22 Aralık 2025 Pazartesi

İmralı Heyeti ve Özel'den açıklama

İmralı Heyeti ve CHP Genel Başkanı Özel toplantı sonrası gerçekleştirdikleri açıklamada, siyasal ve toplumsal mutabakatın hayati önemde olduğu vurgusu yapıldı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti üyeleri Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Faik Özgür Erol ile CHP Genel Merkezinde, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından heyetler basın toplantısı düzenleyerek, görüşmeye ilişkin kamuoyuna bilgi verdi.

'ADİL YARINLARI UMUT EDİYORUZ'
Özel, bugün Meclis'te Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ve partilerin belirlediği yazım ekibinin bir araya geleceğini de belirterek, komisyonun rapor yazım sürecini, süreç ile ilgili nasıl bir çalışma prensibi ve takviminin temel alınacağının ele alınacağını ifade etti. Komisyonun rapor yazım sürecini hızlı bir biçimde ele alması gerektiğini belirten Özel, "Bu konuda partiler ortaklaşıyor. Herkesin kabul edebileceği Türkiye'nin hem 'Terörsüz Türkiye' hedefini hem de demokratik Türkiye hedefini birlikte hayata geçirebilecek birbirinin peşine değil, ama iç içe böyle bir süreci gerçekleştirebilecek. Bu topraklar üzerinde gözyaşlarının durmasını, kardeşliğin, barışın hakim olmasını sağlayacak ve Türkiye'nin yarınlarına barış içinde, el ele omuz omuza, Türkün de, Kürdün de evladının geleceğinde endişe duymadığı en iyi eğitimi alabileceği hep birlikte hızla kalkınacağımız ve adil bir şekilde bölüşebileceğimiz yarınları umut ediyoruz" dedi.

Özel şöyle devam etti: "Hem Türkiye'de hem de Suriye'de Türkler için de Kürtler için de Dürziler için de, Aleviler için de Türkmenler için de anayasal demokratik ve barış içinde iki devlet ümit ediyoruz. Türkiye'de de Suriye'de de barışın, kardeşliğin, demokrasinin hakim olmasını, iki tarafta da tam anlamıyla bir barışın hakim olmasını, Türkiye ile Suriye arasında iyi ilişkileri sınırın iki yanındaki kardeşliğin iki ülkenin yarınlara birlikte güvenle adım atmasını ümit ediyoruz. Türkiye ile Suriye arasında ilişkileri, sınırın her iki yanındaki kardeşleri, iki ülkenin yarınlarını birlikte ve güvenli şekilde kurmasının hem Türkiye'ye hem Suriye'ye hem Türkler hem Kürtlere hem de bütün Ortadoğu'ya ve insanlığa iyi geleceğini ümit ederek sözü sayın başkanlarıma bırakıyorum."

'HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI'
Ardından konuşan Pervin Buldan, sürecin geldiği aşamanın detaylarını konuştukların belirterek, CHP'nin yapıcı rolüne önem verdiklerini dile getirdi. Buldan, "Çünkü Kürt sorunu siyaset üstü bir meseledir ve bu meseleyi çözmek hepimizin görevi ve sorumluluğudur. Barış elbette ki Türkiye'ye yakışan bir şey. Uzun yıllar çatışmalı bir süreç yaşadık bu ülkede. Bu coğrafyada çokça kan aktı. Anneler ağladı. Gencecik insanlar toprağın altına girdi. Gencecik bedenler toprağın altına girdi. Dolayısıyla bundan sonra böylesi bir sürecin yaşanmaması için hepimizin elini artık gövdesini taşın altına koyma zamanı gelmiştir diye düşünüyorum" dedi.

'SÜREÇ MÜZAKEREYLE, DİYALOGLA, KARŞILIKLI GÖRÜŞMELERLE YÜRÜYECEKTİR'
Mithat Sancar da "Önemli bir görüşmeydi. Bu sürecin çok boyutlu ve zorlu olduğunu her seferinde dile getiriyoruz. Farklı yaklaşımlar, karşılıklı eleştiriler süreç içinde ortaya çıkabilir. Fakat bu süreçlerin ruhunun münazara değil. Bir kez daha hatırlamamız gerekiyor. Münazara birbirini alt etme ve kendini haklı çıkarma anlayışıdır. Müzakere ise birbirini dinleme, diyalog, diyalogla ilerleme sanatıdır. Bizler de bugün müzakerenin çok değerli bir örneğini birlikte yaşadık. Kaygıları, eleştirileri, itirazları karşılıklı birbirimizle paylaştık ama bir konuda da mutabıkız. Süreç müzakereyle, diyalogla, karşılıklı görüşmelerle yürüyecektir" ifadelerini kullandı.

'SİYASAL MUTABAKAT HAYATİ ÖNEMDE'
Sancar, şöyle devam etti: "Bu konuda da siyasal mutabakat ve toplumsal uzlaşma hayati önemdedir. Bir kez daha gördük ki Cumhuriyet Halk Partisi bu süreçte bu rolü olumlu bir şekilde oynamaya devam edecek iradeyi gösteriyor. Bu son derece önemli. Bizler yayılmak istenen gerilim, çatışma, ırkçı tahrik ortamına karşı hep birlikte demokrasinin ve barışın birlikteliğiyle ortak mücadeleyi yürütmek zorundayız. Bunun da önümüze barışın ve demokrasinin yolunu gerçekten sonuna kadar açacağına inanıyoruz."