18 Mayıs 2024 Cumartesi

Kayıp yakınları: Leyla Güven'in talepleri kabul edilsin

İHD ve kayıp yakınlarının "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla gerçekleştirdiği eylemin 518. haftasında Leyla Güven'in eylemi selamlanırken, biran önce yetkililerin taleplere cevap olması gerektiğine dikkat çekildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınlarının "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eyleminin 518'incisi, İHD Diyarbakır Şubesi'nde gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" yazılı pankart da açıldı. Eyleme bu hafta, İHD Diyarbakır Şube yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde kaybedilen Ömer Öner ve Mehmet Nuri Dayan'ın akıbeti soruldu.
 
İnsan hakkı ihlallerinin her geçen gün arttığına işaret eden İHD Şube Sekreteri Yüksel Aslan Acer, "Leyla Güven 66 gündür bu halk için açlık grevinde. Cezaevlerinde baskılar altında tutsaklar bedenlerine açlığa yatırmış durumda. Leyla ve tüm tutsaklar da bir ananın evladıdır. Onların da aileleri, çocukları, anneleri, babaları var. Leyla Güven açlık görevindeyken, annesi yaşamını yitirdi. Bu sessizlik nedendir? Neden kimse bu eylemlere ses olmuyor? Hepimizin artık elini vicdanına koyması gerekiyor. Leyla'nın yaşamı ciddi bir tehlike altındadır. Bu açlık grevlerinin biran önce cevap bulması gerekiyor. İnsanların, haklarını istedikleri için ölmelerini istemiyoruz" diyerek açlık grevi eylemlerini selamladı. 
 
Yıllardır hak ihlallerinin takipçisi olduklarını ifade eden Acer, "Biz bunları takip ederken, takipçisi olurken ihlaller yaşanmaya devam ediyor. Bu ülkede anneler çocuklarının cenazelerine ulaşabildikleri için mutlu oluyorlar. Bu ülkede evlatlar annelerini göremiyorlar. Leyla Güven annesini gömemedi, Aysel Tuğluk'un annesini gömmesine izin verilmedi. Taybet ananın çocukları annelerini gömemediler" dedi.
 
14 Ocak 1994 yılında evden çıkan ve bir daha geri gelmeyen Ömer Öner'in hikayesini eşi Nezire Baran anlattı. Baran, eşinin arkadaşıyla beraber motorla hayvan otlatmaya gittiğini belirterek, "Bir daha ikisinden de haber alamadık. Her yere gittik, her yere başvurduk fakat ulaşamadık. Korucuların köyüne girdiğini ve bir daha oradan çıkmadığını söylediler. Eşimden sonra biz onu aradığımız için günlerce evimiz basıldı. Devletin baskısından kaçıp Diyarbakır'a taşındık. Eşimden o günden beridir hiç haber almadık. Durumum da yoktu, çocuklarımla yalnız kalmıştım, çok fazla zorluklar yaşadım. Bunca yıl geçti ama hala eşimi arıyorum. Nefesim yetene kadar da arayacağım. Hiç değilse kemiklerini bulmak ve cenazesini defnetmek istiyorum. Bir mezar taşımız olsun istiyorum. Eşimi ve tüm kayıpların önünde saygıyla eğiliyorum" diye konuştu. 
 
Açıklama kayıplar için yapılan 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.