HBDH YK: Zindan direniş şehitleri ölümsüzdür

Diyarbakır Hapishanesinde ve 1996 ölüm orucu direnişinde ölümsüzleşen devrimcileri anan HBDH YK, "Şehadetlerinin yıldönümünde 14 Temmuz 1982 ve 1996 zindan direniş şehitlerini büyük bir minnet, saygı ile anıyor, halklarımıza siper yoldaşlığını ve mücadele kararlılığını büyütme sözü veriyoruz" ifadelerini kullandı.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, 14 Temmuz 1982'de Diyarbakır Hapishanesinde ölümsüzleşen Kemal Pir, Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek'i ve 1996 ölüm orucu şehitlerini anarak yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "12 Eylül faşist darbesi topluma, işçi-emekçilere, devrimci öncü güçlere dönük azgın bir faşist devlet terörü uygulamıştır. Amaç, direnen, mücadele eden, hak arayan tüm toplumsal dinamik kesimleri susturarak, teslim almak ve imha etmektir. Faşist darbe ile birlikte, ilerici sendikalar, partiler, her türlü meslek örgütü kapatılırken, söz, düşünce, eylem hakkı gasp edildi. 'Dışarıda' toplumsal dinamik güçleri zapt-u rap altına alınırken 'içeride' devrimci, yurtsever tutsaklara dönük onursuzca uygulamalarla teslimiyet ve ihanet dayatıldı. Tutsakların bu tasfiye saldırısına karşı yanıtı direniş oldu.
'14 TEMMUZ FAŞİST DARBEYE KARŞI TARİHİ BİR DİRENİŞTİR'
"14 Temmuz 1982'de PKK'li tutsakların Diyarbakır Zindanında başlattığı direniş 12 Eylül faşist darbesine karşı tarihi bir direniştir. Faşist diktatörlüğün teslimiyet ve ihanet dayatmalarına karşı Kemal Pir, M.Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek yoldaşlar bedenlerini siper ederek direnmiş ve şehit düşmüşlerdir. Faşist askeri diktatörlüğün işkence, teslim alma saldırılarına karşı 14 Temmuz'da başlatılan direniş Kürt halkının sömürgeciliğe ve soykırıma karşı direnişidir aynı zamanda. 14 Temmuz 1982 zindan direnişi, Kürt halkının sömürgeciliğe, faşizme karşı ulusal varlık ve özgürlük mücadelesine büyük bir güç vermiştir. Kürt halkı zindanlarda yükselen bu direnişi sömürgeciliğe karşı mücadelede onurun simgesine dönüştürmüştür. 14 Temmuz direniş ruhu ve kararlılığına sahip çıkmak bugün de sömürgeciliğe, faşizme karşı mücadelede, direnişte yol gösterici olmaktadır.
'DEVRİMCİ TUTSAKLAR BEDENLERİNİ SİPER EDEREK DİRENDİ'
"20 Mayıs 1996'da onlarca hapishanede başlatılan ölüm orucu ve süresiz açlık grevi direnişinin yıldönümündeyiz. 14 Temmuz 82 direnişinden yıllar sonra onlarca hapishanede başlatılan devrimci tutsakların direnişi, dönemin ANAP-DYP hükümeti tarafından devreye konan devrimci tutsakları teslim alma, tecrit etme, devrimci irade ve örgütlülüğü parçalama, dağıtma saldırılarıyla birlikte F tipi zindan politikasına karşı geliştirilmiştir. Devrimci tutsaklar faşist topyekun saldırıya karşı bedenlerini siper ederek direnmişlerdir. Devrimci tutsakların bedenlerini açlığa yatırarak yarattığı direniş Türkiye devrim tarihine siper yoldaşlığı kavramını miras olarak bırakmıştır.
"Bu tarihi direnişte ölümsüzleşen; Aygün Uğur, Hüseyin Demircioğlu, Ayçe İdil Erkmen, Ali Ayata, Müjdat Yanat, Hayati Can, Altan Berdan Kerimgiller, Tahsin Yılmaz, Osman Akgün, Ulaş Hicabi Küçük, İlgiç Özkeskin ve Yemliha Kaya yoldaşlar faşizme karşı kararlı ve onurlu bir duruşun temsili olmuşlardır. Direnişte ölümsüzleşen Aşye İdil Erkmen Türkiye zindan direniş tarihinde ölüm orucunun ilk kadın şehidi olmuştur.
'TECRİDE KARŞI BİRLEŞİK MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM'
"12 devrimci yoldaşın şehadeti sosyalizm ve özgürlük mücadelesinde önemli bir mücadele ve direniş geleneği yaratmıştır. Mahirlerden, Denizlerden devralınan siper yoldaşlığı ve direniş bayrağı korunmuş, faşizme karşı yükseltilmesi gereken mücadeleyi sonraki kuşaklara miras olarak bırakmıştır. Faşizme ve topyekun saldırılara karşı ancak kararlıca yürütülen birleşik mücadele, dayanışma ile cevap olunacağını, ortak eylem ve mücadele birliğini geliştirerek zafer elde edilebileceğini ortaya koymuştur.
"Bugün de dışarıda devrimciler, anti-faşistler, ilericiler tasfiye saldırılarıyla kuşatılırken, zindanlardaki on binlerce politik yurtsever, devrimci tutsak ağır hapislikler, F, Y, S ve kuyu tipi zindanlarda, ağır tecrit altında. Hasta tutsaklara gerekli tedavi koşulları sağlanmadığı için hapishanede kalma imkanı olmamasına rağmen ölüm dayatılmaktadır. Bugün tasfiye saldırılarına, tecride karşı birleşik mücadeleyi yükseltmek bugün her zamankinden çok daha acil bir ihtiyaçtır.
'MÜCADELE KARARLILIĞINI BÜYÜTME SÖZÜ VERİYORUZ'
"Şehadetlerinin yıldönümünde 14 Temmuz 1982 ve 1996 zindan direniş şehitlerini büyük bir minnet, saygı ile anıyor, halklarımıza siper yoldaşlığını ve mücadele kararlılığını büyütme sözü veriyoruz. Faşizme karşı mücadele eden tüm direniş odaklarına, bu büyük direniş ruhunu kendisine rehber edinmesi çağrısında bulunuyoruz. Türkiye ve Bakur Kürdistan'daki emekçileri, gençleri, kadınları, ilericileri, anti-faşistleri faşizme karşı devrimci-mücadeleyi büyütmeye, söz, eylem, örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engellerin kaldırılmasına zindanlardaki politik tutsakların sesi olmaya, hasta tutsakların insanca koşullarda tedavi haklarına kavuşabilmesi için mücadeleyi büyütmeye, faşizminden hesap sormak için daha fazla birlik olmaya, örgütlenmeye ve eyleme geçmeye çağırıyoruz. Düşman hukukunun ifadesi olan TMK kaldırılsın! Kuyu tipi hapishaneler kapatılsın! Politik tutsaklara özgürlük! 14 Temmuz direniş şehitleri ölümsüzdür! 1996 ölüm orucu şehitleri ölümsüzdür!"