9 Eylül 2025 Salı

Doğan: CHP İstanbul il örgütüne kayyum atanması meşru değildir

Gündemdeki gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenleyen DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan,CHP İl Örgütüne atanan kayyumun meşru olmadığını belirterek, gösterilen tepkilerin "CHP'yi savunmak ya da savunmamak gibi bir yere sıkıştırılamayacağını" kaydetti. Mecliste kurulan komisyonun eski alışkanlıklarla hareket ettiğini belirten Doğan, komisyonun Öcalan ile görüşmesi gerektiğini söyledi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, güncel gelişmeler ve MYK kararlarına ilişkin partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. 

CHP İstanbul İl Örgütüne kayyum atanmasına ilişkin konuşan Doğan, "Halk iradesine darbe yapılarak belediyelere atanan kayyımlarla tezahür eden antidemokratik uygulamalar artık il kongrelerine kadar ulaşmış durumda" dedi. Doğan, kayyum Gürsel Tekin'in meşru olmadığını söyledi. "CHP meselesi değil Türkiye'nin demokrasi meselesidir. Bu sebeple de bunun karşısında duruyoruz, buna karşı mücadele ediyoruz" diyen Doğan, tepkilerin "CHP'yi savunmak ya da savunmamak gibi bir yere sıkıştırılamayacağını" kaydetti. 

AKP iktidarının yıllardır toplumda sanki güvenlik tehdidi varmış gibi bir algı yaratmaya çalıştığını ve kumpas kurma stratejisiyle yol aldığını vurgulayan Doğan, "Türkiye'nin bu antidemokratik uygulamalardan vazgeçip demokratikleşme yolunda yeni bazı adımlar atması için, yeni bir zemin oluşturması için. Toplumsallaşmadan bahsediyoruz, şeffaflıktan bahsediyoruz, kamuoyunun desteğinden bahsediyoruz" dedi. 

'YARGI VE KAYYUM SİYASETİN ARACI HALİNE GETİRİLDİ'
"Türkiye'de yıllardır yargı, ne yazık ki siyaset için bir şekilde araç haline getirilmiş vaziyette, yalnızca siyasi birtakım çıkarları korur vaziyette. Tam da bunu değiştirmeye çalışıyoruz. Yargı işini yapsın, yapması gerekeni yapsın. Yargı, hukukun teminatı olsun, hukuku savunsun. Adaletin ve hukuk sisteminin güvenliği için iş başında olmalı yargıçlar. Demokratik siyaset alanının genişlemesini beklediğimiz bu dönemde kayyımın demokrasiye bir kayyım olduğunu, bir parti meselesi olmadığını, demokrasi meselesi olduğunu yinelemek isterim" diyen Doğan, toplumda güvensizliğin bu siyaset tarzıyla oluşturulduğunu kaydetti. 

'SAVAŞ EKONOMİSİ VAR'
Devletin savaş ekonomisi olduğunun altını çizen Doğan, "Kürt sorununun çözümsüzlüğünün ülke ekonomisine maliyeti trilyon dolarlar olmuş vaziyette. Yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2 trilyon dolar" dedi. Savaş ekonomisi dediğimiz, savaş maliyeti dediğimiz şeyi 2 trilyon dolar olarak söylüyor. Ancak bazı çalışmalar, bu maliyetin 4 trilyon dolar civarında olduğunu ortaya koyuyor" dedi. Doğan, işçi ve emekçilerin ürettiği değerin savaşla heba edildiğini ifade etti.

'KOMİSYON ÖCALAN İLE GÖRÜŞMELİ'
Komisyonun Abdullah Öcalan'la görüşmemesine tepki gösteren Doğan, "Esas muhatapla görüşmeyeceksiniz; fikirlerini, görüşlerini, önerilerini almayacaksınız. Söze alan açmaya çalışan, bir arada yaşamın teminatlarını oluşturmaya çalışan, liderlik gücü tartışmasız olan Öcalan'la görüşmeyeceksiniz ya da 'görüşülmeli mi, görüşülmemeli mi?' diyeceksiniz. Bu ülke açısından ne getirir ne götürür gibi bir tartışmaya boğacaksınız komisyonu. İşte o zaman odak noktanızdan uzaklaşmış olursunuz" dedi.

Komisyona geleneksel alışkanlıklara yaklaşıldığını kaydeden Doğan, "Yeni, eski alışkanlıklarla inşa edilemez. Ezberlerin dışına çıkmak gerekiyor. Tarihte önemli bir iz oluşturabilecek bir girişimde bulunarak çıkabilirsiniz. Oysa hala tercih edilen ne? Tabular. Tabu yaratma ya da var olan eski kodlar üzerinden tabuları koruma, bu iki anlayıştan vazgeçmek gerekiyor" diye konuştu. Komisyonun yol haritası olmadığını vurgulayan Doğan, Öcalan'ın "Komisyona anlatacağım, aktaracağım önemli şeyler var" dediğini belirten Doğan, "Komisyon bir şekilde sayın Öcalan ile görüşmenin formülünü bulmak zorunda. Bu bir gereklilik ve olması gerekendir. Yani doğal akışında ilerlesin istiyorsanız siz çözüm arayışı, barış arayışı; bu konuda onlarca yıldır çalışması olan, bu zemini oluşturmaya çalışan, bunu siyasi bir zemine taşıyarak hukuki bir zeminde çözmek için tutarlı bir şekilde mücadele eden bir lidere yol açmanız gerekiyor" diye ifade etti.

'ADEMİ- MERKEZİYETÇİLİK BAĞIMSIZLIK DEĞİLDİR'
Faşit Bahçeli'nin, Öcalan için "Gelsin Meclis'te konuşsun, umut hakkı tanınsın" sözlerini anımsatan Doğan,  Barış ve Demokratik Toplum Grubunun hayata, siyasete, demokratik siyaset alanına nasıl dahil olacağını sordu.

AKP'nin Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimiyle görüşmesi gerektiğini kaydeden Doğan, AKP tarafından yapılan Suriye'de adem-i merkeziyetçi yapıya karşı çıkan konuşmalara tepki göstererek, ademi-i merkeziyetçi yapının bağımsızlık talebi gibi yorumlanmaması gerektiğini kaydetti.