Kalkan: Demokratikleşmenin hazırlandığı bir durumu göremiyoruz

Sürece dair adım atması gereken tarafın Kürtler değil devlet olduğunu belirten PKK'nin kurucu kadrolarından Duran Kalkan, "Toplumun Kürtlerle barışa, Türkiye'nin demokratikleşmesine hazırlandığı bir durumu göremiyoruz" dedi.
PKK'nin kurucu kadrolarından Duran Kalkan, Kürt sorunun çözümünde gelinen aşamaya, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın koşullarına ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin "umut hakkı" ile ilgili toplantısına dair Medya Haber TV'ye konuştu.
Asrın Hukuk Bürosu avukatların 6 yıl aradan sonra İmralı'da Öcalan ile yaptığı görüşmeyi değerlendiren Kalkan, "İmralı'da kapılar açılmıştır mı diyelim? Barış geldi mi diyelim?" diye sorarak, "Tecrit devam ediyor, rehine durumu sürüyor" dedi. Hukukun siyasetten bağımsız olmadığını kaydeden Kalkan, Öcalan'ın tutsaklığının siyaset olduğunu belirten Kalkan, "Buna rağmen çok fazla bir değişimin olmadığını, bir zihniyet ve siyaset değişimi yönünde tutarlı bir duruşun olmadığını görüyoruz" dedi.
'OYALAMA SİYASETİ BIRAKILMALI'
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nde "umut hakkı" gündemiyle başlayan ve bugün sona erecek toplantıya değinen Kalkan, konseyin 10 yıl boyunca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin aldığı kararı durdurduğunu ifade etti. Türkiye'ye yasal değişikliklerin yapılması için bir yıl süre verildiğini hatırlatan Kalkan, "Adalet Bakanlığı'nın verdiği cevaba göre öyle bir değişiklik yapmayacaklarını açıkça ifade ettiler. Hatta yapsalar bile Önder Apo'yu bunun dışında tutacaklarını da söylüyorlar" diyen Kalkan, komisyonun süreci "sürüncemede bırakma, oyalama" gibi kararlar almasını "suç ortaklığı" olarak tanımladı.
'KOMİSYON SÜRECİN İÇİN BOŞALTIYOR'
Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün zamanının geldiğini kaydeden Kalkan, Mecliste kurulan komisyona da değindi. Komisyonun beklenti yarattığını ancak istendiği gibi olmadığını belirten Kalkan, "Bazı önemli tartışmalar oldu ama giderek meselenin özüne girmeyen, adını koymayan, neyle uğraştığı belli olmayan bir duruma geldi. Adı Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu ama demokratikleşme üzerinde durmuyor, 'demokrasi var' diyor. Kardeşlik, 'zaten kardeşlik de var, bu Kürtler, bize teslim olsalar, kardeşlik daha da perçinlenir, o zaman milli dayanışma da güçlenmiş olur' diyorlar. Böyle olmaz, bunun için bir komisyon kurmaya gerek yoktu. Bu işin özünü, içini boşaltmak oluyor, süreci boşlamak oluyor" dedi.
'11 AY GEÇTİ HİÇBİR ADIM YOK'
Komisyonun Öcalan ile görüşmemesini eleştiren Kalkan, "Görüşülüp görüşülemeyeceği de belli değil" diyerek, Bahçeli'nin Öcalan'ı Mecliste konuşmaya çağırdığı konuşmasını hatırlattı. Bahçeli'nin 22 Ekim 2024 tarihinde yaptığı açıklamanın üzerinden neredeyse 11 ay geçtiğini belirten Kalkan, devlet tarafından hiçbir adım atılmadığını ifade etti.
PKK'nin Öcalan'ın silah bırakma çağrısını 2 ay 7 gün içinde yerine getirdiğini vurgulayan Kalkan, "Oyalama, hileler varsa yeter artık, bitmeli" diyerek, 2013'teki çözüm sürecine değindi. "Bir takvime bağlamıştık, güçleri çekiyorduk, ilk grupları sınıra getirdik, çıkardık. Diğerleri hareket ediyordu. Karşı taraf hiçbir şey yapmayınca süreç durdu" dedi.
'GERİLLA EVE KOŞMAYA CAN ATMIYOR'
"Baştan beri hep açık davrandık. Önder Apo çağrılar yaptı. Yapabileceklerimizi de yapamayacaklarımızı da PKK olarak açık söyledik. Önder Apo çağrı yapıp 'kongre yapın bu temelde' dedi, biz yapamayız dedik. Israr isteyince, biz kongre yaparız, bu kararları alırız ama uygulayamayız dedik. Tamam, yapılsın, alınsın kararlar dendi ve biz yaptık kongreyi, karar aldık" diyen Kalkan, "Bizimle sorun çözülmez. Dağda elinde silahı olan savaşçının ne olacağıyla sorun çözülmez, oradan başlanmaz. Demokratik entegrasyon başlasın Önder Apo'dan. Önder Apo demokratik siyaset yapsın, kursun örgütlenmesini, görsün savaşçı, herkes silahını bırakır, koşar Önder Apo'nun yanına. Katılır örgütüne, demokratik siyaset yapar" diye konuştu.
Öcalan'a 60 milyon Kürt'ün siyasi temsilcisi olarak, sürecin baş müzakerecisi olarak yaklaşılması gerektiğini ifade eden Kalkan, "Dağda silahını atıp anasının, babasının dizinin dibine koşmaya hazır çocuklar yok. Özgürlük için, demokrasi için dağa çıkmış, silah kuşanmış, binlerce şehit vermiş, fedai özgürlük savaşçıları var" dedi.
'DEVLET HALA DÜŞMAN HUKUKUYLA HAREKET EDİYOR'
Meclisteki komisyonun kardeşlik hukuku üzerine çalışması gerektiğini vurgulayan Kalkan, "Ama bunların hiçbirisi olmuyor. Çeşitli sahte gündemlerle, iktidar çatışmalarıyla toplumun bilinci karartılıyor. Kabul edilecek hiçbir yanı yok" diye kaydetti. Öcalan'ın baş müzakereci olduğunun altını çizen Kalkan, "Özgür, eşit müzakere etmenin koşulları var mı? Böyle olmasa müzakere olur mu? İmralı'daki mevcut koşullarda yapılana müzakere denir mi? Demek ki bir zihniyet, siyaset değişimi yok, değişme istemi yok" dedi.
'SÜREÇ BÖYLE İLERLEMEZ'
"Toplumun Kürtlerle barışa, Türkiye'nin demokratikleşmesine hazırlandığı bir durumu göremiyoruz. Böyle bir çaba yok, böyle bir yaklaşım yok. Deniliyor ki, 'Kamuoyu hazırlanması lazım' ama kamuoyunun hazırlanması için bir çalışma yok. Kanun oluşturmak için işte komisyon kuruldu, tartışacaktı, hazırlık çalışması yapacaktı. Bunların hiçbirisi yok" diyen Kalkan, devletin, kullandığı dilin kardeşlik değil, düşman dili olduğunu ifade etti. Kalkan, "Kimsenin bizi kandırıcı yaklaşımına boyun eğecek, görmezden gelecek değiliz. Aldanma ve aldatma üzerine olmasın bu ilişkiler. Barış ve demokrasiden söz ediyoruz. Bu tutarlılık gerektiriyor, ciddiyet gerektiriyor. Meclis Komisyonu bu yönlü adımlar atar, çalışmaya girerse, o zaman belki süreçte bir ilerleme, yenilenme olur" dedi.