20 Kasım 2025 Perşembe

İstanbul'da katledilen translar anıldı: Yasaklarınıza rağmen sokakları terk etmiyoruz

Katledilen, intihara sürüklenen trans kadınları anan İstanbul Trans Pride Komitesi, translar için mücadelenin hayati bir mesele olduğu kaydedildi. Suskun, saklı değil örgütlü olduklarını kaydeden translar, "Şiddete ve nefrete karşı ses çıkarıyoruz, tüm siyaset yasaklarınıza rağmen sokakları terk etmiyoruz" denildi. 

İstanbul Trans Pride Komitesi, 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Gününde, Maçka Sanat Parkında bir araya gelerek katledilen, intihara sürüklenen transları andı. 25 Kasım'da Taksim Tünel Meydana çağrı yapıldı. 

Katledilen transların fotoğraflarının taşındığı eylemde okunan metinde, "AKP, aileci politikalarla translara karşı nefreti kurumsallaştırıyor. Devlet translara karşı nefreti tüm kurumlarıyla dikte etmeye çalışırken birçok trans saldırıya uğradı. Evlerimiz basıldı, sokaklarımız bariyerlendi, yaşam alanlarımız planlı biçimde daraltıldı. Erkek yargı transları katleden erkekleri cezasızlıkla ödüllendirirken bizlerin kamusal alandaki varoluşu yasaklanmaya çalışılıyor. Öldürülen arkadaşlarımız için eylem bile yapmamız devlet nezdinde suç. Dilek İnce'nin ve Hande Kader'in failleri özgürce dolaşırken trans olmak polisin gözaltına alma nedeni olabiliyor. Bu yıl Nida Nazlıer bir erkek tarafından katledildi" denildi. 

'KUTSAL AİLENİZ TRANSLARI KATLEDİYOR'
Onur ayında Edirne'de 13. kattan canlı yayında atlayarak intihar eden Helin'in "bize yaşam hakkı vermiyorlar" son sözünün hatırlatıldığı eylemde, "Kutsal aileniz, transları katlediyor, kadınların ev içi emeğini sömürüyor, lubunya çocukları reddedip bir başına bırakıyor. AKP aileyi korumak, genel ahlak adı altında varoluşlarımızı krimalize ediyor. Bedenimize dair karar hakkımızı torba yasalarla elimizden almaya çalışıyor. Nefretiniz sadece sokakta değil; hastanelerde, sağlık komisyonlarında, mahkeme salonlarında. 1548 devlet hastanesinden yalnızca 21 tanesinde yürütülen uyum süreci ile binlerce trans aylar hatta yıllar süren bekleme sırasına sokuldu. Randevular ertelendi, komisyonlar kapatıldı. 2024'ten beri yasal olarak hormona erişimimiz kısıtlandı. Pandemiden beri fiili bir hormon ablukası içindeydik" ifadeleri kullanıldı. Biz translar için mücadele etmek hayati bir mesele. Suskun değil, sokaktayız. Saklı değil, örgütlüyüz. Şiddete ve nefrete karşı ses çıkarıyoruz, tüm siyaset yasaklarınıza rağmen sokakları terk etmiyoruz. Teşekkürler katıldığınız için, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslarlarası Mücadele Günü'nde Taksim Tünel'de olacağımızı da bildiriyoruz. Yaşasın trans dayanışması. Yaşasın birleşik mücadelemiz."

'YASAKLARINIZA RAĞMEN SOKAKLARI TERK ETMİYORUZ'
"Çocuklar iş cinayetiyle öldürülebilir, eyleme giderse erken yaşta cezaevine girebilir ama translar 25 yaşına kadar hormon kullanamaz" vurgusu yapılan eylemde bunun bir sosyal cinayet olduğu kaydedildi. Açıklama şöyle devam etti: "Nefreti yasayla mühürlenmenize, tek adam rejimini transların bedenleri üzerine inşa etmenize izin vermiyoruz. Tüm toplumsal muhalefeti bu mücadelenin bir parçası olarak yeniden çağırıyoruz.  Beyoğlu'nda trans kadınları zorla yerinden ettiniz, evleri mühürlediniz. Kendi mahallelerimizden devlet şiddetiyle bizleri kovmaya çalışıyorsunuz. Faillerin teşhisi için kullanması gereken mekanizmalar, trans kadınların yaşam alanlarını taciz etmek için kullanılıyor. Nefret suçu işliyorsunuz. Devlet İzmir'de, Amed'te, İstanbul'da ve bu cografyanın diğer yerlerinde mühürlediği evlerle trans kadınları yurtsuzlaştırmaya, köksüzleştirmeye çalışıyor. Herkes duysun; trans dayanışmamız zorla yerinden edilmeyi yenecek. Mahallelerimizden, evlerimizden ve birbirimizden vazgeçmiyoruz. Öfkeliyiz.  Bedenlerimize, cinselliğimize, varoluşumuza açtığınız savaş çığrından çıktı. Yastayız. Çok fazla arkadaşımız intihara sürüklendi, öldürüldü. İsyandayız. Biz translar için mücadele etmek hayati bir mesele. Suskun değil, sokaktayız. Saklı değil, örgütlüyüz. Şiddete ve nefrete karşı ses çıkarıyoruz, tüm siyaset yasaklarınıza rağmen sokakları terk etmiyoruz."