25 Haziran 2025 Çarşamba

PSAKD İstanbul Şubelerinden Madımak anmasına çağrı

Sivas ve pek çok kentte düzenlenecek Madımak katliamı anmalarına çağrı yapan PSAKD İstanbul Şubeleri, "2 Temmuz'un hesabı sorulana kadar, Sivas için adalet, herkes için adalet mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) İstanbul Şubeleri, Kadıköy rıhtımda düzenlediği basın açıklamasıyla 2 Temmuz'da 32. yıldönümü olan Madımak katliamına tüm halkı davet etti. Çok sayıda kişinin katıldığı eylemde, "2 Temmuz 1993 Madımak'ta insanlık yakıldı! Yakanları da aklayanları da affetmeyeceğiz! Faşist ve şeriatçı kuşatmaya karşı gelin canlar bir olalım" pankartı açıldı.

Madımak katliamında yaşamını yitiren 33 can şahsında özgürlük ve demokrasi şehitleri anısına saygı duruşuyla başlayan açıklama, semahlarla devam etti.

'NE ACIMIZ AZALDI, NE DE ÖFKEMİZ DİNDİ'
PSAKD İstanbul Şubeleri adına basın açıklamasını okuyan Özkan Tacer, "Bu topraklarda direnişin simgesi, Alevi inancının hak, hakikat ve adalet yolundaki temel direklerinden biri olan Pirimiz Pir Sultan Abdal'ın anısına düzenlenen etkinliklerin dördüncüsünde, semah dönen gençlerimiz, ozanlarımız, yazarlarımız, sanatçılarımız, aydınlarımız, bu halkın vicdanı ve geleceği olan 33 canımız 2 Temmuz 1993 Cuma günü Madımak Oteli'nde yakılarak katledildi" dedi.

İnsanlık tarihinin kara lekesi olan bu katliamın bir insanlık suçu olduğunu vurgulayan Tacer, "Bu vahşi katliamın üzerinden 32 yıl geçti. Ama ne acımız azaldı, ne de öfkemiz dindi. Çünkü adalet yerini bulmadı. Katillerin büyük bir bölümü cezasız kalırken, ceza alanlar affedildi, serbest bırakıldı. İnsanlığa karşı işlenmiş bir dava, zaman aşımına uğratıldı" ifadelerini kullandı.

'YAKANLAR DA AKLAYANLAR DA AYNI'
Sivas öncesinde yaşanan katliamlarla da, Sivas'la da, sonradan yaşanan katliamlarla da yüzleşilmediğini vurgulayan Tacer, katillerin bizzat iktidar tarafından korunduğunu belirtti. "Sivas katilleri ve onları savunan avukatlar el üstünde tutuldu, ödüllendirildi. Çünkü Sivas'ı yakanlar da aklayanlar da aynıydı. Katilleri de, bu katliamı planlayanları da, aklayanları da tanıyoruz" diyen Tacer, tarihin hiçbir döneminde karanlığa teslim olmadıklarını, bundan sonra da olmayacaklarını ifade etti.

"Yüzleşme ve hesaplaşma olmadan bu topraklara barış da, demokrasi de, özgürlük de gelmeyecektir. 2 Temmuz'un hesabı sorulana kadar, Sivas için adalet, herkes için adalet mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz" diyen Tacer, bu katliamla yüzleşmeyen hiçbir iktidarın barış ve eşit yurttaşlık iddiasında bulunamayacağını ifade etti.

'YÜZLEŞME OLMADAN HER BARIŞ BAŞTAN ÇÖZÜLMEYE MAHKUMDUR'
Tacer, şöyle devam etti: "Yolu Hacı Bektaş'tan, Dersim'den, Madımak'tan geçmeyen bir barış, Aleviler için eksik ve adaletsizdir. Başta Kürt sorunu ve Alevi sorunu olmak üzere hiçbir sorun, yüzleşme olmadan çözülemez. Aleviler her daim barıştan yanadır; ancak yüzleşme ve hesaplaşma olmadan yapılacak her tür 'barış', daha baştan çözülmeye mahkumdur."

Devam eden yeni anayasa tartışmalarına işaret eden Tacer, "Ama o masalarda yine Aleviler yok, emekçiler yok, kadınlar yok, Kürtler yok! Biz olmadan yazılan bir toplumsal sözleşme; ne eşit olabilir, ne özgür, ne de kardeşçe" dedi.

'2 TEMMUZ'DA SİVAS'TA VE TÜM KENTLERDE ALANLARDAYIZ'
Tacer, şu ifadeleri kullandı: "32 yıl önce Sivas'ta yakılan ateş, bugün hala kalbimizde yanıyor. Ama o küllerin içinden yeniden birlik, direniş ve umut yeşeriyor. Mücadelemiz yalnızca geçmişin hesabı değil, geleceğin de savunusudur. Ve biz buradan sesleniyoruz: 2 Temmuz'da bir kez daha Sivas'tayız! Aynı gün Ankara'da miting alanındayız. 2 Temmuz öncesi ve sonrası hemen her yerde alanlardayız. 33 canımızı anmak için alanlardayız."

Tacer, "Emekten, laiklikten, eşitlikten yana olan; özgür ve kardeşçe yaşayacağımız aydınlık bir Türkiye diyen, halkına ses, karanlığa ışık olan tüm dostlarımızı 2 Temmuz'da Sivas'a ve bulundukları her yerde alanlara çağırıyoruz! Faşist ve şeriatçı kuşatmaya karşı birlikte mücadeleye çağırıyoruz" dedi.

Eylem boyunca, "Sivas'ı yakanlar AKP'yi kuranlar" sloganı atıldı.