31 Ekim 2024 Perşembe

'Sorumlu Altın Madenciliği Konferansı'nı yaptırmama çağrısı

Ankara'da yapılacak "Sorumlu Altın Madenciliği Konferansı"nın İliç katliamını unutturma, üzerini örtme amacı taşıdığını kaydeden İklim Adaleti Koalisyonu, "Tüm doğa, emek, kadın ve insan hakları alanında mücadele eden kurum ve kuruluşları, meslek odalarını, siyasi partileri ve İliç'in yarasını taşıyan herkesi bu toplantıya karşı çıkmaya ve tepki vermeye çağırıyoruz" dedi. 

İklim Adaleti Koalisyon, İliç katliamının sorumlularının aklanmasına izin vermeyeceklerini kaydetti. 13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan İliç'te dokuz işçinin canına mal olan ve Fırat havzasını hala zehirlemeye devam eden katliamın tüm uyarılara rağmen göz göre göre geldiğini ve Fırat havzasının bir ekokırım suç mahalli haline getirildiğinin hatırlatıldığı açıklamada, "Katliamın üzerinden daha üç ay geçmişken, beş işçinin bedeni hala siyanürlü toprak altındayken Altın Madencileri Derneği ile Dünya Altın Konseyi'nin birlikte 16 Mayıs'ta Ankara'da 'Sorumlu Altın Madenciliği Konferansı' düzenleyeceklerini öğrendik" denildi.

'BEDEL ÖDEMEME NİYETİNİN BİR GÖSTERGESİDİR'
İliç Çöpler Altın Madeni başta olmak üzere tüm altın madenlerinin kapatılması, siyanür liçi yöntemiyle yapılan altın madenciliğinin yasaklanması gerekirken devletin sermayeyle işbirliğinin devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, "Bir yandan da altın madencileri de 'çevreye' ne kadar duyarlı yaklaştıklarını gösterme telaşındalar. Türkiye'de maden arama ve çıkarmanın çok ekonomik olduğunu alay edercesine söyleyen şirketler, uluslararası toplantılar düzenleyerek kâr uğruna gezegeni yok eden sektörlerinin meşruluğunu sağlamaya çalışıyorlar. Bizler bu konferansta üzerine tartışılacağını gördüğümüz biyoçeşitlilik, iklim değişikliği, su yönetimi, sürdürülebilirlik gibi başlıkların birer göz boyama olduğunu biliyoruz. Aslında dünya pazarı rantını konuşmayı hedefleyen altın şirketlerinin bildiği çeşitlilik olsa olsa farklı ayarlardaki altınların çeşitliliğidir. Bu toplantı açıkça; İliç katliamını unutturma, üstünü örtme, kârlı üretime devam etme, bedel ödememe, borsa manipülasyonuna zemin hazırlama çalışmalarına temel oluşturma niyetinin bir göstergesidir" ifadeleri kullanıldı.

'HERKESİ BU TOPLANTIYA KARŞI ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
Bu toplantının Dünya Altın Konseyi'nin ve ülkedeki uzantılarının İliç gibi katliamlar olsa da "biz yolumuza bakarız" demesinin bir başka yolu olduğunun altı çizilen açıklama şöyle devam etti: "Buna sessiz kalmayacak, 'yoluna bakan' katil altın sektörünün teşviklerle meşrulaştırılmasına, önlerinin açılmasına ve kârlarını arttırmasına geçit vermeyeceğiz. Kazdağları'nda 370 bin ağacı kesip koskoca  bir orman ekosistemini yok eden Kanadalı Alamos'u nasıl kovduysak, ülkemizdeki tüm diğer  yerli ve yabancı altın madenci şirketlerine karşı da mücadelemiz sürecek. Kamuoyuna çağrımızdır. İliç katliamının bizlere yaşattığı dehşet ve acı hala çok tazeyken, iş katliamında kaybettiğimiz dokuz işçiden beşinin bedeni hala toprak altındayken, doğanın yaşadığı tahribatı tespit etmek için kıllarını bile kıpırdatmayanların düzenlediği bu toplantıyı da, bu şirketleri de, altın madenlerini de istemiyoruz. İklim, su ve biyoçeşitlilik ekstraktivist faaliyetlerle korunamaz! İşçi ve doğa düşmanı altın şirketlerinin gerçek yüzlerini biliyoruz! İliç katliamı, şirketlerin 'çevre korumacı', 'yeşil yıkamacı' sözleriyle aklanamaz! Altın madenleri kapatılsın! Tüm doğa, emek, kadın ve insan hakları alanında mücadele eden kurum ve kuruluşları, meslek odalarını, siyasi partileri ve İliç'in yarasını taşıyan herkesi bu toplantıya karşı çıkmaya ve tepki vermeye çağırıyoruz."