17 Eylül 2025 Çarşamba

Koçyiğit: Komisyon, baş aktör Öcalan'la görüşmelidir

Komisyon çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, komisyonun derhal süreç için gerekli yasal düzenlemeleri tartışmaya başlaması ve Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'la görüşmesi gerektiğini vurguladı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis'te gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Geçen hafta komisyonda sendikalar, emek örgütleri ve patron örgütlerinin dinlendiğini hatırlatan Koçyiğit, "Bütün tarafları dinlemek ve soruna farklı perspektiflerden bakmak, meselenin gerçek anlamda sadece silah ve şiddet olmadığını görmemiz açısından önemli. Sadece can kayıplarıyla yürüyen ağır bir bilançoyla karşı karşıya olmadığımızı, ekonomik kaynakların ve diğer kayıpların da olduğunu görmek açısından önemli" dedi.

Komisyonun, Kürt sorununun sadece siyasi değil, ekonomik, sosyal, kültürel boyutunu da konuşması gerektiğine işaret eden Koçyiğit, bu hafta da çatışma çözümü alanında çalışmış akademisyenler ve uzmanların dinlendiğini hatırlattı. Bunun önemli bir oturum olacağını belirten Koçyiğit, "Çünkü biliyoruz ki dünyanın birçok yerinde halkların, inançların, toplumsal kesimlerin yaşadığı sorunlar var. Bu sorunlar nedeniyle açığa çıkmış savaşlar, şiddet ve çatışmalar var. Bütün bu dünya deneyimleri bize bir kez daha gösterdi ki aslında sorunun çözümü müzakerede, diyalogda, demokratik bir perspektifle barış mücadelesini ilerletmekte. Ret, inkar ve imha politikalarının sadece savaşı, çatışmayı ve yoksulluğu derinleştirdiğini; acıları büyüttüğünü, geleceği çaldığını biliyoruz" dedi.

'SOMUT ADIMLARA İHTİYACIMIZ VAR'
Kürt sorununun çözümünün hem Ortadoğu, hem Türkiye açısından özgün ve önemli bir deneyim oluşturacağını dile getiren Koçyiğit, "Buradaki temel mesele şudur: Ciddiyete ihtiyacımız var. Somut adımların atılmasına ihtiyacımız var. İyi niyet beyanları önemlidir, anlamlıdır. Çıkılan yol çok önemlidir. Gerçek anlamda kutsal bir yoldur barış yolunun kendisi. Ama bu yolu genişletecek, bu yolu büyütecek, bu yolun menzile varmasını sağlayacak somut ve pratik adımların atılacağı ve herkesin söylediğinin gereğini yapacağı bir pratik süreci de birlikte örgütlememiz gerekiyor" dedi.

'MECLİS KOMİSYONU ÜZERİNE DÜŞEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMELİ'
Komisyonun 5 Ağustos'tan beri dinlemeler yaptığını dile getiren Koçyiğit, "Bütün bu dinlemeler faslının bir an önce ya bir alt komisyon eliyle yürütülmesi ya da komisyonun bu dinlemeleri yaparken eşzamanlı olarak sürecin ilerlemesinde kritik olan yasaları konuşması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

PKK'nin Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısına harfi harfine uyduğunu vurgulayan Koçyiğit, "O zaman, Sayın Öcalan'ın çağrısının derinleşmesi, ilerlemesi ve sonuç alması için Meclis Komisyonunun ve siyaset kurumunun da üzerine düşen sorumluluğu derhal yerine getirmesi gerekiyor. 1 Ekim'den önce, sürecin ihtiyacı olan yasaların genel çerçevesinin en azından bu komisyonda konuşulması ve ihtisas komisyonlarına genel çerçevenin aktarılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu daha fazla ertelenmeyecek, ötelenmeyecek bir zorunluluk olarak önümüzde duruyor. Yoksa bu komisyon kendi varlık gerekçesine uygun bir pratik sergilememiş olacaktır. Bunun da süreci sekteye uğratacağının altını çizmemiz gerekiyor" diye konuştu.

'YASAL DÜZENLEMELERDE İLERLEME SAĞLAMAMIZ GEREKİYOR'
"Silah bırakanların ülkeye dönüşünü sağlayabilecek ve bugüne kadarki bütün hukuki sorumlulukları ortadan kaldıracak bir yasal düzenlemeyi hızla tartışmamız, bunun çerçevesini hızla konuşmamız ve bunun pratik adımlarını atmamız gerekiyor" vurgusu yapan Koçyiğit, Öcalan'ın komisyon tarafından dinlenmesi gerektiğini vurguladı.

Koçyiğit, şöyle devam etti: "İki temel talebimiz var: Birincisi hızlı bir şekilde komisyonun adaya gitmesi ve sürecin baş aktörü olan sayın Öcalan'la görüşmesidir. Komisyonun, sürecin ilerlemesi için elini korkusuzca taşın altına koymasının ve toplumsal anlamda bunun doğruluğunu anlatacak mekanizmalar kurmasının hayati olduğunu düşünüyoruz. İkincisi, 1 Ekim'e çok az bir zaman kaldı ve hızlı bir şekilde sürecin ihtiyacı olacak yasal düzenlemelerin çerçevesini konuşmaya başlamamız, bu konuda da hızla ilerleme sağlamamız gerekiyor."

'ZEYTİNLİK YASASINA İLİŞKİN AYM BAŞVURUSUNDA BULUNDUK'
Bugün CHP, Yeni Yol Grubu, Meclis'te grubu bulunan diğer partiler ve beş bağımsız milletvekilinin ortak imzasıyla Anayasa Mahkemesi'ne "Süper İzin Yasası"nın iptali için başvuruda bulunduklarını aktaran Koçyiğit, "Umuyoruz ve diliyoruz ki Maden Kanunu'nda, Orman Kanunu'nda, Zeytinliklerin Korunması Kanunu'nda ve Çevre Kanunu'ndaki birçok temel düzenlemeyi, geri dönülmesi zor şekilde tahrip edici olan bu değişiklikleri Anayasa Mahkemesi iptal edecek. AYM'nin yaşamdan, doğadan, insandan ve geleceğimizden yana, ekosistemden yana bir karara imza atacağını ummak istiyoruz" dedi.

'HUKUK ELİYLE SİYASET DİZAYN EDİLİYOR'
Hukuk eliyle siyasetin dizayn edildiğini ifade eden Koçyiğit, şöyle devam etti: "Bakın, 31 Mart seçimlerinde AKP birinciliği kaybetti ve düğmeye bastı. Kah CHP belediyelerine operasyon yapıyor, kah kent uzlaşısıyla seçilmiş belediye meclis üyelerini gözaltına alıp aylarca haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuyor. İşte o haksız hukuksuz tutuklamaların yarın duruşması var. İstanbul'un çeşitli belediyelerinde görev yapan 9 belediye meclis üyesi, belediye yöneticisi de kent uzlaşısı nedeniyle tutuklanmıştı. Yarın hakim karşısına çıkacaklar. Bu davanın bir önemi var. Alevilerin, Kürtlerin, Türklerin, ezilenlerin, işçilerin, kadınların ortak mücadele platformu olan HDK'yi kriminalize etmeye dönük bir dava olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Demokratik yollarla sandık mücadelesini yok etmeye, sandığın demokratik meşruiyetini darbelemeye yönelik bir dava olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. En önemlisi de Anayasa'daki seçme ve seçilme hakkını yok eden bir davayla karşı karşıyayız. O anlamıyla şunu bir kez daha söylememiz gerekiyor. 10 tutuklu belediye üyesinin, belediye yöneticisinin derhal serbest bırakılması gerekiyor."