hırsızlık projesinde rol almayacağını açıkça ilan etmelidir."

Türkiye'de bulunan ve İsrail çıkarına kullanılan İncirlik ve Kürecik üslerinin de derhal kapatılması gerektiğinin altını çizen Kalem, Türkiye'yle İsrail arasında imzalanan "normalleşme" anlaşmasının da derhal feshedilmesi ve diplomatik ilişkilerin sonlandırılması çağrısı yaptı.

'FİLİSTİN ÖZGÜR OLANA DEK MÜCADELE SÜRECEK'
Bu mücadelenin Filistin toprağı özgür olana dek süreceğini belirten Kalem, "Bu topraklarda siyonizmi hangi varlık biçimiyle olursa olsun barındırmayacağız! Biz bulunduğumuz her yerde, Filistin halkının, başta Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı olmak üzere tüm tarihsel haklarına kavuşuncaya ve toprağında özgürce yaşama hakkını elde edinceye dek Filistin halkının direndiği gibi direneceğiz! Filistin halkının tarihsel haklarına ulaşma mücadelesi zaferle sonuçlandığında; Arap, Yahudi, Hıristiyan tüm unsurlarıyla Filistin toprağı özgürleşecek. Bu zafer, aynı zamanda baskı ve sömürüye karşı direnen tüm halkların zaferi olacaktır" dedi.

Eylem sloganlarla son buldu.