19 Mayıs 2024 Pazar

Meşale Tolu Türkiye'deki baskıları ve direnişleri anlattı

24. Uluslararası Rosa Luxemburg Konferansı'na katılan ETHA muhabiri Meşale Tolu Türkiye'deki direnişler üzerine konuşma yaptı.
24. Uluslararası Rosa Luxemburg Konferansı'na katılan ETHA muhabiri Meşale Tolu Türkiye'deki direnişler üzerine konuşma yaptı. 
 
Junge Welt gazetesi tarafından düzenlenen 3 binin üzerinde kişinin katıldığı konferansta konuşan Tolu, Türkiye'de bütün yaşam alanlarına iktidar tarafından müdahale edildiğini, 2 yıldır basın kuruluşlarının durmaksızın kapatıldığını vurguladı.
 
'HÜKÜMETİN TEK HEDEFİ ELEŞTİRİYİ KÖKÜNDEN YOK ETMEK'
 
Onbinlerce memurun ihraç edildiğini, Afrin'de savaşa karşı çıkan sağlık çalışanlarının yargılandığını kaydeden Tolu, "Hükümetin tek hedefi her türlü eleştiriyi kökünden yoketmek. Zaten istikrarlı olmayan iktidarını korumak için her şeyi yapıyorlar. Süleyman Soylu bir haftada 2500 ev baskının yapıldığını açıkladı. Düşünün 2 yıldır bu durum mevcut" diye konuştu.
 
Devletin 16 yıl boyunca adım adım rejim değişikliğine gittiğini söyleyen Tolu, parlamento, ordu ve polisin tek elde toplandığını aktardı. "İşçi, memur ve gazetecilere yönelik saldırılar yeni değil" diyen Tolu, 90'lı yıllarda da zorla göç ve işkencenin mevcut olduğunu ancak o tarihlerden farklı olarak bugün çok daha geniş kesimlerin saldırı altında olduğunun altını çizdi.
 
Bütün bu baskılara rağmen umut olduğunu ve umutla ilgili konuşmanın gerektiğini vurgulayan Tolu, Gezi direnişini hatırlattı. Tolu, kadın, genç ve LGBTİ'lerin oradaki gücü gördüğünü ve birleştiklerini ifade etti.
 
'GAZETECİLER TOPLUMU AYDINLATMAYA DEVAM EDİYOR'
 
Tüm baskılara rağmen gazetecilerin çalışmalarına devam ettiğini kaydeden Tolu, şöyle konuştu: 
"Gazeteciler toplumu aydınlatıyorlar ve bundan dolayı yargılanıyorlar. Gazeteciler tutuklanıyor hatta müebbet hapis cezasına çarptırılanlar da mevcut. Bir çok gazeteci ise sürgünde. Bir çoğu Almanya'ya göç etmek zorunda kaldı çünkü burada güvende olacaklarını umuyorlar."
 
Türkiye'de en önemli direniş hareketlerinin kadın ve gençlik hareketleri olduğunu söyleyen Tolu, binlerce kadının şiddete ve baskıya rağmen bir araya geldiğini, sokaklara çıktığını vurguladı. Tolu, Kadınlar Birlikte Güçlü kampanyasını ve gençlerin başkanlığa karşı oluşturduğu 'Gençlik Hayır Diyor' hareketlerini anlattı.
 
Leyla Güven'in tecrite karşı direnişine değinen Tolu, "Kürt sorununun çözümü için yaşamını feda etmekten bir an bile çekinmedi" dedi.
 
'HDP BARIŞ SÜRECİNİN UMUT TAŞIYICISIDR'
 
Kürt hareketi en önemli hareketlerden birisi olduğunu ve müzakere sürecinde bir umudun ortaya çıktığımı aktaran Tolu, şunları kaydetti:
"HDP bu barış sürecinin umut taşıyıcısıydı, HDP seçimlerde bir başarı elde etti ve bu özellikle Erdoğan'ı sarstı. Hükümet yeni bir savaş stratejisi devreye soktu ve masayı devirdi. O günlerden sonra, başta HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş olmak üzere binlerce HDP üyesi ve yöneticisi tutuklandı ve böylece onları susturabileceklerini umdular."
 
Cizre ve Nusaybin'de insanların katlettiğini ve Kürt hareketinin 40 yıldır bu saldırılara ve vahşete karşı direndiğini söyleyen Tolu, "Bu yüzden Kürt halkının yanında durmak onları güçlendirmek önemli" dedi.
 
'HER İKTİDARIN KABUSU: İŞÇİ SINIFI'
 
Her iktidarın kabusunun işçi sınıfı olduğunun altını çizen Tolu konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiyede sömürünün boyutları çok yüksek. Avrupa'nın en büyük havalimanı diye 3. havalimanının havasını attılar. Bu inşaatta 400 işçinin öldüğü iddia ediliyor, 600'ü insanlık dışı koşullara karşı direndiği için bir gecede gözaltına alındı ve 34'ünün tutullandı. Madenlerde yüzlerce işçi öldü ve devlet birçoğunun cenazesini dahi henüz çıkartmadı. Ve işçiler sokağa çıktılar. Bugün de Flormar'da direnen kadınları selamlıyorum. Yves Rocher firması için çalışan bu kadınlar aylardır direnişteler. Sloganları çok güzel: 'Makyaj değil direniş güzelleştirir'."
 
Türkiye ve benzeri otokrat ülkelerde yaşayan ve hapsolan insanlarla dayanışmak için öneriler yapan Tolu, "Herşeyden önce kendi ülkemizde silah ticaretini durdurmalıyız. Biliyoruz Türkiye'de siyasi ve ekonomik çıkarlarımız var, NATO müttefikleri fakat bu ticaretin bir çok yaşamı etkilediğini biliyoruz. İnsanlar buraya göç etmek zorunda kaldığı için de bizi ilgilendiriyor. Bundan dolayı muhalefetle dayanışmak gerekiyor. Onların direnişini görmek gerekiyor, bu direnişi güçlendirmek gerekiyor. Burda yağabileceğimiz en asgari şey kamuoyu oluşturmak" diye sözlerine devam etti.
 
'TUTUKLU GAZETECİLER'
 
Tutuklu ETHA çalışanı Adil Demirci başta olmak üzere tutuklu gazetecileri selamlayan Tolu, "En son bir arkadaşımı hatırlatmak istiyorum. Bu cesur gazeteciyi, Adil Demirci'yi hatırlatmak istiyorum. Adil Demirci bugün Silivri Hapishanesi'nde. Zehra Doğan, İsminaz Temel ve tüm diğer gazetecilerin özgürlüğe kavuşacaklarını umuyorum" dedi