Arzu Demir yazdı | Ahmed Sa'adat'a özgürlük!

İsrail zindanları, uyguladıkları vahşette dünyada ilk sıralarda olmayı hak ediyor. Megiddo zindanı geçtiğimiz eylül ayında, elleri arkadan kelepçelenerek yüzüstü yere yatırılmış onlarca Filistinliye yapılan işkenceyle gündeme gelmişti. Söz konusu görüntüler sosyal medyada yayınlanmıştı. FHKC Tutsaklar Komitesine göre, Ekim 2023'ten bu yana, 66'dan fazla tutsak, İsrail zindanlarında işkenceyle katledildi.
Ahmed Sa'adat, Filistin halkının ulusal kurtuluş hareketinin önemli liderlerinden. Ayrıca, siyonizme, kapitalizme, İsrail apartheid rejimine ve sömürgeciliğe karşı direnişin enternasyonal bir sembolü. Filistin'in devrimci örgütlerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin (FHKC) Genel Sekreteri olan Sa'adat 23 yıldır rehin tutuluyor.
2005 yılında Filistin özerk yönetiminin kontrolü altındaki Eriha Hapishanesinde tutuluyordu ve o zaman, telefonla gazetecilerle görüşme imkanına sahipti. O dönemde Teoride Doğrultu dergisi olarak, Türkiye'de yaşayan FHKC'li dostlarımızın aracılığıyla kendisiyle telefonda uzun bir röportaj yapma imkanı bulmuştuk. Bu röportaj, derginin Eylül-Ekim 2005 tarihli 22. sayısında yayınlanmıştı. O günkü hukuki durumuyla ilgili sorumuza yanıt vermeden önce şunları söylemişti: "Sorunuzu yanıtlamadan önce, sizin aracılığınızla Türkiye'deki emekçi sınıfları, ezilen halkları ve onların emperyalizme karşı yürüttükleri mücadeleyi en içten duygularımla selamlıyorum. Ayrıca tutsak durumdaki lider yoldaşım Abdullah Öcalan'a özel saygı ve sevgilerimi gönderiyorum. Çünkü O, kendi halkının direniş sembolü haline geldi."
Ahmet Sa'adat'ın esaret koşulları 2006 yılından itibaren çok ağırlaştı. Çünkü, Eriha'dan kaçırılarak İsrail denetimindeki bir hapishaneye konuldu. Şu anda Megiddo zindanında tutuluyor.
FHKC, 5 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, Sa'adat'ın bu hapishanede tecrit hücresine nakledilirken çok ağır bir saldırıya uğradığını belirtti, "Sağlık durumu ciddi. Bu durumun sorumlusu işgal devletidir" dedi.
Salı gecesi görüştüğüm Filistinli dostlarım da şu bilgiyi verdi: "Bu sabah (salı) aldığımız bilgiye göre, hala sağlık durumu çok ağır. Hapishane koşulları insanlık dışı."
Sa'adat'ın yanı sıra, esir takasında serbest bırakılması gereken tüm liderler, İsrail zindanlarında çok ağır saldırılarla karşı karşıya. Bu şiddet politikasını Filistinli direniş örgütleri, "yavaş suikast" olarak tanımlıyor. Elbette bu, Filistin halkına karşı sürdürülen soykırımın bir parçası.
1967 yılından beri Filistin ulusal kurtuluş hareketinin içinde yer alan Ahmet Saa'dat, Ebu Ali Mustafa'nın ardından FHKC'nin genel sekreteri oldu. Ocak 2006'da Filistin Yasama Konseyine seçildi.
15 Ocak 2002 tarihinden bu yana da rehin. Daha öncesinde de 6 kez hapsedildi, toplam 10 yıl zindanlarda tutuldu. En son, dönemin İsrail Turizm Bakanı siyonist faşist Rehavam Ze'evi'nin 17 Ekim 2001'de cezalandırılması eylemini organize ettiği gerekçesiyle Yaser Arafat liderliğindeki Filistin yönetimi tarafından tutsak edildi. FHKC gerillaları, eski genel sekreterleri Ebu Ali Mustafa'nın öldürülmesinin intikamını almak için bu eylemi gerçekleştirmişti. İsmail Haniye'nin başbakan seçildiği 2006 seçimlerinde, Filistin yönetiminin vaatlerinden biri, "güvenlik koordinasyonu" adı altında hapiste tutulan siyasetçilerin serbest bırakılmasıydı. Sa'adat'ın da serbest bırakılması muhtemelken, İsrail askerleri 14 Mart 2006 tarihinde Eriha Hapishanesine baskın düzenleyerek, Ahmed Sa'adat'la diğer 5 tutsağı kaçırdı. 25 Aralık 2008'de 30 yıl hapis cezası verildi. 2006'dan bugüne birçok kez açlık grevi direnişinde yer aldı.
Mahkûm Destek ve İnsan Hakları Derneğine göre, 6 Mayıs itibariyle İsrail zindanlarında 9 bin 900 Filistinli tutsak var. Bunların 3498'i "idari tutuklama" olarak geçiyor. Bir nevi gözaltı. Ancak bu gözaltı yılları buluyor. 400 çocuk ile 27 kadın da tutsak.
İsrail zindanları, uyguladıkları vahşette dünyada ilk sıralarda olmayı hak ediyor. Megiddo zindanı geçtiğimiz eylül ayında, elleri arkadan kelepçelenerek yüzüstü yere yatırılmış onlarca Filistinliye yapılan işkenceyle gündeme gelmişti. Söz konusu görüntüler sosyal medyada yayınlanmıştı. FHKC Tutsaklar Komitesine göre, Ekim 2023'ten bu yana, 66'dan fazla tutsak, İsrail zindanlarında işkenceyle katledildi.
FHKC, dünya halklarına, işkence altındaki Filistinli tutsaklarla dayanışma çağrısı yapıyor.
İsrail'in 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze'de sürdürdüğü soykırım düşünüldüğünde Filistin halkıyla enternasyonal dayanışmanın yükseltilmesi çok önemli, çok acil ve çok gerekli. Dünyanın gözü önünde bir halk, soykırımdan geçiriliyor.
İsrail kabinesi kısa bir süre önce, neredeyse taş üstünde taş bırakmadıkları Gazze'nin tamamını işgal kararı aldı. Kararın uygulanması halinde İsrail'in Gazze'deki işgali şeridin tamamına yayılacak. Bu binlerce yeni ölüm, yaralanma, hayatta kalanların ise açlıkla sınanması ve sürgün yollarına düşmesi demek.
Yetkililerin iddiasına göre, İsrail böylece Filistin direnişini tamamen yenilgiye uğratmayı ve rehineleri serbest bıraktırmayı amaçlıyor. Normalde, İsrail, varılan anlaşma ikinci aşamasına geçmek üzereyken, ateşkesi, 18 Mart'ta gerçekleştirdiği büyük saldırıyla bitirdi. O günkü saldırılarda 400'den fazla insan katledildi, onlarcası da yaralandı.
İsrail'in bozduğu anlaşmanın ilk aşamasında 33 İsrailli rehine ile yaklaşık 1900 Filistinli esir serbest bırakıldı. Ancak ikinci aşama, İsrail'in Gazze'den tamamen çekilmesini ve kalıcı bir ateşkesi içeriyordu. Hamas, bu aşamaya geçilmesi için ısrarcı olurken, bunu reddeden İsrail, yeni şartlar dayattı.
İsrail, Gazze'de 59 esirin kaldığını söylüyor. Ancak, Gazze'deki saldırılar, esirlerin de hayatını riske atıyor. Hamas, bugüne kadar İsrail'e 44 rehine cenazesini teslim etti.
Yeni işgal planının ABD Başkanı Trump'ın 13 Mayıs'ta başlayacak Ortadoğu ziyaretini tamamlamasının ardından devreye konulması bekleniyor. Trump'ın Gazze planını unutmak mümkün değil. Enkazların altı hala cansız, parçalanmış bedenlerle dolu olan Gazze için "Yeniden inşa edeceğim, Ortadoğu'nun Riviera'sı yapacağım" gibi insanlıktan nasibini alamamış sözler sarf etti. Bu plan, yaklaşık 2 milyon Filistinlinin bölge dışına, özellikle Mısır ve Ürdün gibi komşu ülkelere sürgün edilmesi anlamına geliyor. Bu faşist züppe, bir emlak patronu olarak, Gazze'de bir halkın soykırımını değil, ranta açılacak bir alan görüyor.
Trump'ın bu planlarına dur demek, Filistin halkının, tutsakların hayatta kalmasını sağlayabilmek için, enternasyonal dayanışmanın, mücadelenin daha da büyütülmesi gereken zamanlardayız.