6 Mayıs 2025 Salı

Yeter'in katılımıyla Zürih'te 1 Mayıs paneli düzenlendi

Zürih'te 1 Mayıs etkinlikleri kapsamında Marksist Teori dergisi yazarı Yeter'in katılımıyla düzenlenen panelde, süreç değerlendirildi. 

İsviçre'nin Zürih kentinde 1 Mayıs etkinlikleri kapsamında, Marksist Teori dergisi yazarı Hüseyin Yeter'in katılımıyla bir panel düzenlendi. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın hedef ve amaçları, 19 Mart'ta başlayan ayaklanma tartışıldı. 

ÖLÜMSÜZLER ANILDI
Mayıs şehitleri, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya, Dörtler ve DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder şahsında saygı duruşuyla panel başladı. 

Söz alan Yeter, faşist Türk devletini İmralı'ya götüren sebeplere işaret etti. Yeter, "Faşist Türk devleti Rojava'da gelişen devrimi boğamadı, içeride DEM Parti'ye yönelik saldırılar ve kayyum atamaları ile tasfiye etmeyi başaramadı. Lozan'dan bu yana Kürt sorununu ezme ve yok etme planları tutmadı. 50 yıldır devam eden bu savaşta bir yenişememe durumu ortaya çıktı" dedi.

'ÖCALAN'IN PKK'NİN FESHİ VE SİLAHLARI BIRAKMA ÇAĞRISI TASFİYECİ VE REFORMİSTTİR'
PKK'ye fesih ve silah bırakma çağrısını tasfiyeci ve reformist olarak nitelendiren Yeter, çağrıyı çağın manifestosu olarak adlandırılmasının gerçeği ifade etmediğini sözlerine ekledi. Yeter, şöyle devam etti: "Emperyalistler, dünyadaki devrim ocaklarını bitirme, tasfiye etme amaçları kapsamında başta PKK olmak üzere, Filipinler, Nepal, İRA, ETA vb. örgütler ve Türkiye Kürdistanı'ndaki bazı silahlı örgütler emperyalistler ve Türk devletinin  hedefi haline geldi. Bu çağrıyla PKK kendi geleceğini kendileri karar verecektir ancak bunu teori ve ilke düzeyinde ortaya koymaları doğru değildir."

Çağrı metninde eleştirilecek noktalar olduğunu söyleyen Yeter, "PKK, reel sosyalizm sürecindeki soğuk savaş gerilimi ve reel sosyalizmin çöküşü sürecinde doğdu. Ve bu süreçten olumsuz etkilendi. PKK gelinen aşamada kendini tekrar etti ve anlamsızlaştı" gibi tespitlerin doğru olmadığını, tasfiyeci bir bakış açısını yansıttığını "Türk Kürt ittifakının ezen ezilen ulus gerçekliğine uymadığını" belirtti. Yeter "Silahlı mücadele dönemi bitmiştir" analizinin ise; yapılan açıklamanın hemen sonrasındaki günlerde Suriye'de Nusayri Alevilerine dönük katliamda ve Dürzilerin özerklik ilanında Silahlı mücadelenin son derece ihtiyaç duyulan bir araç olması gerçekliğiyle çürütülmüş olduğunu belirtti. Rojava devrimindeki silahlı mücadelenin rolünü de tarihsel, ispatlanmış bir süreç olarak örnek gösterdi.  

'DEMOKRATİK TOPLUM, DEMOKRATİK UZLAŞI KAVRAMLARI GERÇEKÇİ DEĞİL'
Yeter "demokratik toplum" ve "demokratik uzlaşı" gibi kavramların bugünkü kapitalist toplumda gerçekçi olmadığını ancak bunun sosyalist bir toplumda mümkün olabileceğine değindi. Yeter, İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlayan protestoların halk ayaklanmasına dönüştüğünü ancak Gezi ayaklanmasında devrimci, ilerici ve sosyalistlerin süreci yönlendirdiğini ve renklerinin baskın olduğunu ancak bu halk ayaklanmasında devrimci ve sosyalistlerin süreci yönetmede atıl kaldığını ifade etti. Kürt halkının Newroz kutlamalarıyla bu güçlü halk ve gençlik hareketinin birleşememesinin ciddi bir eksiklik olduğuna vurgu yaptı.