6 Mayıs 2024 Pazartesi

Van'da açlık grevleri için iktidara çağrı

Van'da siyasi partiler, sendikalar, odalar ve demokratik kitle örgütleri, açlık grevlerine ilişkin yaptıkları ortak açıklamada, Leyla Güven ve süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde bulunan tutukluların sağlıklarının tehlikeye girmemesi için iktidarın adım atması çağrısı yaptı.
DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ve çeşitli hapishanelerde 226'dan fazla tutuklunun PKK lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevleri sürüyor. Güven'in talebinin kabul edilmesi için Van'da KESK, DİSK, TMMOB, Van Tabip Odası, TUAY-DER, DİSA-DER, İHD, DBP, HDP, ESP, EMEP  ortak açıklama yaptı. 
 
KESK binasında yapılan basın toplantısında basın açıklamasını KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Yapı-Yol Sen Van Şube Başkanı İbrahim Çelik okudu. Çelik, Leyla Güven'in milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmediğini hatırlattı. Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması talebiyle Güven'in açlık grevi eylemi yaptığını hatırlattı.
 
Kardeşi Mehmet Öcalan'ın, 2 gün önce PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüştüğünü ifade eden Çelik, "Bu görüşmenin, tecridin ortadan kalktığı anlamı taşımadığını dile getiren açlık grevi eylemcileri eylemlerine devam etmektedirler" dedi. 
 
'KANUNSUZ UYGULAMA SONA ERDİRİLMELİ'
 
İmralı Hapishanesi'nde tutulan Abdullah Öcalan ve beraberindeki 3 kişinin hiçbir şekilde aileleri ve avukatları ile görüştürülmediğini söyleyen Çelik, "Bu durum 5275 sayılı İnfaz Kanunu'na ve infaz tüzüğü ile yönetmeliğine açıkça aykırıdır. Adalet Bakanlığı'nın bir an önce bu kanunsuz uygulamayı sona erdirerek İmralı Cezaevi'ndeki hükümlülerin haklarını kullanmaları sağlanmalıdır" diye konuştu.
 
Çelik, açlık grevlerine ilişkin geçmiş dönemde yaşanan şu olayları hatırlattı: "1984 yılında 12 Eylül Cuntası, 'gizli gizli yiyorlar' dedi; 4 ölüm, 1996 Şevket Kazan 'kantinde yemek stoklamışlar, yiyorlar' dedi; 12 ölüm, 2001 Saadettin Tantan, 'gizli gizli yiyorlarmış, hepsi sapasağlam' dedi; 122 ölüm gerçekleşti. Bu tür söylemlerin sonucunu düşünmek bile istemiyor ve böylesi süreci zora sokan / tıkayan tutum ve davranışların çözüme değil çözümsüzlüğe hizmet ettiğini, önceki yılların acı deneyimlerinden biliyoruz."
 
'AÇLIK GREVLERİNE İLİŞKİN ÖNLEMLER ALINSIN'
 
İstanbul Protokolü, Tokyo ve Malta bildirgelerini hatırlatan Çelik, daha önceki yanlış yaklaşımların yaşanmaması ve açlık grevindekilerde kalıcı hasarların oluşmaması için şu talepleri sıraladı:
 
-Cezaevlerinde açlık grevi eylemcileri için hayati önemde olan Tiamin (B1-vitamini), tuz ve şekerli suyun cezaevi idarelerince engellenmeyip düzenli olarak verilmesini,
 
-Olası bir eylemin sona ermesinden sonra hastanelerin yer ve müdahalede sorun yaşamaması adına hazırlıklı olmasını,
 
-Açlık grevi yapan cezaevlerini, insan hakları savunucularının ziyaret etmesini ve sağlık emekçilerinin muayene etmelerine izin verilmesini,
 
-Yine eylemcilere uygulanan baskı, tehdit, zorlama, hücrede izolasyon gibi insan onuru ile bağdaşmayan tutumlardan vazgeçilmesini ve İnsanların yaşam hakkını, onurunu ve sağlığa erişim hakkını engellenmemesini talep ediyoruz.
 
'İKTİDAR ADIM ATMALI'
 
Çelik son olarak iktidara seslenerek, "Başta Sayın Leyla Güven olmak üzere süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sağlıklarının tehlikeye girmemesi için iktidarı sorumluluğunun bilinci içinde, sorunun çözümü adına bir an önce adım atmaya ve sorumlu davranmaya davet ediyoruz" dedi.