Boğaziçi'nden seslendiler: Faşizme karşı omuz omuza
 
                    Hacettepe Üniversitesi'ndeki faşist saldırıyı protesto eden Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, "Hacettepeli arkadaşlarımız yalnız değildir. Boğaziçi'nde, diğer kampüslerde ve sokaklarda dayanışmayı büyüteceğiz" ifadelerini kullandı.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, Hacettepe Üniversitesi'ndeki faşist saldırıya karşı Kuzey Kampüs'te eyleme geçti. New Hall'da bir araya gelen öğrenciler, "Boğaziçi'nden Hacettepe'ye, faşizme karşı omuz omuza" pankartı açarak Kuzey Piramit önüne yürüdü.
Yürüyüş ve eylem boyunca, "Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek", "Faşizme karşı omuz omuza", "Direne direne kazanacağız", "Kayyumlar gidecek, biz kalacağız", "Faşizmi döktüğü kanda boğacağız" sloganları atıldı.
'ÖĞRENCİLERİN MEŞRU EYLEMİ SALDIRILARLA KARŞILAŞTI'
Kuzey Piramit önünde yapılan basın açıklamasında, Hacettepe Üniversitesi'nde 9 Ekim'den beri nitelikli ve erişilebilir beslenme hakkı için süren direniş selamlandı. Hacettepe'de kayyum rektörün öğrencilerin taleplerine yanıt vermediği vurgulanan açıklamada, "Bunun sonucunda öğrenciler nitelikli beslenme hakkı için yemekhane önünde toplanıp, turnikelerden atlayarak yemekhaneyi işgal etmiş ve yemekleri parasız bir şekilde alıp dayanışmayla dağıtmaya başlamıştır. Bu meşru eylem, kampüs içinde provokasyonlar ve saldırılarla karşılaşmıştır" denildi.
'ÖGB VE POLİS FAŞİSTLERİN SIRTINI SIVAZLADI'
"Hacettepe Ülkücü Teşkilatı" adlı daha önce de kadınlara yönelik tacizde bulunan, yurt odalarına saldırılarda bulunan faşist çetenin bu direnişle birlikte tekrar provokasyonlara başladığı ve son olarak öğrencilere palalarla saldırdığı belirtilen açıklamada, "Bu saldırılar sırasında özellikle örgütlü arkadaşlarımıza ve kadın arkadaşlarımıza yönelik tavır alınmıştır. ÖGB ve polis, bu durum karşısında öğrencilerin yanında değil, faşist grupları koruyan bir tavır sergilemiş ve sırtlarını sıvazlamıştır" ifadeleri kullanıldı.
Açıklama, şöyle devam etti: "Kampüs içinde faşist çeteler nasıl korunduysa, yaralanan; hastaneye götürülen arkadaşlarımızın tedavisine ulaşması da aynı şekilde polis tarafından engellenmiş; hem hastane önünde hem de hastane içinde gözaltılar yaşanmıştır. Bu sırada başından palayla yaralanan ve kırmızı alanda tutulan bir arkadaşımız ise hayati riski olmasına rağmen zorla gözaltına alınmaya çalışılmış, hayatına kastedilmiştir."
'BU SALDIRILAR TESADÜF DEĞİL'
Bu saldırıların tesadüf değil, saray rejimi eliyle üniversitelerde uygulanan kayyum politikalarının, polis ve ÖGB ortaklığının sonucu olduğu kaydedilen açıklamada, "Akademik özerkliği ve öğrencilerin en temel hak taleplerini hedef alan bu faşist saldırıları kabul etmiyoruz. Özellikle kadınlar, bu baskı ve sindirme çabalarının ve faşist saldırıların hedefinde yer almaktadır. Özgür bir yaşamı savunan kadınların karşısına tehditler, polisler, çevik kuvvetler ve faşist çeteler çıkarılmaktadır" denildi.
'KAMPÜSLERİMİZ POLİS VE ÖGB BASKISI ALTINDA TUTULUYOR'
Boğaziçi Üniversitesi'nde de benzer bir durumda olunduğuna dikkat çekilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Özellikle Melih Bulu'nun kayyum olarak atandığı 2021 yılından beri Boğaziçi bilfiil sarayın polisi ve kayyumuyla faşist bir kuşatma altındadır. Okulumuzda barınamayan faşist çetelerin yerine kampüsümüze polisler sokulmuş, defalarca öğrenciler işkenceyle gözaltına alınmıştır. Bu dört yılda akademisyenler görevlerinden uzaklaştırılmış, öğrenciler soruşturmalarla yıldırılmaya çalışılmış, gözaltına alınmış, tutuklanmıştır. Aynı zamanda kulüpler kapatılmış, kulüp odaları elimizden alınmış, hukuksuz şekilde 2 fakülte açılmış, kampüsümüzde çocuk işçi olarak çalışan bir kadın katledilmiş, Hamlin Hall yurdu elimizden alınmıştır. Bu dönem başından beri de yurtlarda çamaşırhanelerin paralı hale getirilmesi gibi uygulamalar öğrencilerin temel ihtiyaçlarını ticarileştirmektedir. Kampüslerimiz polis ve özel güvenlik baskısı altında tutulmaktadır."
'KAMPÜSLERDE VE SOKAKLARDA DAYANIŞMAYI BÜYÜTECEĞİZ'
Hacettepe'den Boğaziçi'ne tüm bu uygulamaların sorumlusunun saray rejimi olduğu kaydedilen açıklamada, "Üniversiteleri denetim altına almak, öğrencilerin sesini susturmak isteyenler bu tablonun sorumlusudur. Hacettepe'de öğrencilere saldıran faşist çetelerle Boğaziçi'nde 4 yıldır öğrencilere işkence uygulayan faşist polisin hiçbir farkı yoktur, emir aldığı yer de aynıdır" denildi.
Açıklama, şöyle devam etti: "Bizler bugün burada, Hacettepe'de başlayan mücadelenin Boğaziçi'nde de yükseldiğini göstermek için toplandık. Taleplerimiz nettir: temel ihtiyaçlara erişim, yurt ve yemekhane hizmetlerinin parasız, nitelikli ve erişilebilir olması, özerk demokratik üniversite. Bu taleplerimizi sokakta, kampüste ve her yerde haykırmaya da devam edeceğiz. Hacettepeli arkadaşlarımız yalnız değildir. Boğaziçi'nde, diğer kampüslerde ve sokaklarda dayanışmayı büyüteceğiz. Üniversitelerimiz faşist çetelerin, polisin ya da kayyumların yeri değildir!"
