19 Mayıs 2024 Pazar

Gelo İsa: Erdoğan Suriye krizini derinleştirmeyi amaçlıyor

Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırı tehditlerine ilişkin ETHA'ya konuşan PDKS Merkez Komite üyesi Gelo İsa, "Türk devleti ve onu destekleyen güçler Suriye krizinin siyasi çözümüne karşı olduğu için tehditlerde bulunarak bir yandan bu krizi derinleştirmek diğer yandan Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin masada elini zayıflatmayı amaçlıyor" dedi.
AKP/Saray iktidarının Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırı tehditlerine karşı canlı kalkan eylemleri devam ederken bölgedeki siyasi partilerde saldırılara karşı topraklarını savunacaklarını ve bu dönemde ulusal kongrenin önemine dikkat çekiyorlar.
 
Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (PDKS) Merkez Komite üyesi Gelo İsa, Türkiye'nin saldırı tehditlerini ve bu süreçte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bu tehditler ile neyi amaçladığını ETHA'ya değerlendirdi.
 
Erdoğan yaptığı tehditler ile bölgede Rojava devriminin kazanımlarını boğmayı hedeflediğini kaydeden İsa, "Kuzey ve Doğu Suriye'de iki taraf var bir taraf Erdoğan'ın desteklediği ve bugüne kadar katliam gerçekleştiren gruplar bir diğer ise bizim ile birlikte yürüyen bölgede bütün halkların hak ve özgürlüğünü savunan Özerk Yönetim ve kurumları, biz Rojava devrimini bütün kazanımlarını savunmak ile birlikte bu kazanımları daha da ileriye taşımayı amaçlıyoruz. Türk devleti buraya saldırarak halkın yaşamını karartmak ve burada yaşayan halkların statü sahibi olmasını engellemek istiyor" diye belirtti.
 
Rojava ve Kuzey Suriye devriminin 7 yıldır kendi projesi ile bu bölgede yaşayan halklara umut olduğunu ifade eden İsa, "Suriye'de yaşayan bütün halklar bu geçen 7 yıllık süreçte defalarca katliamlarla yüz yüze kalmışlar artık bu topraklarda yeniden katliamların yaşanıp insanların jenosid ile yüz yüze kalmasını istemiyoruz. Suriye'de yaşayan halklar çok acılar yaşadı, Suriye'de artık daha acil olarak bütün halkları kapsayacak çözüme ihtiyaç vardır. Türk devleti ve onu destekleyen güçler Suriye krizinin siyasi çözümüne karşı olduğu için tehditlerde bulunarak bir yandan bu krizi derinleştirmek diğer yandan Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin masada elini zayıflatmayı amaçlıyor. Bizde Demokratik Suriye Meclisi (MSD) ve Demokratik Suriye Güçleri (DSG) olarak Kuzey ve Doğu suriye halklarının çıkarlarını gözeterek işgalci saldırılara ve kirli oyunlara karşı topraklarımızı savunacağız" dedi.
 
Bölgedeki dengelerin sürekli değiştiğini söyleyen PDKS Merkez Komite üyesi Gelo İsa, "Şu saatlere kadar Kuzey ve Doğu Suriye ekseninde çeşitli diplomasi trafiği sürüyor. Bu görüşme trafiği Rusya ile başlayarak ABD, Suriye rejimi, Mısır, bölgedeki Arap güçleri ve çeşitli gruplar ile sürüyor. Biz son ana kadar diplomasi trafiğini işleterek Erdoğan'ın ve çetelerinin bölgeye yönelik işgal tehditlerini engelleyeceğiz. Erdoğan ile birlikte hareket eden çetelerin söylemlerine baktığımızda da anlayacağız ki bu çeteler Kuzey ve doğu Suriye'de katliamlar gerçekleştirmeyi amaçlıyorlar. Çetelerin bu kirli söylemleri karşısında uluslararası güçler ve insan hakları kurumları sorumluluklarını yerine getirerek bu katliamcı zihniyetin karşısınd duruşlarını ortaya koymalılar."
 
ERDOĞAN SURİYE'DE İŞGALCİ BİR GÜÇ
 
Uluslararası koalisyonun bölgede siyasi statü sağlanmadan geri çekilmesinin yanlış olacağını kaydeden İsa, "Biz Suriye'nin tamamından dışarıda işgalci veya bölgeye destek için gelen grupların çıkmasından yanayız fakat bunlar süreçlerini ve bölgenin siyasi statüye kavuşturulmasından sonra gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Bölgede siyasi dengeler sağlandıktan sonra İran, Rusya, ABD, koalisyon, Türkiye ve desteklediği çeteler de dahil olmak üzere bütün güçler çıkmalıdır. Türk devleti ve onun Cumhurbaşkanı Erdoğan Osmanlı'nın 400 yıllık zihniyetini yeni baştan bölgede inşa etmeyi amaçladığını her fırsatta dile getiriyor. Erdoğan ve Türkiye devleti Ortadoğu'nun tamamında işgalci bir güç olarak görülüyor. Bütün bölgelerde Erdoğan ve komşularının arasında sürekli sorunlar ortaya çıkmıştır. Bulgaristan, Yunanistan, Kıbrıs, İran, Suriye hiçbir komşusu Erdoğan'dan razı değil. Türk devleti uzun yıllar aradan sonra yeniden sınırlarını genişletmeyi düşünüyor. Bütün güçler Surye'de siyasi çözümü işaret ederken Erdoğan ve çeteleri Suriye'de ki ateşi yeniden harlayarak süreci 2011 yılına götürmeyi amaçlıyor fakat yanılıyor bölge halkları artık eski halklar değil. Ne Araplar, Ne Kürtler, Ne Süryaniler artık kimse bun topraklarda savaş ve gözyaşı dökülsün istemiyor. Erdoğan dışında bütün güçler siyasi çözüm arayışındalar. Kuzey ve Doğu Suriye halkları olarak savaş istemiyoruz eğer bize karşı savaşmak isterlerse selam veririz ve halkımızı sonuna kadar korumak için direnmeye hazırız" diye belirtti.
 
Halka karşı zor kulanmadıklarını aksine projelerinin halkların kardeşliği projesi olduğunu vurgulayan İsa, "Kürt halkı şuana kadar Arap ve Süryani halkları için kanını dökmekten çekinmedi. Binlerce Kürt genci, Arap halkları için Minbic'te IŞİD çetelerine karşı savaştılar. Kürt halkı Sırin, Tabqa, Rakka'yı özgürleştirmek için binlerce çocuğunu halkların kardeşliği için feda etti. Şuanda Kürt halkının evlatları Deyr ez Zor'da Hecin'de IŞİD çetelerinin sonunu getirirken Erdoğan sırf IŞİD çeteleri rahat nefes alsın diye Kuzey ve doğu Suriye topraklarına saldırı tehditlerinde bulunuyor. Erdoğan 2011 yılından beri ÖSO, El Nusra, IŞİD son olarak tekrardan ÖSO çetelerini Efrin'de yaşayan halkların üzerine saldırttı. Son olarak IŞİD çetelerini Hecin'de yendikten sonra Erdoğan baktı ki çeteleri bizim güçlerimiz karşısında yeniliyor bundan sonra kendisi devreye girdi. Bütün bu saldırılara karşı sadece durum Kuzey ve Doğu Suriye Özerk yönetimi'nin içerisinde bulunan halklara baksınlar. Bütün halklar bu özerk yönetim içerisinde yerlerini almış durumdalar. Kuzey ve Doğu Suriye'nin Özerk Yönetim Eşbaşkanı Arap halklarından, Cizire Kantonu Eşbaşkanı Arap buradan bakılınca bile anlaşacağı gibi Türkiye bölgede krizi sürdürmek ve tırmandırmayı amaçlıyor" dedi.
 
Başka ülkelerin devlet başkanları Erdoğan'ın Kürtleri katletmek için oyunlar düzenlediğini biliyorlar diyen İsa, "Kuzey ve Doğu Suriye Efrin'e benzemiyor bu toprakların önü açık, Efrin öyle değildi. Efrin'in iki tarafından çeteler bir tarafından Türk devleti vardı, sadece Şehba ve Lelun dağı bölgesi elimizdeydi. Rojava'da öyle değil Rojava'nın sınırı açık Mezopotamya bölgesi dediğimiz bölge Türkiye ve bir çok devletler ile sınır biz sonuna kadar bu topraklarda direnebiliriz. Biz kazanımlarımızı ve halklarımızı korumak için amaç ne olursa olsun direneceğiz. Biz Suriye'nin geleceği, Suriye'nin demokratikleşmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.
 
ROJ PEŞMERGELERİ DSG İÇERİSİNDE YERLERİNİ ALABİLİRLER
 
Roj Peşmergelerinin Rojava'ya DSG bileşeni olarak girmelerinin önünde herhangi bir engel olmadığını ifade eden PDKS Merkez Komite üyesi İsa, Kürt Ulusal Kongresi'nin bu süreçte gerçekleşmesinin önemli olabileceğini değerlendirdi ve sözlerini şu şekilde sürdürdü; "KNK bir çağrıda bulunarak bu süreçte Kürt siyasi partileri ile birlikte Kürt Ulusal Kongresi'nin gerçekleşmesi için çağrılarda bulundular. ENKS bu kongreye katılmamak için bürolarının açılmasını tutuklularının serbest bırakılmasını gündemleştirdi. Bunun karşısında KNK Özerk Yönetim ile görüşerek kimi sorunların çözümü noktasında adımlar atılması noktasında uzlaştılar. Büroların açılması ve siyasi tutukluların serbest bırakılması konusunda karar vardılar. Bu sorunun çözü aslında Mesut Barzani'nin vereceği karardır, her şey onun kararına bağlı. Elimize ulaşan bilgilere göre Barzani onlar ile toplantı yapacaklar ve bakalım Barzani ENKS'nin Rojava'ya gelme ve gelmeme kararını nasıl verecek. Roj peşmergeleri DSG içerisinde yerlerini alabilirler kim isterse hangi güç isterse Kuzey ve Doğu Suriye'de askeri gücünü bulundurmak bunlar DSG ile ilişkiye geçmek durumundalar. Tıpkı YPG, YPJ, Soutoro, Şemsi Şimal, Minbic Askeri Meclisi gibi bütün silahlı güçler DSG içerisinde yerlerini alıyorlar. Onlarda peşmerge Roj olarak yerlerini DSG içerisinde alabilirler, biz başka bir asker gücün Kuzey ve Doğu Suriye'de varlığının yeni çatışmalara yol açacak. Başka güçlerin varlığın kendisi ile birlikte yani savaşları ve tehlikeleri de getireceğini düşünüyoruz" diye konuştu.
 
Dünyanın birçok yerinde kendine demokrat ve ilericiyim diyen bütün güçlerin işgal tehditlerine karşı ses çıkartmalarını gerektiğini ifade eden Gelo İsa, "Biz bu topraklarda çocuklarımızı şehit verdik sırf IŞİD terörü dünyaya yayılmasın diye biz sadece kendimiz için değil bütün dünya halkları için IŞİD terörünü bitirmek için savaştık. Bugün IŞİD'i desteklediği gözler önünde olan Erdoğan halklarımızı katletmek için işgal tehditlerinde bulunuyor. Umut ediyoruz demokratik güçler ve insan hakları kurumları Erdoğan'ın işgal tehditleri krşısında tutumlarını daha net ortaya koyarlar. Biz IŞİD çetelerinin sonunu getirme noktasında nasıl rolümüzü oynadıysak bugün bu güçlerde Erdoğan karşısında Kuzey ve Doğu Suriye halklarının savunması için rollerini oynamalılar" diye belirtti.