25 Aralık 2025 Perşembe

Devletin itirafçılaştırma saldırısına karşı İstanbul'da açıklama: Onursuzlaştırmaya geçit vermeyeceğiz

İHD İstanbul Şubesinde düzenlenen basın toplantısında, devletin sosyalist devrimcilere ve yurtseverlere yönelik itirafçılaştırma ve onursuzlaştırma politikalarına karşı ortak bir ses yükseltildi. Toplantıda, 24 Ekimde tutuklanan sosyalist devrimci Mert Unay'ın gözaltında yaşadığı itirafçılaştırma saldırısını, maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik şiddeti anlattığı mektup kamuoyuyla paylaşıldı. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesinde düzenlenen basın toplantısında, özellikle son dönemde devletin sosyalist devrimcilere ve yurtseverlere yönelik artan itirafçılaştırma saldırılarına karşı basın açıklaması yapıldı. 

Açıklamanın yapıldığı salona, "İtirafçılaştırma-onursuzlaştırma saldırısına geçit vermeyeceğiz" pankartı asıldı. Açıklamada, 24 Ekimde tutuklanan sosyalist devrimci Mert Unay'ın gözaltında maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik şiddeti anlattığı mektubu kamuoyuyla paylaşıldı. Unay'ın mektubunu Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifinden Emrah Topaloğlu okudu. 

GÖZALTINDA DARP VE TEHDİT
Unay, mektubunda gözaltı sürecinde sistematik fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını belirtti. "Alındığım esnada polis ve istihbaratçılar tarafından darp edildim. Sağ elmacık kemiğime ve vücudumun çeşitli yerlerine birden fazla polis tarafından vuruldu. Bu darp sonucu kaburga kemiklerimde ezilmeler oluştu" diyen Unay, Vatan Caddesinde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldükten sonra mahkemeye çıkarılması gerekirken hakkında yeni bir soruşturma açıldığını ve bu gerekçeyle dört gün gözaltında tutulduğunu anımsattı. Tek başına konulduğu hücrede "kendisiyle görüşme" dayatıldığını aktaran Unay, gözaltı süresince birlikte alındığı kişiyle karşılaşmaması için özel çaba harcandığını da ekledi. Unay, bununla da yetinilmediğini, açık ölüm tehditleriyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Dışarıdayken kendisini üç kez öldürmeyi planladıklarını söylediklerini, bu tehdidin hala masada tutulduğunu ima ederek, "Etkin pişmanlıktan yararlanırsan sen ve yakınların için iyi olur" sözleriyle itirafçılık dayatıldığını kaydetti.

'İKİ SEÇENEK SUNULDU: HAPİSHANE YA DA ÖLÜM'
Mektubun devamında Unay, kendisinden yalnızca kendisi hakkında değil, birlikte yargılandığı kişiler, daha önce birlikte hapis yattığı devrimciler, avukatlar ve sosyal çevresindeki insanlar hakkında da ifade vermesinin istendiğini anlattı. Yasaklı olduğu iddia edilen bazı malzemelerin başkalarına aitmiş gibi ifade edilmesinin talep edildiğini, bu ifadeler karşılığında kimliğinin değiştirileceği, başka bir kente gönderileceği ve devlet desteğiyle "yeni bir hayat" sunulacağının vaat edildiğini belirtti. Unay, kendisine açıkça iki seçenek sunulduğunu şu sözlerle aktardı: "En nihayetinde benim için iki seçenek dayatıldı; hapishane ya da ölüm." Buna karşılık tutumunu net bir biçimde ortaya koyduğunu yazan Unay, "Bana burada bir silah verip kafama sıkın, ancak kesinlikle inandığım değerlere, sevdiklerime ve mücadele arkadaşlarıma yönelik hiçbir onursuzluğun parçası olmayacağım" diyerek tüm teklifleri reddettiğini ifade etti.

'KORKUNÇ OLAN HAPİSHANE DEĞİL, ONURSUZCA YAŞAMAKTIR'
Unay, yazdığı mektupta son olarak şunları söyledi: "Gerekirse uzun yıllar hapiste kalırım. Gerekirse o an orada hayatım son bulur; bunlar benim için mesele değildir. Benim için esas olan, bugüne dek devrimcilerin ve ezilen halkların onurlu mücadelesinden öğrendiğim değerler ve inançlarla yaşamaktır. Korkutucu olan itirafçılığın onursuzluk tasmasını ömür boyu taşımaktır. Korkutucu olan hapis yatmak değil; onlarca insanın hapishanelere düşmesine, psikolojik baskıya, işkenceye, tecride ve ülke dışına sürgüne sebep olmaktır. Ne yazık ki, kendi sözde özgürlükleri için aynı sofrada ekmek paylaştıklarının, sokakta yan yana yürüdüklerinin mahvına sebep olanlar vardır."

'YASAK SORGU YÖNTEMLERİ SİSTEMATİK BİÇİMDE UYGULANIYOR'
Basın toplantısında Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi adına konuşan Avukat Tahir Demirci, itirafçılık dayatmasının yıllardır bilinen ve yasaklanmış bir sorgu yöntemi olduğunu vurguladı. Demirci, polisin bu yöntemi özellikle devrimcilere, sosyalistlere ve yurtseverlere karşı sistematik biçimde kullandığını belirtti. Amaçlarının bir devrimciyi başka bir devrimciye suç isnat etmeye zorlamak olduğunu ifade eden Demirci, şunları söyledi: "Geçmişte olduğu gibi bugün de ve bundan sonra da; müvekkillerimize, devrimcilere, yurtseverlere ve sosyalistlere dayatılan bu yasak sorgu usullerinin ve benzeri hukuksuz uygulamaların karşısında olmaya devam edeceğiz."

'POLİS, YARGIDAN ALAMADIĞINI ZORLA ALMAYA ÇALIŞIYOR'
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi adına konuşan Yağmur Kavak ise, yaşananların şaşırtıcı olmadığını, aksine yıllardır tekrar eden bir tablo olduğunu dile getirdi. İstanbul Siyasi Şube ve TEM Şube'nin, devrimcilere yönelik itirafçılaştırma ve iftira yöntemlerini sistematik biçimde kullandığını belirten Kavak, yargı süreçlerinde elde edilemeyen sonuçların polis zoruyla alınmaya çalışıldığını ifade etti. Bir devrimciyi diğerine karşı kullanmaya dönük bu şiddet sarmalının defalarca tanık olunan bir pratik olduğunu söyleyen Kavak, "Demokratik siyasal mücadelenin önündeki baskı biçimlerinin tümünü reddettiğimizi, müvekkillerimizin yanında olacağız" dedi.

'OĞLUMUN DÜŞÜNCELERİNDEN VAZGEÇMEMESİ İLE GURUR DUYUYORUM'
Toplantının sonunda söz alan tutuklu sosyalist devrimci Mert Unay'ın annesi Gülizar Unay, hem bir anne hem de bir mücadele tanığı olarak yaşadıklarını anlattı. Oğlunun tutuklu olmasının kendisi için asıl mesele olmadığını belirten Unay, önemli olanın düşüncelerinin tutuklu olmaması olduğunu söyledi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yalnızca Unay'a değil, aileye yönelik de baskı uygulandığını ifade eden anne Unay, işten çıkarılma ve çevreye dönük tehditlerin kendisini yolundan döndürmediğini vurguladı. Oğlunu türkülerle ve deyişlerle büyüttüğünü söyleyen Unay, "Yirmi yıl ya da daha uzun süre hasret kalsam bile, oğlumun düşmemesine, bu yoğun baskılara rağmen yolundan sapmamasına seviniyorum. Onunla gurur duyuyorum" dedi. Oğlun mücadelesinin sonuna kadar arkasında olduğunu belirten Unay, elinden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğunu ifade etti.