27 Nisan 2024 Cumartesi

Serpil Arslan yazdı | İkiyüzlülüğe karşı Aaron Bushnell'in alevlerinin çağrısı

ABD Hava Kuvvetleri'nde aktif çalışan 25 yaşındaki Aaron Bushnell, İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde "Artık soykırıma iştirak etmeyeceğim" diyerek gerçekleştirdiği feda eylemi ile insanlığı onur ve özgürlük için Filistin halkının etrafında kenetlenmeye çağırdı. Bushnell eylemini gerçekleştirmeden önce, "Şimdi oldukça şiddetli bir protesto düzenleyeceğim ancak Filistinlilerin işgalcilerin elinde yaşadıkları karşısında benim eylemim çok da büyük bir şey değil" dedi ve nefesi kesilene kadar, "Filistin'e özgürlük" diye bağırdı. 

Tüm dünyanın gözleri önünde Filistin halkına yönelik 7 Ekim'den bu yana soykırım suçu işlenirken emperyalist devletler konuyla tamamen kendi çıkarları doğrultusunda ilişkileniyor. Bu emperyalist devletlerin temsilcilerinin katıldığı uluslararası toplantılar ise iyi polis rolünü üstlenmiş durumda. Toplantılarda sözde İsrail kınanıp ateşkes çağrıları yapılsa da Filistin halkına yönelik soykırım saldırısı tüm vahşetiyle devam ediyor.

Şimdiye kadar BM genel kurulunda konu iki kez ele alındı. İsrail'in saldırıları nedeniyle "dehşete düşüldüğü" ifade edilerek saldırının sorumluluğunun açığa çıkarılması gerektiği söylendi.

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, saldırının sorumlularının net olarak ortaya çıkarılması ve faillerin hesap vermesi gerektiğini söyledi.

Ne var ki aynı ABD İsrail'e sınırsız destek sunmaya devam etti. Hatta ABD Temsilciler Meclisi, "İsrail eleştirilerinin kınanması" için sunulan karar tasarısını kabul etti. Yani siyonist İsrail'i eleştirmeyi yasakladı.

Dünya Sağlık Örgütü, İsrail'in saldırılarını kınayarak, "Sivil halkın sağlık hizmetlerinin korunması ve tahliye emirlerinin geri alınması" çağrısında bulundu.

Avrupa Parlamentosu, Filistin'in bir devlet olarak tanınmasını prensip olarak desteklediğini bildiren bir karar tasarısını kabul etti.

Güney Afrika Cumhuriyeti, Gazze'deki Filistinlilere "soykırım" uygulandığını söyleyerek Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açtı. Güney Afrika'nın haklı olduğunu söyleyen mahkeme yargıcı, İsrail'in Gazze'deki Filistinlilere karşı soykırım yaptığı sonucuna vardı.

Dünya halklarının açığa çıkan tepki eylemleri nedeniyle yukarıda sıraladığımız bazı uluslararası toplantılar başta İsrail siyonizmi ve müttefiklerinin çıkarları nedeniyle Filistin halkına yönelik soykırım saldırısı devam ediyor. Ayrıca bu kurumların aldığı kararların bağlayıcılığı da bulunmuyor.
Peki Türkiye bakımından durum nedir? "Gazze için kıyamdayız" diyen faşist şeflik rejimi ne yapmaktadır?

"Tam 151 gündür, son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz. Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu ve gözü dönmüş yönetimi, Filistin halkına yönelik apaçık bir soykırım uygulamaktadır. Netanyahu ve cinayet ortakları döktükleri her damla kanın hesabını hukuk ve maşeri vicdan önünde mutlaka verecektir."

Faşist şeflik rejiminin cumhurbaşkanının 5 Mart'ta yapılan Filistin Başkanı Mahmut Abbas ile görüşme sonrası yaptığı konuşmadan bu cümleler. Burjuva politikanın ikiyüzlülüğüne verilecek bir örnek olarak karşımızda duruyor.

Siyonist İsrail ile ilişkiler ise dünden bugüne daha fazla geliştirilerek ilerletiliyor. Siyonist İsrail devletini 1949'da tanıyan ilk Müslüman ülke olan Türk devleti, AKP döneminde siyonist İsrail ile ilişkileri arada Mavi Marmara krizi gibi bazı pürüzler dışında adım adım ilerletilerek en ileri düzeyine getirdi. Bir konuşmasında, "Türkiye İsrail ilişkileri bölgemiz istikrarı ve güvenliği için hayatidir" diyen faşist şefin lideri olduğu AKP döneminde, İsrail ile ekonomik-siyasi ilişkiler en ileri düzeye geldi. Siyonist İsrail'in Filistin halkına yönelik soykırım saldırılarına tepki ise dönem dönem tribünlere seslenişin ötesinde anlamı olmayan boş söz yığınının ötesine geçmemiştir.

7 Ekim'den bugüne 30 binin üzerinde insanın katledildiği, on binlercesinin yaralandığı, göç yollarına düştüğü, Gazze'den çıkıp gittikleri Refah kentinde de yeni katliamlara maruz kalan Filistin halkına yönelik soykırım suçu, bölge liderliğine soyunan sömürgeci faşist diktatörlüğün gözleri önünde işleniyor.

Kendisini "Ortadoğu'da oyun kurucu güç" olarak tanımlayan sömürgeci faşist diktatörlük, dostlar alışverişte görsün minvalindeki "Gazze için kıyamdayız" hamasi nutuklarına rağmen aylardır ne İsrail'e tutum alarak ekonomik-siyasi ilişkilerini kesmiş, ne de soykırımı üyesi olduğu NATO'nun ne de uluslararası mahkemenin gündemi haline getirmiş ne de uluslararası mahkemede soykırım davası açmıştır. Tersine İsrail ile en fazla ticari ilişkisi olan devlet olma unvanını sürdürmüştür. İsrail ile ticaret hacmi son 20 senede yüzde 532 artış göstererek 2022'de 8,91 milyar dolara kadar çıkmıştır. Bu rakamla Türkiye'nin ihracat yaptığı ülkeler arasında İsrail 10. sıraya yerleşmiştir.

Öyle ki bu konuda izledikleri ikiyüzlü politika artık kendi tabanını bile ikna etmemektedir.

Yakın bir zamanda yapılan Sakarya mitinginde açılan, "İsrail ile ticaret utancı sonlandırılsın" pankartı AKP'nin kendi tabanının bile tepkisini ortaya koyuyor. Pankartın apar topar kaldırılması ise Filistin soykırımı karşısındaki ikiyüzlü politikanın dışa yansıdığı bir durum olmuştur. Faşist sömürgeci saray diktatörlüğü yakın zamanda yapılan NATO toplantısında da Münih Konferansı'nda da Filistin halkına yönelik İsrail siyonizminin işlediği soykırım suçuna karşı kılını kıpırdatmamıştır. Filistinliler Refah'ta en büyük saldırı tehdidiyle karşı karşıya iken ABD emperyalizmi ile görüşmeler yaparak Kürt halkına yönelik yeni katliamlar gerçekleştirmek için 23 milyar karşılığında 40 F-16 uçağı almak için mesai yapmıştır.

Bütün bu gelişmeler Filistin halkına yönelik gerçekleşen soykırımı ancak ve ancak dünya halklarının durduracağını bir kez daha göstermektedir. ABD Hava Kuvvetleri'nde aktif çalışan 25 yaşındaki Aaron Bushnell, İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde "Artık soykırıma iştirak etmeyeceğim" diyerek gerçekleştirdiği feda eylemi ile insanlığı onur ve özgürlük için Filistin halkının etrafında kenetlenmeye çağırdı. Bushnell eylemini gerçekleştirmeden önce, "Şimdi oldukça şiddetli bir protesto düzenleyeceğim ancak Filistinlilerin işgalcilerin elinde yaşadıkları karşısında benim eylemim çok da büyük bir şey değil" dedi ve nefesi kesilene kadar, "Filistin'e özgürlük" diye bağırdı. Bushnell'in ardından dünyanın birçok ülkesinde kitlesel eylemler gerçekleşti. Siyonist İsrail'in soykırım saldırılarını durduracak tek gücün dünya halklarının ayağa kalkıp siyonist İsrail'den hesap sorması ve Filistin halkının etrafında kenetlenmesinden geçtiğini yaşananlar bir kez daha gösteriyor.