9 Mayıs 2024 Perşembe

Medya Haber TV ve Stêrk TV'ye baskın Adalet Sarayı önünde kınandı

Medya Haber TV ve Stêrk TV stüdyolarının Belçika polisi tarafından basılması ve büroların talan edilmesi Adalet Sarayı önündeki Poel Art Meydanı'nda protesto edildi. Polislerin kırdığı kapı ve eylem için getirilen kameralar Adalet Sarayı önüne bırakıldı.

Belçika polisinin Medya Haber TV ve Stêrk TV stüdyolarına baskınına karşı, Brüksel'de bulunan Adalet Sarayı önündeki Poel Art Meydanı'nda eylem düzenlendi. Kürt basın emekçilerinin çağrısı ile düzenlenen eyleme Medya Haber ve Stêrk TV çalışanları, demokratik kitle örgütleri, Belçika basını, basın sendikaları, özgür basın emekçileri, Kürt siyasetçi Emin Pencwini, KCDK-E Eşbaşkanı Engin Sever, NAV-BEL üyeleri, KNK üyesi Nilüfer Koç da katıldı.

Eyleme polisin televizyon binasında kırdığı kapılar ile kameralar da getirildi. Eylemde Flamanca, İngilizce ve Fransızca "Kürtlere basın özgürlüğü yok mu", "Kürtleri susturamazsınız" ve "Özgür basın susturulamaz" yazılı pankartlar açıldı.

'BU SALDIRIYI KABUL ETMİYORUZ'
Saygı duruşunun ardından NAV-BEL Eşbaşkanı, "Bu operasyon Kürt basınını kriminalize etmek ve sesimizi kısmak için yapıldı. Bu saldırıyı kabul etmiyoruz" dedi.

'ÖZGÜR BASIN SUSMAYACAK'
TJK-E adına Kezban Doğan da şöyle konuştu: "Özgür basına dönük saldırıyı kınıyorum. Televizyonlarımıza yapılan ilk saldırı değil. Daha önce de sesimizi kısmak istediler ama kısamadılar, yine sesimizi kısamayacaklar. Türkiye işgal planları yapıyor, bu saldırı bu işgal planlarından bağımsız değildir. Biz TJK-E olarak, tüm saldırılara rağmen bizi yok edemeyeceksiniz, diyoruz. Özgür basın susmayacak."

'ERDOĞAN'IN SUÇLARINI TEŞHİR ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Medya Haber TV emekçisi Heval Arslan, "Yaklaşık 200 polis baskın yaptı, bulunduğumuz kasabanın yolları kapatıldı, kimse yaklaştırılmadı. Polis saldırganca tüm kapılarımızı, ekipmanlarımızı kırdı. Anahtarlar olmasına rağmen 98 dolap ve 41 kapımızı kırdı. Bilgisayarlarımıza el konuldu. Stüdyomuzdaki ekranımız kırıldı. Özgür medya Türkiye için büyük bir tehlike! Bu saldırı Türkiye'nin baskısı ve Fransa'nın talebi ile gerçekleşti. Biz bu saldırıları kabul etmiyoruz. Basın özgürlüğü tüm ülkeler için var ancak Kürt basını için özgürlük yok. Biz Erdoğan'ın suçlarını teşhir etmeye devam edeceğiz. Biz gerçekleri halka söylemeye devam edeceğiz" dedi.

Belçika Sosyalist Parti'den Maxime Ramirez de Fransızca konuşmasında saldırıları kınadı. Rishi Sing Belçika Barış Aktivisti de İngilizce konuştu, Kürt televizyonlarının hedef alınmasına tepki gösterdi.

'HERKES ÖZGÜR BASINA SAHİP ÇIKMALI'
Stêrk TV çalışanı Sebahattin Gültekin ise özgür basına dönük geçmiş katliamları, sürgünleri hatırlattı ve şöyle devam etti: "Ancak Avrupa'nın ortasında, demokrasinin beşiğinde aynı saldırıları gördük. Bugün Brüksel saldırıların başkenti oldu. Korsanvari saldırıların merkezi oldu. Avrupa demokrasisi ve adaleti sınıfta kaldı. Siyasi ve ekonomik çıkarlar ile bu saldırılar gerçekleşti. Burası Avrupa'nın başkenti, Avrupa Parlamentosu burada ve bu saldırılara karşı durmalıdır. Basına dönük saldırıları kabul etmiyoruz. Yılmayacağız, sinmeyeceğiz. Herkes özgür basına ve haber alma hakkına sahip çıkmalıdır."

Maurice Kohn-Belçika Barış Aktivisti de "Basın özgürlüğü herkes için önemlidir" mesajını verdi.

Stêrk TV çalışanı Hindirin Hewrami de konuşmasında saldırılara tepki gösterdi. Polislerin kırdığı kapı ve eylem için getirilen kameralar Adalet Sarayı önüne bırakıldı.