18 Nisan 2024 Perşembe

IŞİD'in yenilgisi devrimin zaferidir

Deyr ez Zor'daki IŞİD çetesinin varlığına son verilmesinin en önemli sonucu sömürgeci faşist Türk devletinin Rojava devrimini boğma amacının büyük bir bozguna uğramış olmasıdır.
Kürdistan Özgürlük Hareketi, devrimciler, komünistler, enternasyonalistler, devrime her geçen gün daha fazla katılan Araplar, Süryaniler ve diğer bütün halklar büyük bedeller ödeyerek ve kahramanlıklar göstererek, insanlığın başına bela olmuş politik İslamcı faşist barbarlık çetesi IŞİD'e öldürücü darbeyi vuruyor. İnsanlık düşmanı bu faşist çete Kuzey ve Doğu Özerk Bölge Yönetimi'ndeki son toprak parçasında ait olduğu yere gömülecek.
 
Özerk bölgeden IŞİD çetesinin temizlenmesi hem onu destekleyen hem onunla iş tutan hem de bu durumdan nemalanmak isteyen bütün unsurları yeniden konumlanmaya itecektir; buna IŞİD'in geride kalan güçleri de dahildir.
 
ROJAVA DEVRİMİNİ PERÇİNLEYEN ZAFERDİR DEYR EZ ZOR
 
Rojava devrimi çok zor, sancılı, riskli bir süreçten geçerek bugünlere geldi. Devrimin düşmanları hiç boş durmadı. Siyasi, askeri, ekonomik, ideolojik saldırılar ardı ardına geldi. Kürt ulusuna karşı her türlü savaş suçu işlenerek kirli bir savaş yürütüldü. Faşist Türk devleti Politik İslamcı faşist çetelerden daha fazla devirme düşmanlık yaptı. Devrimi boğmak için bütün imkanlarını kullandı.
 
Rojava devrimi bütün bu saldırıları her seferinde kırmayı başardı ve yedinci yılına geldi. Her türlü kuşatmaya, ambargoya, savaşın aralıksız sürmesine rağmen bunu başardı. Dün egemen ulus olan Arap halkının büyük bölümünü ve Çerkezleri, Süryanileri, Türkmenleri, Ermenileri kazanarak bunu yaptı. Devrimi bir kadın devrimi haline getirerek bunu yaptı. Emekçileri, yoksulları bütün ezilenleri kazanarak, onları özgürleştirerek bunu yaptı. Toplumun önündeki bütün anti demokratik uygulamalara son verdi. Sömürgecilik politikalarını parçaladı. Demokratik halkçı karakteriyle Ortadoğu'da bir özgürlük bahçesi inşa etti. Kürt ulusunun, Ortadoğu halklarının, kadınların ve bütün insanlığın başına bela olan faşist İslamcı IŞID çetesine son darbeyi indirdi. DSG genel komutanlığı, kısa süre içinde zaferi ilan ederek, dünya halklarına müjdeyi vereceklerini duyurdu.
 
Bu büyük başarı Rojava devriminin gücünü gösterdi. Onun kolay kolay yenilmeyeceğini, devrimci demokratik karakteriyle Ortadoğu'da bir çözüm olabileceğini, halkların birbirini boğazlamasına son vererek eşit, özgür ve onurlu bir biçimde bir arada yaşayabileceklerini gösterdi. Köleleştirilen kadınların topluma önderlik edebileceğini, sadece Ortadoğu'da değil en gelişmiş burjuva demokrasilerinden de daha ileride bir nitelik ortaya çıkardığını yasa ve uygulamalarıyla dünyaya ilan etti. Rojava devrimi boğulmak bir yana yarattığı değerlerle bölgeyi etkisi altına almaya başladı. Sömürgeci faşist Türk devletinin korkusu ve kâbusu bundandır. Rojava devrimi en zor, en badireli, en meşakkatli, en çetrefilli, en karmaşık zamanlarını geride bırakmaya başladı. Rojava devriminin IŞİD çetesinin Kuzey Doğu Özerk Bölgesi'ndeki son toprak parçasından temizlenmesinin değeri budur. Bu, gerçek anlamada devrimin bütün düşmanlarına karşı kazanılmış bir zaferidir. 
 
DEYR EZ ZOR'DA YENİLEN SADECE IŞİD DEĞİL, ERDOĞAN VE ÇETELERİDİR
 
Politik İslamcı faşist IŞİD çetesi Türk devletiyle birlikte Kobanê'ye saldırdıklarında Rojava devrimini, Kürt özgürlük mücadelesini boğacaklarını, Kürtlere tarihi bir yenilgi yaşatacaklarını sandılar. Kürt ulusu ve onun bütün dostları Rojava devriminin yardımına koştu. Faşist Türk devleti ve IŞİD çetesinin planlarını bozdu. Destansı bir direnişle Kobanê kuşatmasını yardı ve özgürleştirdi. Kobanê'nin özgürleşmesinin IŞİD bakımından sonun başlangıcı olacağını ve aynı zamanda onunla birlikte sömürgeci faşist Türk devletinin de yenileceğini çok net biçimde ifade etmiştik. Şimdi bu aşmaya gelmiş bulunuyoruz. 
 
Deyr ez Zor'daki IŞİD çetesinin varlığına son verilmesinin en önemli sonucu sömürgeci faşist Türk devletinin Rojava devrimini boğma amacının büyük bir bozguna uğramış olmasıdır. Sömürgeci Türk devleti Rojava devrimini yenilgiye uğratmak için politik İslamcı bütün çeteleri sınırsızca destekledi. Gerici bölge diktatörlükleriyle, ABD, Rus emperyalistleriyle her türlü ilişki geliştirdi; bunlara her türlü ekonomik, siyasi tavizi verdi. Bu tavizlerin karşılığında emperyalistlerle milyar dolarlık anlaşmalar yaptı; onlar da Azez, Cerablus, El Bab ve son olarak da Efrîn'in işgaline onay verdi. Sömürgeci faşist Türk devletinin bütün bu tavizleri vermesinin tek nedeni vardı: Rojava devrimini boğmak.
 
Kobanê'de olduğu gibi Deyr ez Zor'daki IŞİD çetesinin yenilgisi Kürt düşmanı bu iki kliğin yenilgisini de ortaklaştırdı. Faşist Türk devleti ortaya çıkan bu yeni durumu gördüğü için yeni hamleler peşinde. Şantaj ve tehditlerle Rojava devrimine saldırmanın olanağını arıyor. Emperyalist ABD'yi bu anlamıyla zorluyor, Rusya'yı zorluyor, İran'ı zorluyor. Şam rejimini devirmek bir yana onunla çoktandır görüştüğü biliniyor. Son olarak Soçi zirvesinde de bütün bu emellerini gerçekleştirmek istedi ama olmadı.
 
EMPERYALİST ABD DEYR EZ ZOR ZAFERİNDEN NEMALANMAYA ÇALIŞIYOR
 
Koalisyon güçlerinin, teknik yardım ve savaş uçaklarıyla çetelere karşı yürütülen savaşta önemli bir rol oynadıklarını kimse inkâr edemez. Onların bu katkıları, İŞİD'e karşı mücadeleyi kolaylaştırdı ama hepsi bu! Bunun ötesinde ona bir anlam biçmek hakikate sırt çevirmek olur.
 
Gerçek olan, hakikat olan nedir? Rojava devrimi başlangıcında günümüze bütün aşamalarda kendi öz gücüne dayanarak bugünlere geldi. Destansı Kobanê direnişinde de öyleydi Deyr ez Zor'da IŞİD çetesinin varlığına son verildiğinde de öyle. Bütün hamlelerde, bütün direnişlerde Kürt ulusu ve onunla ittifak halindeki bütün halklar devrimin bugünlere gelmesinin baş mimarlarıdır. Bütün bu kesimler binlerce şehitler vererek, büyük kahramanlıklar göstererek onur ve özgürlük devriminin yaşamasını, gelişmesini sağladılar. 
 
Emperyalist ABD ve onun şefi Trump IŞİD'e karşı zafer ilan ediyor ve bu zaferin de kendi hanelerine yazılmasını istiyor. Suriye'den çekilmeyi de bu "zafere" dayandırıyor.
 
Dünü hatırlayalım: Emperyalist ABD, Kürt özgürlük güçleri Kobanê'de destansı bir direniş gösterdikleri bir dönemde, ÖSO çetesini, sömürgeci faşist Türk devletiyle birlikte kurmaya çalışıyorlardı. Bu çeteler silahlarıyla birlikte IŞİD'e katılınca hüsrana uğradılar. Kürt özgürlük mücadelesinin teslim alınmaz direnişçiliği ve fedailiği, sadece emperyalist ABD'yi ayağına getirmekle kalmadı; insanlık adına yüreği çarpan halkların, ezilenlerin, kadınların, gençlerin Rojava devrimini sahiplenmesini sağladı. Destansı Kobanê direnişi ve ardından zaferi işte böyle geldi.
 
Emperyalist ABD, IŞİD'in Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi'ndeki son toprak parçasını kaybetmesini kendi rolüne bağlıyor ve zaferin de kendi hanesine yazılmasını istiyor. Irak'ta, Afganistan'da ve daha birçok bölgede itibar kaybeden ABD sahte prestij peşinde. Bu işin bir yanı. Rusya-Çin bloğunun her geçen gün Ortadoğu'da da etki ve egemenlik alanlarını genişletmesi karşısında güçlü gözükmeye çalışıyor. Emperyalist ABD'nin stratejik planlarında bir değişiklik olduğunu sanmıyoruz. O, Rus-Çin bloğuna karşı daralan alanını genişletmek istiyor. Böylesi hedeflere sahip bir ABD'nin Ortadoğu'dan vazgeçme-çekilme söz konusu olamaz. Taktik hamleleri, örneğin askeri üslerini özerk bölgeden çekme isteği stratejik değişiklik anlama gelmez. Sadece stratejik planın bir parçası olarak okunmalıdır. Zaten Trump da askeri komutanlar da bunu sık sık yineliyorlar. Irak ve Tanif'teki askeri varlıklarının Suriye'de kendilerine müdahale kolaylığı sağlayabilecek bir konumlanma olduğunu ifade ediyorlar.
 
Yine, Özerk Bölgede bir tampon bölge oluşturma arayışları da -ki öyle gözüküyor- ABD'nin Suriye'den asker çekmesiyle doğrudan ilintili bir durum. Aslında ABD'nin bir yere gittiği yok. Siyasal hegemonyasını farklı askeri kuvvetlerle sürdürmek istiyor. Trump'ın sık sık ifade etiği gibi bunun bir maliyeti var ve bunu bölge devletlerinin karşılamasını istiyor. Arap NATO'su ve bu anlamıyla Suudi Arabistan'a, BAE'ne, Mısır'a biçtiği rolü buradan da görmek gerekir. Emperyalistler Ortaoğu'dan kendi rızalarıyla değil, halkların birleşik devrimci direnişi ve devrimleriyle kovulacaklardır.
 
Ortadoğu'da ve dünyada kaotik gelişmelerin devam ettiği bu süreçte emperyalistler arasındaki çelişkiler daha da derinleşerek ilerleyecektir. Nitekim ABD'nin "Kısa ve Orta Menzilli (500 ile 5000 km) Nükleer Füze'leri (INF) kaldırma anlamasını iptal etmesi de bu anlama gelmektedir. Kapitalizm varoluşsal bir kriz içerisindedir ve kendisini savaşlardan başka "yenileyecek" bir argümana sahip değildir. Ortadoğu'daki çelişkilerin, çatışkıların merkezinde de kapitalizmin krizi durmaktadır.
 
Eşitlik ve özgürlük şiarı ile yükselen Rojava devrimi kapitalizmin kuşattığı insanlığa nefes aldırdı. Emperyalistlerin, gerici-faşist diktatörlüklerin politik İslamcı faşist çetelerin bütün planlarını boşa çıkartarak bölge ve dünya halklarına moral ve umut kaynağı oldu. Deyr ez Zor zaferi bu umudun direnişin en önemli halkalarından birisidir. Bütün halklarımıza, ezilenlere, kadınlara, insanlığa kutlu olsun.