Kadınlar Diyarbakır'dan haykırdı: En önde biz direneceğiz
Kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadınlar Diyarbakır'da kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirdi. Erkek egemen sistemin kadına dönük şiddeti, katliamı teşvik ettiği vurgulanan eylemde, Kürt kentlerinde yaşanan şiddet ve kadın katliamlarına kadınların izin vermeyeceği kaydedildi. Eyleme kitlesel olarak katılan Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları, bir yıldır yürüttükleri mücadele sonucu birçok gerçeği açığa çıkardıklarını vurguladı, kadınlar için adalet mücadelesine katılım çağrısında bulundu.
Diyarbakır'da kadına yönelik şiddete karşı kadınlar Bağlar ilçesindeki eski cezaevi önünde bir araya gelerek Ofis AZC Plaza önüne yürüdü. Yürüyüşe Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları, Rojin'in ailesi, TJA, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, Dicle Diyarbakır Kadın Platformu bileşenleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, ilçe belediye eşbaşkanları, DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, DEM Parti ve Demokratik Bölgeler Partisi il, ilçe örgütleri ve yüzlerce kadın katıldı.
Kadınlar; "Li hemberî tundiyê em jiyana azad birêxistin dikin", "Em bi Jin, Jiyan, Azadî xwe diparêzin", "Eğer bu saldırıların birinci hedefiysek, o zaman en önde direnenler bizler olmalıyız" ve "Kadınların barışı özgür yaşamı savunmaktır" pankartlarının açıldığı eyleme, Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları da "Rojin Kabaiş için adaleti sağlayacak, şüpheli kadın ölümlerini aydınlatacağız" pankartıyla katıldı.
Yürüyüşte sık sık "Jin jiyan azadî", "Rojin'e uzanan eller kırılsın", "Rojin için adalet", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Erkek vuruyor, devlet koruyor", "Kadın cinayetleri politiktir", "Erkek adalet değil gerçek adalet", "Bijî serok Apo" sloganları atıldı. Meşalelerin yakıldığı yürüyüş sırasında katledilen kadınların isimleri okunarak, "Burada" denildi.
MKG üyesi kadın gazeteciler de, "Ji tundiya li ser jinên rojnameger re na, çapemeniya azad nayê bêdengkirin - Kadın gazetecilere yönelik şiddete hayır, özgür basın susturulamaz" pankartıyla yürüyüşteki yerlerini aldı, katledilen Kürt gazetecilerin fotoğraflarını taşıdı. Gazeteciler, "Özgür basın susturulamaz" sloganını attı.

'HÜKÜMET POLİTİKALARI TACİZİ, TECAVÜZÜ ARTIRIYOR'
Alkış, zılgıt ve sloganlarla AZC Plaza önüne gelen kadınlar burada açıklama yaptı. Açıklama metnini okuyan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Ruçem Vefa Elyakut, katledilen kadınların isimlerini sıralayarak, mücadelelerini sahiplendiklerini vurguladı. Devlet şiddetinin her yerde olduğuna dikkat çeken Elyakut, "Bu hükümet sistematik politikalarla karanlığa itiyor. Bu şekilde tacizi, tecavüzü arttırıyor. Erkek şiddetine karşı tedbir alınmıyor. Kadın katliamlarında yasalardaki maddeleri uygulamıyor. Kadınları eve hapsediyor" dedi.
Taleplerini sıralayan Elyakut, kadınların özgürlük, birlik ve demokrasi isteklerinin her zamankinden daha fazla olduğunu söyledi.

ADALET KOMİSYONLARI: GERÇEKLERİ AÇIĞA ÇIKARDIK
Diyarbakır'daki yürüyüşe kitlesel olarak katılan Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları adına da açıklamada söz alındı. Bir yıldır yılmadan bıkmadan çabaladıklarını, Rojin'in sesi olduklarını vurgulayan Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonları, "Sesimizi kısmaya çalıştılar, fakat kısamadılar. Ülkenin her yerine sesimiz ulaştı. Mücadele ederek gerçekleri açığa çıkardık. Gerçekleri açığa çıkaracak gücümüz var" diyerek, tüm kadınlara katledilen kadınlar için adalet mücadelesine katılma çağrısında bulundu.
TUNCEL: FAİLLER ERKEK EGEMEN SİSTEMDEN BESLENİYOR
Eylemde söz alan TJA aktivisti Sebahat Tuncel, 25 Kasım'ın tarihine ve önemine değindi. Katledilen kadınların isimlerini sıralayan Tuncel, kadın katliamlarının politik olduğunu ve erkek-devlet işbirliğinde gerçekleştirildiği8ni vurguladı. Tuncel, "Sadece devlet şiddeti değil, aynı zamanda bununla beslenen erkek şiddetiyle karşı karşıyayız. Her gün şüpheli kadın ölümleri karşımıza çıkıyor, kadın katliamları yaşanıyor. Bu cinayetlerin hepsi erkek egemen sistemden kaynaklı. Rojin Kabaiş'in intihar ettiği söylendi. Ortaya çıktı ki erkek tarafından katledilmiş, hala failleri meçhul. Narin'in faili hala meçhul. Gülistan Doku hala kayıp, failleri hala belli değil. Kadınlar her gün katlediliyor. Aslında biz failleri biliyoruz. Erkek egemen sistemden beslenen erkeklerdir" dedi.
'SADECE FAİLLER DEĞİL YARGILAMAYAN, SESSİZ KALANLAR DA SUÇLU'
Kadın katliamlarını durdurmanın boyunlarının borcu olduğunu kaydeden Tuncel, "Şiddet bütün toplumu sarmış. Mardin'de anne-baba, 5 yaşındaki çocuk katlediliyor. Urfa'da bir çocuk yanarak canını verdi. 6 kadın diri diri yandı. Kürt halkı yıllardır demokrasi, özgürlük mücadelesi veriyor. Özgürlüğün olduğu yerde kadınların yaşam hakkının ihlal edilmesi kabul edilebilir mi? Sadece katledenler suçlu değildir; failleri açığa çıkarmayan, yargılamayan, sessiz kalan herkes suçludur" diye konuştu.
'DİRENECEĞİZ, KAZANACAĞIZ'
Kürdistan yaşanan kadına yönelik şiddet ve katliamları kabul etmediklerini, etmeyeceklerini vurgulayan Tuncel, "Sayın Öcalan bir görüşmesinde, 'Çöplüğe dönmüş bir toplumsal gerçeklik' diyordu. Kapitalizm insanları bu hale getirdi. Biz bunu kabul edemeyiz. Yanı başımızda kadınlar, çocuklar katledilirken, failleri kaybolurken bununla yaşayamayız. Bununla yaşamak demek bu çürümeye, yozlaşmaya ortak olmak demektir. Fuhuş, uyuşturucu, taciz, tecavüz toplumu çürütmüş durumda. Biz TJA olarak artık yeter diyoruz. Bütün bunlara karşı direneceğiz ve kazanacağız. Başka şansımız yok" vurgusu yaptı.
Abdullah Öcalan'ın 25 Kasım vesilesiyle gönderdi mesajın bir bölümünü aktaran Tuncel, yeni bir toplum inşa edeceklerini, demokratik toplumu kadın özgürlüğüyle inşa edeceklerini söyledi. Tuncel, "Artık tabut taşımak istemiyoruz. Artık demokratik bir toplumda, barışçıl bir toplumda yaşayacağız" dedi.

Barış ve demokratik toplum sürecine de işaret eden Tuncel, kadınların erkek egemenliğine karşı çıkarken, barış için mücadele ettiklerini de söyledi.
DOĞAN: JN JİYAN AZADÎ ŞİDDETE, ZULME KARŞI DURUŞTUR
Ardından söz alan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, en büyük şiddetin dil üzerinde olduğunu belirterek, Kürt kadınlarının bu noktadaki mücadelesine vurgu yaptı. Artık kalıcı bir barış istedikleri belirten Doğan, "Hiç kimse baskı altında olmasın; kardeşlik, özgürlük, demokrasi, barış olsun diyoruz. Kürt kimliğimize, Kürt kadın kimliğimize saldırı oldu. Kabul edilmedik, dilimiz kabul edilmedi. Neden kadınlar hedef alındı? Kadınlar fedakar, direnişçi ve öncü bir ruhla topluma öncülük etti. Toplumu kendiyle değiştiriyor. Kadınlar karar verdiğinde kimse onların önünde duramıyor. Bundan kaynaklı, 'jin, jiyan, azadî' sadece slogan değil, şiddete, haksızlığa, zulme karşı bir duruştur."