3 Mayıs 2024 Cuma

KESK'li kadınlar toplu sözleşme taleplerini açıkladı

KESK Ankara Şubeler Platfarmu kadın üyeleri, 2 Ağustos'ta başlayacak TİS görüşmeleri öncesi taleplerini sıraladı. KESK'li kadınlar, yaşamsal öneme sahip özgün ortak talepler etrafında tüm kadınları birlikte mücadeleye çağırdı. 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Ankara Şubeler Platformu kadın üyeleri, "Haklarımız için örgütlü kadın mücadelemizle gerçek toplu sözleşmelere" şiarıyla 2 Ağustosta başlayacak Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri dolayısıyla yaşamsal taleplerini açıklamak üzere Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Ankara 1 Nolu Şube'de basın toplantısı düzenledi. Açıklama metnini kadınlar adına Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun okudu.

Başlayacak TİS sürecine dikkat çeken Koyun, bu süreci haklarına, emeklerine, ücretlerine, iş güvencelerine, saldırıların arttığı, pandeminin, savaşın, şiddetin ve ekonomik, ekolojik çoklu krizlerin eşlik ettiği koşullarda karşıladıklarını kaydetti. Döne, "Bu koşullara mahkûm olmadığımızı çok iyi biliyoruz ve KESK'li kadınlar olarak bu TİS dönemine ilişkin belirlediğimiz her biri yaşamsal öneme sahip özgün ortak taleplerimiz etrafında tüm kadınları birlikte mücadeleye çağırıyoruz" diye konuştu.

Koyun, "KESK olarak, 4688 ve bu yasayla kurulan TİS masasının antidemokratik olduğunu, tarafların belirlenmesinden, imza yetkisine kadar gerçek bir toplu pazarlıktan uzak olduğunu, ayrıca kadınların taleplerini ve sorunlarını yok sayan cinsiyet körü bir düzenek olduğunu yıllardır ifade ediyoruz. Öte yandan TIS masasında kadın temsilinin olması ve kadın taleplerinin ayrı başlık ve fasıllarda tartışılması için yıllardır büyük çaba sarf ediyoruz" dedi.

İSTANBUL
KESK İstanbul Kadın Meclisi, 2 Ağustos'ta başlayacak toplu sözleşme görüşlerine ilişkin Kadıköy'de bulunan Eğitim-Sen 2 Nolu Şube binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Eğitim-Sen 5 Nolu Şube Kadın Sekreteri Nesrin Gülbağ, toplu sözleşme sürecinin 2 Ağustos'ta başlayacağını ve kamu emekçilerinin bu dönemi çoklu krizlerin eşlik ettiği koşullarda karşıladıklarını söyledi. Gülbağ, bu koşullara mahkûm olmadıklarını ve kadınları mücadeleye çağırdıklarını dile getirdi.

Pandemi ve ekonomik krizle birlikte kadınların işgücü piyasasından çekilme hızının, kadın işsizliği ve yoksulluğunun arttığı dönemde, kadına yönelik şiddetin de arttığına işaret eden Gülbağ, "Zira, ataerkiye, cinsiyetçi politikalara ve cezasızlığa ek olarak, işsizlik ve yoksulluk kadınları şiddet karşısında çok daha çaresiz bırakıyor. Hal böyle iken bir yandan da Erdoğan'ın Saray rejimi şiddetle mücadele mekanizmalarına savaş açmış durumda. Böylelikle aslında siyasal iktidar, katilleri, tacizcileri, tecavüzcüleri cesaretlendirerek açıkça yanlarında olduğunu ilan etmiş oluyor" diye belirtti.

Her 2 yılda bir kurulan masalarda grevsiz, yetkisiz bir masada TİS'in imzalandığını vurgulayan Gülbağ, "Bu sözleşmelerde kamu emekçileri her seferinde daha da katmerlenmiş bir yoksulluğa mahkûm edildi, haklarının eridiği, kadın temsiliyetinin ısrarla reddedildiği ve kadın taleplerinin görmezden gelindiğini gördük. Bu tabloda büyük vebali bulunan, İstanbul Sözleşmesinin iptalini de büyük coşkuyla karşılayarak siyasal iktidarın yanında saf tutan Memur-Sen, bu yıl bir kez daha masaya oturacak" ifadelerini kullandı.

Gülbağ, kadınlar olarak TİS görüşmelerine dair taleplerini ise şu şekilde sıraladı:

🔹Grevli, gerçek bir toplu sözleşme yasası yapılmalı, kadınların görüşmelerde temsiliyeti sağlanmalıdır. TİS görüşmelerinde kadın talepleri ayrı bir başlıkta ve gündemle ele alınmalı, mutabakat metninde de aynı şekilde tek başlık altında toplanmalıdır.
🔹ILO standartları ve kamu emekçisi kadınların fiziksel ve sosyal koşulları dikkate alınarak, çalışan hamile kadına doğum öncesi 8 hafta, doğum sonrası 24 hafta olmak üzere en az 32 hafta ücretli doğum izni verilmelidir. Doğum sonrası ücretli-ücretsiz izin ile süt izni kullananlar sosyal ve özlük hak kaybı yaşamamalıdır.
🔹ILO'nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi imzalanmalıdır. Kadınlara ve LGBTİ+lara uygulanan ayrımcılık, fiziksel cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz, sözlü sataşma, ısrarlı takip ve dijital taciz son bulmalı,  toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanmalıdır.
🔹Boşanan, boşanma aşamasında olan, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz, ısrarlı takibe uğrayan kadın emekçilerin tayin ve yer değişikliği talepleri herhangi bir belge ibrazı istenmeksizin kabul edilmelidir.
🔹Çalışma yaşamında şiddet ve taciz aynı zamanda çalışanların sağlığı sorunu olarak görülmeli ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kurulu'nun çalışmalarının bir parçası haline getirilmelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik eğitimler ve farkındalık çalışmaları kadınların ve LGBTİ+ bireylerin ihtiyaç duyabileceği sağlık ve/veya psikolojik destek kurul çalışmalarının parçası haline getirilmelidir.
🔹8 Mart'ta tüm kamu çalışanı kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.
🔹Kamu kreşleri yeniden açılmalıdır. Kadın erkek fark etmeksizin en az 50 çalışanın olduğu işyerlerinde, ücretsiz, nitelikli, anadilinde ve gerektiğinde 7/24 hizmet verecek, istihdam biçimine bakılmaksızın tüm çalışanların yararlanacağı kreşler açılmalıdır.
🔹İstanbul Sözleşmesi'nin feshi iptal edilmeli, sözleşmenin etkin bir biçimde uygulanması sağlanmalıdır.
🔹Kadınların çifte mesaisi göz önünde tutularak erken emeklilik ve yıpranma payı sosyal güvenlik sistemine dâhil edilmelidir.
🔹Nüfusu 50 bini geçen belediyelerde şiddete ve istismara uğrayan kadın ve çocuklar için sığınma evleri açılmalı, sığınma evlerinin uluslararası standartlara uygun hizmet verecek hale getirilmesi sağlanmalıdır. Bu hizmetlerden trans kadınların da yararlanması sağlanmalıdır.
🔹Kamuda toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırmak ve kadınların yönetim düzeylerinde yer almalarını sağlamak için cinsiyet eşitliği sağlayan mekanizmalar uygulanmalıdır.
🔹Eğitim alanında müfredat toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınarak düzenlenmeli, cinsiyet, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ayrımcılığının ortadan kalkması için okul öncesinden itibaren tüm kademelerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi zorunlu ders olarak okutulmalıdır.
🔹HPV aşısı (rahim ağzı kanser aşısı) ücretsiz olmalıdır ve özellikle risk grubundaki kadın emekçiler başta olmak üzere 26 yaşından büyük olsalar dahi tüm kadınlar açısından aşıya ulaşımın önündeki engeller kaldırılmalıdır.
🔹Talepleri halinde kadınlara regl dönemlerinde ayda 2 gün ücretli izin hakkı tanınmalıdır.

İZMİR
KESK İzmir Kadın Meclisi üyeleri, TİS'e ilişkin Bayraklı'da bulunan Haber Sen binasında bir araya geldi. KESK İzmir Kadın Meclisi'nden Gülsev Sağıroğlu, kadınların haklarının gasp edilmesinin Covid-19 sürecinde kalıcı hale getirilmek istendiğine dikkati çekti. Sağıroğlu, TİS masasında kadın temsiliyetinin olmasının önemine işaret ederek, taleplerini sıraladı.

DİYARBAKIR
KESK Diyarbakır Kadın Meclisi ise sendika binasında TİS taleplerini açıkladı. Birçok sendikalı kadının katıldığı açıklamada SES yönetiminden Gülhan Tekin konuştu. Tekin, kurulmak istenen TİS masasının "antidemokratik ve gerçek bir toplu pazarlıktan uzak" olduğunu aktardı. Tekin, TİS masasında kadın temsilinin olması gerektiğini vurguladı.

VAN
KESK Van Kadın Meclisi üyeleri de, TİS öncesi taleplerini sıraladı. KESK salonunda açıklamayı yapan Funda Bozkurt Demir, şöyle dedi: "Tüm kamu emekçisi kadınları, yaşamsal ortak taleplerimiz etrafında KESK’e bağlı sendikalarda örgütlenmeye, toplu sözleşme sürecine sıkışmadan haklı taleplerimizi tüm meşru zeminlerde sonuç alıncaya kadar kararlı bir şekilde birlikte sahiplenmeye, kadınları görmezden gelenlere, cinsiyetçi ve homofobik yaklaşımlara, kadın düşmanlarına birlikte karşı koymaya ve de yıllardır yılmadan sürdürdüğümüz eşitlik, özgürlük, emek, barış, laiklik, demokrasi mücadelemizi birlikte yükseltmeye çağırıyoruz"