Kadınlar Antalya'da haykırdı: İsyandayız
Antalya'da sokağa çıkan kadınlar hakları ve hayatları için birbirlerinden güç alarak mücadeleyi yükselteceklerinin sözünü yineledi. Kadına yönelik her türlü şiddete karşı özsavunma hakkının önemine vurgu yapan kadınlar, erkek-devleti "Hayatlarımızdan elinizi çekin" diye uyardı. Yoksullaşma krizinin kadına yönelik şiddeti derinleştirdiğini, kadın ve çocukları kölelik koşullarına mahkum edilerek çalışmaya zorlandığının altını çizen kadınlar, "Kadınların ve çocukların emeğini ucuz sayan katliam düzenine karşı isyandayız" vurgusu yaptı.
Erkek devlet şiddetine, homofobiye, transfobiye, çocuk istismarına, işgale, savaşa, kadın katillerini koruyanlara, yoksulluğa, erkek devlet şiddetine karşı kadınlar Antalya'da sokağa çıktı. "Erkek-devletin-yargının üzerimizde kurduğu tüm bu tahakküme rağmen ses çıkarıyoruz ve itaat etmiyoruz" diyen kadınlar, mücadelelerinin engellenemeyeceğini haykırdı.
'ADALET BİZİZ SUSMAYACAĞIZ'
Antalya Kadın Platformunun çağrısıyla kapalı yoldaki Halkbank önünde bir araya gelen çok sayıda kadın; "Sesimiz, sözümüz, emeğimiz var; şiddete boyun eğmeyeceğiz", "Kadın hakları insan haklarıdır", "Ev işçisi kadınlara 'emeklilik hakkı' verilsin", "Katledemediğiniz kadınlar hesap soruyor", "Yasalar sokakta yazılır", "Adalet biziz susmayacağız", "Öfkeni örgütle, mücadeleni büyüt" dövizlerini taşıdı.
.jpg&cache=31536000)
'ÖZSAVUNMA HAKTIR YARGILANAMAZ'
Kadınlar sık sık "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Münferit değil erkek şiddeti", "Erkek adalet değil gerçek adalet", "Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz", "Aile değil kadınız isyandayız", "Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop inadına isyan inadına isyan inadına özgürlük", "Jin, jiyan, azadî", "Kadın, yaşam, özgürlük", "Kadınlar, sokağa özgürleşmeye", "Aile yılı değil direniş yılı", "Diyanet elini bedenimden çek", "Adalet biziz susmayacağız", "Özsavunma haktır yargılanamaz" sloganlarını attı.
'HAYATLARIMIZDAN ELİNİZİ ÇEKİN'
25 Kasım'ın tarihçesinin hatırlatıldığı açıklamada, kadına yönelik şiddete ve kadın katliamına dikkat çekildi. "Kadınların hayatları, hakları, bedenleri üzerinde bulunan tahakküme karşı laiklik bayrağını yükseltiyor, dinci gericilikle hayatlarımızı kuşatanları uyarıyoruz, hayatlarımızdan elinizi çekin" diyen kadınlar, 2026 yılı bütçesinin savaş ve Diyanet İşleri Başkanlığına ayrıldığının altını çizdi.

'BİRBİRİMİZİ, YAŞAMIMIZI SAVUNMAYA DEVAM EDİYORUZ'
Kadınların hayatları, hakları her geçen gün gasp edilirken, özsavunma hakkını kullanan kadınlara verilen yüksek cezalara tepki gösterildi. Kadınlar, "Faillere kurmadıkları barikatları kadınlara kuran, eşitlik-özgürlük mücadelesi veren kadınları tutuklayan, LGBTİ+ları hedef göstererek nefreti örgütleyen AKP iktidarının ve beslendiği erkek şiddetinin karşısında susmuyoruz, korkmuyoruz, birbirimizi, yaşamımızı, hayatımızı savunmaya devam ediyoruz" dedi.
'BİRBİRİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ'
"Şüpheli" denilen, "intihar etti" denilen kadın ölümlerine işaret edilen açıklamada, "Bu ülke de kadınlar Rojin'de ve Gülistan'da olduğu gibi kayıplarla, şüpheli ölümlerle karşı karşıya bırakılıyor. Şiddet faili erkekleri koruma ve aklama uğruna can güvenliğimizin olmadığı koşullarda hayatta kalmaya çalışıyoruz. Yaşamak istiyoruz. Yalnız ve çaresiz olmadığımızı birbirimizden aldığımız güçle mücadelemizi sürdüreceğimize inanıyoruz" ifadeleri kullanıldı.

'DİLOVASI'NDA YAŞANAN KAZA DEĞİL İŞ CİNAYETİDİR'
Yoksullaşma krizinin kadına yönelik şiddeti tırmandırdığını söyleyen kadınlar, şöyle devam etti: "Kadınları giderek daha fazla oranda güvencesiz ve niteliksiz işlere mahkum eden, bakım yüklerini arttıran, şiddeti derinleştiren, kadınları çaresizleştiren bu sömürü düzenini kabul etmiyoruz. Çok yakın bir tarihte Kocaeli Dilovası'nda kadın ve çocuk işçiler çalışmak zorunda oldukları iş yerinde yanarak öldürüldü. Göz göre göre 6 kişi denetimsizlikten ve iş güvenliği olmayan koşullar altında çalışmak zorunda bırakıldıkları için öldürüldü. Kadın ve çocuklar sabah 08.00'den akşam 12.00'ye kadar 600 ila 800 liralık yevmiye karşılığında çalışmak zorunda bırakıldı. Hayatlarımızın karşılığı işte bu kadar değersiz ve ucuz görülüyor. Bizler biliyoruz yaşanan bu durum tesadüf değil, bu durum iş kazası değil, iş cinayetidir. 2025 yılı içerisinde sadece MESEM'lerde ölen çocuk işçilerin sayısı 80'lere ulaşmıştır. Kadınların ve çocukların emeğini ucuz sayan katliam düzenine karşı isyandayız."

'MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMİYORUZ'
Hakları olanı ancak sokaklarda alacaklarını; evde, işte, sokakta, hapishanede, kampüste... Yaşadıkları her yerde mücadele büyürse kazanacaklarının altını çizen kadınlar, "İstanbul sözleşmesinden, eşit işe eşit ücret talebimizden, güvenceli iş güvenli gelecek talebimizden, barış içinde yaşama talebimizden, laiklik, eşitlik ve özgürlük mücadelemizden vazgeçmiyoruz" dedi.
Eylem sloganlarla sona erdi.