Nisan ayında en az 152 işçi katledildi

Nisan ayı iş cinayetleri raporunu açıklayan İSİG Meclisi, en az 152 işçinin katledildiğini belirtti. En çok iş cinayetinin hizmet, inşaat ve tarımda yaşandığı belirtilen raporda ayrıca çocuk işçilikle mücadele çağrısı da yinelendi.
İşçi Sağlığı İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, iş cinayetlerine ilişkin nisan ayı raporunu yayımladı. Rapora göre nisan ayında en az 152 işçi katledildi; 2025 yılının ilk dört ayında 611 işçi iş cinayetinde katledildi.
'EN ÇOK İŞ CİNAYETİ HİZMET, İNŞAAT VE TARIMDA YAŞANDI'
Nisan ayında inşaat, tarım, taşımacılık, ticaret/büro/eğitim/sinema ve metal işkollarındaki ölümlerin ilk sırada yer aldığı belirtilen raporda, "İş cinayetlerine sektörel olarak baktığımızda ise sanayide 49 işçi, hizmette 37 işçi, inşaatta 35 işçi ve tarımda 31 işçi hayatını kaybetti" denildi.
Tarımda orman işçileri, sanayide ve inşaatta kayıtdışı çalışanlar, uzun yol şoförleri; yatay kesen olarak güvencesiz çalışanların en çok iş cinayetlerinde ölen işçiler olduğu vurgulanan raporda, "İnşaatlardaki yüksekten düşmeler işkolundaki ölümlerin yüzde 33'ünü, trafik kazası taşımacılık işkolundaki ölümlerin yüzde 90'ını, ezilmeler tarımdaki ölümlerin yüzde 48'ini oluştururken, kalp krizi/beyin kanaması nedenli ölümler hemen hemen her sektörde meydana geldi" diye belirtildi.
'NİSAN AYINDA 8 ÇOCUK İŞÇİ KATLEDİLDİ'
"Nisan ayında 8 çocuk işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Ölen çocukların ikisi tarım, ikisi inşaat, biri maden, biri enerji, biri genel işler ve biri konaklama işkollarında çalışıyordu" denilen açıklamada, iş cinayetlerinde ölenlerin 4'ünün kadın işçi olduğu; kadınların tarım, tekstil ve genel işler işkollarında çalıştığı dile getirildi. Nisan ayında üçü Afganistanlı, ikisi Suriyeli, biri İranlı, biri Türkmenistanlı olmak üzere 7 göçmen işçinin hayatını kaybettiği kaydedilen raporda, göçmen işçilerin tarım, metal ve inşaat işkollarında çalıştığı kaydedildi.
Rapora göre, katledilen işçilerin 6'sı sendikalı, 146'sı ise sendikasız. Sendikalı işçiler metal, güvenlik, eğitim ve inşaat işkollarında çalışıyordu.
İSİG Meclisi raporda son 23 yılda en az 33 bin iş cinayeti yaşandığına dikkat çekerek, "Bizler; bu nedenle her 28 Nisan'da İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Gününde iş cinayetlerine ve meslek hastalıklarına yol açan sisteme itirazımızı ve çözüm önerilerimizi dile getiriyoruz. Bu yılki gündemimiz ise çocuk iş cinayetleri ve çocuk işçilikle mücadele ekseninde çocuk yoksulluğu ve çocuk sağlığıdır" ifadelerini kullandı.
'İŞYERLERİ ÇOCUKLARIMIZA MEZAR OLUYOR'
Çocuk yoksulluğunun derinleştiğini bununla paralel olarak daha fazla çocuğun çalışma hayatına itildiği belirtilen raporda, "Son 12 yılda en az 764 çocuk iş cinayeti gerçekleşti. Üstelik ölen çocuk işçilerin yaklaşık üçte biri 15 yaşının altındadır. 4 yaşında 5 çocuk, 5 yaşında 6 çocuk, 6 yaşında 5 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. İş cinayetleri son yıllarda kent merkezlerinde ve sanayi işkolunda yoğunlaşıyor. İktidarın uyguladığı ekonomik büyüme modelinin nüfusu kent merkezlerinde ve çeperlerinde toplaması, üretim bölgelerinin kentlerle iç içe geçmesi daha çok yoksul çocuğu güvencesiz ve güvensiz koşullarda işgücü piyasasına dahil ediyor. İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmadığı işyerleri çocuklarımıza mezar oluyor" denildi.
ÇOCUK İŞÇİLİĞE KARIŞ MÜCADELEDE TALEPLER
Raporun sonuç bölümünde, Türkiye sanayisinin dünya pazarlarında, özellikle AB pazarında var olmasının yegâne yolunun ucuz işgücü ihracı olduğu vurgulandı, sermaye için çocuk işçiliğin elzem görüldüğünün altı çizildi. Raporda şu talepler sıralandı:
🔹"Çocuk işçilik yasaklanmalı, mesleki öğrenim çocuk gelişimine uygun bir biçimde planlanmalı ve kamusal kurallar çerçevesi içinde olmalıdır.
🔹Eğitim her kademede parasız olmalı, müfredat bilimin ışığında ve yaşam ile bağı kuran bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.
🔹Yaşam alanlarımız uyuşturucu ve çeteleşmeden temizlenmeli, çocukların gelişimine uygun bir hale getirilmelidir."
'ÖRGÜTLENMEK, MÜCADELE VE DİRENMEK GEREKİYOR'
Raporda son olarak şunlar söylendi: "Ancak bunları sistem içinde ifade etmek tek başına bir anlam ifade etmiyor. Örgütlenmek, mücadele etmek ve direnmek gerekiyor."
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.