4 Kasım 2025 Salı

Erzincan hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekildi

MED TUHAD-FED, ÖHD ve Diyarbakır Barosu, Erzincan Yüksek Güvenlikli Hapishanesi önünde açıklama yaparak tutsakların yaşamını tehlikeye atan uygulamalara son verilmesi çağrısında bulundu.

Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Diyarbakır Barosu, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Erzincan Yüksek Güvenlikli Hapishanesi önünde ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Azadî ji girtîyan re, aşîtîya civakî! Tutsaklara özgürlük ve toplumsal barış" pankartı açıldı. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dersim Milletvekili Ayten Kordu, hapishanelerde yaşanan sorunların hem tutsakları hem aileleri derinden etkilediğini dile getirdi. İdare ve Gözlem Kurullarının siyasi saiklerle hareket ettiğini söyleyen Kordu, 30 yılın ardından infazı ertelenen tutsakların bulunduğunu belirtti.

Tutsakların pazartesinden beri açlık grevinde olduğunu aktaran Kordu, "Açlık grevi bir insanın cezaevinde en son geleceği noktadır. Açlık grevinde olan arkadaşlarımızın da bir an önce sorunlarının çözülmesi, idarenin bu konuda daha doğru bir çözüm gerçekleştirmesi, sistemin bu konudaki gözlem kurullarının siyasi saikle hareket etmesinin bir an önce önüne geçilmesi gerekiyor" dedi.

'TECRİT POLİTİKASI TOPLUMU HEDEF ALIYOR'
ÖHD Diyarbakır Hapishane Komisyonu üyesi Süleyman Zaman, hapishanelerde sürdürülen baskı, işkence ve tecrit politikalarının süreçle bağdaşmadığını belirtti. "Demokratik siyaseti, toplumsal muhalefeti ve barış özlemini bastırmaya dönük bu uygulamalar yalnızca mahpusları değil, toplumu da zihinsel, sosyal ve moral açısından zayıflatmayı hedeflemektedir" diyen Zaman, hapishanelerin, hem tutsakları hem de toplumu hedef alan bir tecrit politikasının mekanına dönüştüğünü belirtti.

'ERZİNCAN'DAKİ UYGULAMALAR YAŞAMI TEHLİKEYE ATIYOR'
En somut hak ihlallerinin Erzincan hapishanelerinde yaşandığını belirten Zaman, şöyle devam etti: "Yüksek güvenlikli hapishanede politik mahpuslar, adli mahpuslarla aynı yaşam alanlarında tutulmakta ve bu durum kimi zaman taraflar arasında gerilim ve kışkırtmalara zemin hazırlayacak biçimde kullanılmaktadır. Buna karşın politik mahpusların birbirinden uzaklaştırılması, mahpusların hapishane içindeki güvenlik ve yaşam bütünlüğünü ciddi biçimde tehdit etmektedir. Cezaevi idaresinin bu uygulaması, güvenlik gerekçesiyle açıklanamayacak ölçüde planlı bir izolasyon ve psikolojik baskı yöntemi haline gelmiştir. Ziyarete gelen ailelere ağız içi arama dayatılarak insan onuru hiçe sayılmakta; bunu reddedenler tehdit edilmekte ve cezalandırılmaktadır. Uzak illerden gelen aileler için görüş saatlerinin keyfi biçimde erkene alınması, hem aile bağlarını zedelemekte hem de ciddi güvenlik riskleri yaratmaktadır. Nitekim kısa süre önce Erzincan yolunda kaza geçiren bir tutuklu yakınının ailesi, bu uygulamanın yol açtığı ağır sonuçların en çarpıcı örneği olmuştur."

'KÜRTÇE MEKTUPLAR SANSÜRLENİYOR, SAĞLIK HAKKI İHLAL EDİLİYOR'
Zaman, hapishanelerde yapılan aramaların tacize dönüştüğünü, eşyaların tahrip edildiğini ve kitap, dergi, mektuplara el konulduğunu dile getirdi. Kürtçe mektupların sansürlendiğini, sağlık hakkının sistematik biçimde ihlal edildiğini, revir ve hastane sevklerinin geciktirildiğini, İdare ve Gözlem Kurulları'nın hukuki sınırlarını aşarak infazları keyfi biçimde uzattığını belirten Zaman, "Sosyal etkinliklerin kısıtlanması, kurs ve atölye çalışmalarının engellenmesi, mahpusların eğitim ve sosyalleşme haklarını fiilen ortadan kaldırmaktadır" diye konuştu.

TALEPLER SIRALANDI
Süleyman Zaman, taleplerini şu şekilde sıraladı:
🔹"Tüm tutsaların sağlık, güvenlik ve temel haklarının güvence altına alınması,
🔹İdare ve Gözlem Kurulları'nın siyasi ve ideolojik bir sorgulama aracına dönüştürülmesine son verilmesi,
🔹İnfaz yakma ve hukuki dayanaktan yoksun tahliye erteleme uygulamalarının kaldırılması,
🔹Farklı suç gruplarının bilinçli biçimde aynı alanlarda tutulmasına derhal son verilmesi,
🔹Hapishanelerde şeffaf, insan onuruna saygılı ve yargı denetimine açık bir infaz sisteminin oluşturulması."