19 Mayıs 2024 Pazar

Suruç İçin Adalet Platformu: Adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz

22 Kasım'da görülen 33 devrimcinin katledildiği Suruç katiamı davasına ilişkin açıklama yapan Suruç İçin Adalet Platformu, "Cezasızlık politikalarına alışmayacak, adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Suruç İçin Adalet Platformu, 22 Kasım'da görülen 33 devrimcinin katledildiği Suruç katiamı davasına ilişkin açıklama yaptı.
 
Açıklamada, "20 Temmuz 2015 tarihinde 33 canımızı kaybettiğimiz Suruç katliamı üzerinden 40 ay geçti. Katliamın ilk anından beri yürüttüğümüz adalet mücadelesi defalarca engellemelerle karşılaşmış; katliamın gerçek failleri çeşitli şekillerde yargılama mekanizmalarının dışında bırakılmaya çalışılmıştır" denildi.
 
Tüm engellemelere ve baskılara rağmen 40 aydır yürüttükleri Suruç için adalet mücadelesinin, katliam davasının yedinci duruşmasını geride bıraktıkları kaydedilen açıklamada, "Soruşturma aşamasında taleplerimizin kabul etmeme ve etkin bir soruşturma yürütmeme ısrarı kovuşturma aşamasında da devam etmiş, müdahil kürsüsü olarak katliamın tüm bağlantılarıyla birlikte ortaya çıkarılması amacıyla sunduğumuz taleplerin neredeyse tamamı reddedilmiştir. Katliamın gerçekleştiği gün, Amara Kültür Merkezi önünde Suruç halkı tarafından katliamla bağı olabileceği düşüncesiyle yakalanan ve emniyet görevlilerine teslim edilen Abdullah Ömer Arslan'la ilgili soruşturma aşamasında etkin her hangi bir işlem yapılmamış ve bu kişi hakkında takipsizlik kararı verilmiştir. Müdahil taraf olarak ısrarlı talebimiz sonucu kovuşturma aşamasında 'tanık' sıfatıyla dinlenilmesi talebimiz kabul edilmiş ve 22.11.2018 tarihli yedinci duruşmada Arslan dinlenilmiştir. Ayrıca aynı celse sanık İlhami Bali'nin eşi Hülya Bali de tanık olarak dinlenmiştir" diye belirtildi.
 
Suruç katliamı tanıkları, patlama gerçekleşmeden çok kısa bir süre önce, gürültülü bir motor sesi geldiğini ve motor ile canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz'e işaret verildiğini ve motor sesi akabinde fünye sesi duyduklarını söylediği ifade edilen açıklamada, "Yine Ankara katliamının dava dosyası evrakları içerisinde canlı bombanın Suruç ilçesine motosiklet ile gönderildiği bilgisi yer almıştır. Abdullah Ömer Arslan, Suruç katliamından bir süre sonra Amara Kültür Merkezine gelmiş ve şüpheli davranışları ile vatandaşların dikkatini çekmiştir. Vatandaşlar tarafından yakalanan Arslan'ı teslim alan kolluk görevlileri bu kişiyi emniyete götürüp sorgusunu yapmak yerine, Amara Kültür Merkezi'nin içerisine kaçırmıştır. Onlarca yaralı kültür merkezinde hastaneye götürülmeyi beklerken, polis Arslan'ın sakal traşı ile uğraşmış, tanınmamasını sağladıktan sonra salıvermiştir. Arslan duruşmada bu durumu aynı şekilde ifade etmiştir" denildi.
 
Suruç İçin Adalet Platformu açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi:
"Halfeti'ye bağlı Gürkuyu köyünde imam olduğunu belirten Arslan, Suruç ilçesine neden geldiğini, nasıl geldiğini açıklayamamış, çantasında yer alan El Nusra bayrağı ve diğer dergilere dair çelişkili beyanlar vermiştir. Suruç'a çok uzak bir yerde yaşıyor olmasına rağmen Amara Kültür Merkezi önüne motosikletle neden geldiği, neden olay yerinde fotoğraf çektiği sorulduğunda; katliamı duyduğu halde Suruç'a gezmeye geldiğini, motosiklet kullanmak ve fotoğraf çekmenin kendisi için hobi olduğunu ifade etmiştir. Olay yerine geldiğini belirttiği motosikleti ise elinden çıkarmaya çalışmış ve bunun için de Suruç emniyetinden yardım aldığını duruşmada itiraf etmek durumunda kalmıştır.
 
"Bu kişi katliam günü kolluk tarafından dinlenmiş akabinde hakkında hiç bir işlem yapılmamıştır. Savcılık bizzat dinlemeyi tercih etmemiş, bu kişi hakkında ayrıca hiç bir işlem de yapmadan yeterli delile ulaşılamadığı kanaatine varmıştır. Duruşmada Arslan'ın dinlenilmesi ile bir kez daha gördük ki, asıl sanıklar korunmuş ve katliam failleri arasındaki bağlantılar gizlenmek istenmiştir. Ancak adalet mücadelesi yürütenlerin ısrarıyla gerçekler gün yüzüne çıkmaktadır.
 
"22.11.2018 tarihli duruşmada Arslan hakkında derhal soruşturma yürütülmesi ve tutuklanması yönündeki talebimiz reddedilmiştir. Arslan katliam ana davasının failidir. Bugüne kadar Abdullah Ömer Arslan bakımından etkin soruşturma-kovuşturma yürütmeyen tüm yargı mensupları suç işlemiştir.
 
"Tüm bu gelişmeleri kamuoyu ile paylaşıyor, Abdullah Ömer Arslan dahil tüm katliam failleri yargı önüne çıkarılana adalet mücadelemizi daha büyük bir öfke ve kararlılıkla yürüteceğiz."