19 Mayıs 2024 Pazar

Hekimler alternatif tıp yalanlarıyla menfaat sağlayan kişilere karşı uyardı

Tabip odalarınca yapılan açıklamada, medya aracılığıyla bilim dışı görüşlerini yayan alternatif tıpçılara tepki gösterilerek vatandaşların bu kişilere karşı dikkatli olması gerektiği belirtildi.
Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası, medyada sıkça yer alan 'alternatif tıp' tuzakları hakkında uyarılarda bulundu. Düzenlenen basın toplantısında "Sakın kanmayın, sağlığınızdan olmayın" denilerek modern tıbba saldıran sözde hekimlerin demeçlerine itibar edilmemesi gerektiği vurgulandı.
 
Konuyla ilgili açıklama yapan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, söz konusu şahıslar hakkında soruşturmaların yürütüldüğünü ve kusurlu bulundukları takdirde de cezalandırıldıklarını belirtti. "Modern tıp dogma değil bilimsel bir disiplindir ve felsefesinden pratik uygulamasına kadar modern tıbba dair her konunun tartışılması gayet doğal ve de sağlıklıdır. Keza, sağlık sadece hekimlerin/sağlık profesyonellerinin üzerinde söz söyleyebileceği bir konu değildir ve bu tartışmaların bilimsellikten şaşmamak kaydıyla toplumun önünde, toplumun katılımıyla yapılmasında da hiçbir sakınca yoktur. Tersine, tıbbi konuların bütün toplumun anlayabileceği popüler bir dille anlatılması toplum sağlığı açısından son derece önemli ve değerlidir" diyen Saip sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak ne yazık ki bazı tıp mensupları ısrarla ve inatla toplumun sağlık eğitimi konusundaki eksikliğini istismar etmeyi mesleki bir kariyer haline getirmektedir."
 
Saip, "Modern tıbba saldırmanın dayanılmaz hafifliği ile sanatlarını icra eden bu şarlatanlar çağlar boyunca olduğu gibi bugün de sadece hekimlere ve hekimliğe zarar vermekle kalmamakta; kişisel çıkarları için insanların modern tıbba güvenini zedeleyerek ve onları bazen ölümle sonuçlanacak kadar yanlış yönlendirerek aslında ve esasen toplum sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadırlar. Nitekim, biz hekimler acillerde, polikliniklerde, yoğun bakım servislerinde ne yazık ki her geçen gün daha fazla sayıda bu şarlatanların yanlış yönlendirmelerine kanıp sağlığından ve hayatından olan hastalarla karşılaşmaktayız. Bu nedenle tabip odaları bu şarlatanları soruşturmakta, cezalandırmakta; meslektaşları kendi içlerine dahi almayarak tepkilerini göstermektedirler. Ancak biliyoruz ki, bu şarlatanlara verilecek en büyük ceza toplum tarafından dikkate alınmamaları, yok sayılmaları, dışlanmalarıdır" şeklinde konuştu.
 
Basın açıklamasında şunlar kaydedildi:
"Uzmanlık ve ilgi alanları, tarzları, üslupları farklı olsa da açıklamalarıyla sık sık 'kamuoyunun gündemine oturan' tıbbın şarlatanlarının bazı ortak özellikleri şunlardır: Her ne kadar modern tıbbı yerden yere vursalar da, bunu yaparken modern tıp eğitimi sonucu kazandıkları 'doktor' unvanlarını ve akademik kariyerlerini kullanmaya özen gösterirler; özel muayenehanelerinde, kliniklerinde hasta bakmaya, ilaç yazmaya devam ederler.
 
"Hemen her açıklamalarında bilimsel/tıbbi gerçekler/doğrularla bilim dışı yalanları/yanlışları birlikte harmanlayarak sunar, böylece yalanları/yanlışlarını gerçeklerin/doğruların arasında gizlemeye çalışırlar.
 
"İleri sürdükleri 'ezber bozan', 'tabu yıkan', 'şoke eden' iddiaların hiçbir bilimsel ispatı yoktur. Kendilerine soracak olursanız iddialarını ispatlamaları için bilimsel dayanağa ihtiyaç yoktur, kendilerinin söylemiş olmaları yeterlidir.
 
"Ortaya attıkları iddiaların çürütülmesinde kendileri açısından hiçbir sıkıntı duymazlar; hemen yeni konular, yeni iddialar bulurlar. Hemen hepsinin kendince 'her derde deva' bir meyvesi, sebzesi, insan yaşamını en az 30 yıl uzatacak bir diyet/tedavi kürü vardır.
 
"Yaşam düsturları 'Bir gün herkes -15 dakikalığına- ünlü olacak!', taktikleri 'Reklamın iyisi, kötüsü olmaz!'dır. Bilimsel başarılarıyla değil, medyatik söylemleriyle kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışırlar.
 
"Kendilerine uzatılan her mikrofona, yöneltilen her soruya, uzmanlık alanları olup olmadığına bakmaksızın mutlaka verilecek bir cevapları vardır. Bazıları daha da ileri gidip fırsatını yakalamışken derin sosyolojik tahlillerde bulunurlar.
 
"Bugün zaten birçok doktorun ve tabip odalarının 'aşırı teşhis'ten aşırı teknoloji ve ilaç kullanımına, tanı/tedavi süreçlerine tıbbi teknoloji/ilaç tekellerinin müdahalesinden kapitalist tıbba kadar bir dizi uygulamayı son derece radikal eleştiriler yönelttiğini bilmezden/görmezden gelirler; kendilerini biricik kahraman ilan ederler.
 
"Zihin dünyaları 'komplo teorileri'yle doludur; kanserin çaresi bulunmuştur ama ilaç firmaları gizliyordur, şekerin zararı kendileri ifşa edene kadar toplumdan saklanmıştır, aşıların içinde alüminyum vardır ve otizme yol açıyordur, vb. ve de bütün bu komploların farkına varan biricik akıl sadece kendilerinde mevcuttur.
 
"Açıklamalarında soyut bir 'tıbbi endüstri', 'sistem' eleştirisi varsa da hiçbir zaman mevcut sağlık politikalarını ve o politikaların sahibi siyasi iktidarı eleştirmezler, iktidar partisi AKP’nin adını dahi ağızlarına almazlar; sonunda da faturayı doktorlara keserler.
 
"Her ne kadar bütün bu faaliyetlerini kendileri için hiçbir karşılık beklemeden, toplum için/toplum yararına, 'uhrevi' amaçlarla yaptıklarını iddia etseler de çabalarının meyvelerini daha çok tanınırlık/bilinirlik/kabul görme, hasta sayısı/kitap satışlarında artış gibi 'dünyevi' nimetler olarak toplamaktan kaçınmazlar.