18 Mayıs 2024 Cumartesi

Mazlum Diyar Serhat yazdı | MSD kongreleri; halklar devrimin gelişim sorunlarını tartışıyor

Birbirini tanıma, anlama ve dinleme, tartışma ve eleştirme bakımından yararlı olan kongreler sürecinin iyi değerlendirilmesi, Özerk Yönetimde eşit ve adaletli temsil ve demokratik birliğin güçlendirilmesi Rojava Kuzey ve Doğu Suriye devrimimizin geleceği bakımından oldukça önemli. 

Demokratik Suriye Meclisi'nin (MSD) bir süredir hazırlıklarını yürüttüğü kongreler serisi, Heseke'de iki, Minbic ve Kobane'de birer toplantı ile devam etti. Kongre süreci önemli tartışmalarla ilerliyor. Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının tümünü kapsayacak, katılımlarını yükseltecek, parti, dernek ve aşiretlere varacak düzeyde farklılıkların temsilini geniş tutacak yeni bir süreç örgütleniyor. Kongreler, Suriye tarafından katılımlara da açık tutuluyor, zira tartışmalar Suriye ile Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye arasında ortak bir geleceği birlikte kurmayı da konu alıyor. Hazırlıkları süren Rakka, Deyr ez Zor, Qamişlo kongreleri sonrasında genel kongre ile bu sürecin ön aşamaları tamamlanmış olacak. Genel Kongre sonrası ise tartışmalar, eleştiriler ve öneriler çerçevesinde yeniden yapılanma çalışmalarına geçilmesi hedefleniyor.

BÖLGE HALKLARI ARASI DİYALOG
Belirlenen tartışma başlıkları, kongrelerin hedefini işaret ediyor. "Bölge Halklarının Tarihsel İlişkileri"; bu başlıkta somutta bölge halkları arası diyalog, Arap-Kürt ittifakının sorunları, eksikleri ile Kürtlerin ulusal birlik tartışmaları, Arapların bu birliğe yaklaşımı konuları değerlendiriliyor. Asuri, Süryani, Ermeni, Türkmen ve Çerkes halkları da yaşadıkları bölgelerde yapılan kongrelere katılıyor. Ulusal topluluklar ile Kürtler ve Araplar arası diyalog üzerine tartışıyorlar.

"Suriye Rejimi ve Suriye Muhalefeti ile Diyalog" başlığı, Kuzey ve Doğu Suriye'nin geleceğine dair bir tartışma başlığı olarak belirlenmiş durumda. Bu başlık için rejimle bağlantıları olduğu bilinen kişiler davet ediliyor, ayrıca farklı muhalif kesimler ya da aşiret temsilcileri ile Suriye muhalefetinden veya onlarla ilişkili olup Özerk Yönetim bölgesinde yaşayanlar çağrılı olarak toplantılara katılıyorlar. Suriye genelinde çağrısı yapılan kongre için özerk yönetim bölgesi dışından katılmak isteyen kişi, parti veya diğer çevrelere de açık bu toplantılar.

"Özerk yönetimin yapısı, işleyişi, bileşimi, demokratik karakteri" gibi konular da üçüncü başlık olarak değerlendirme konusu yapılıyor.

HEDEF; ORTAK ÇERÇEVE, KOLEKTİF İRADE
Hesekê, Minbic ve Kobanê kongrelerinde tartışmaların önemli ölçüde amacına ulaştığını söylemek mümkün. Bunun yanında önemli konular da dile getirilmiş oldu. Özerk yönetim dışından gelen eleştiri ve öneriler uyarıcı yönler taşıyor. Genel Kongrede bu doğrultuda yürütülecek tartışmalarla ortak bir çerçeve oluşturmak ve kolektif bir irade ortaya çıkarmak sürecin esas başarısı olacaktır.

Toplantılarda Özerk Yönetim adına genel bir sunum yapılıyor, her konu başlığına dair değerlendirme ve eleştirilere Özerk Yönetim adına yanıt veriliyor. Tartışma ortamının demokratik atmosferi, katılımcıların eleştiri ve görüşlerini özgürce ifade etmelerine imkan veriyor. Örneğin bir Arap delege "Gidiyorsunuz bizim adımıza ülkelerle görüşmeler yapıyorsunuz, anlaşmalar yapıyorsunuz, kimden aldınız bu yetkiyi, biz size böyle bir yetki vermedik" şeklinde eleştiri sunabiliyor. Ya da rejimle ilişkili bir delege "Suriye'nin petrolünü Amerikalılara satıyorsunuz, kendi başınıza karar veriyorsunuz. Halbuki bunda tüm Suriyelilerin hakkı var" diyebiliyor.

Tartışmanın demokratik niteliğine ilişkin yapılan kimi eleştirilerin haklı temelleri olmadığını söylemek gerekir. Örneğin, Özerk Yönetimin yetkilendirilmesi ile ilgili eleştiri temelsizdir. Seçimle oluşturulan meclis ve yürütme organı, Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye'nin yasal ve meşru yönetimini temsil ediyor. Bu anlamda Kürt ve Arap halklarından temsil yetkisi almış bir yönetimdir. Eleştiri sahibi, seçime katılmamayla, seçilmiş meclis ve onu seçen halkın iradesini tanımama hakkı olacağından hareketle bu eleştiriyi dile getiriyor.

Keza petrol konusunda yöneltilen eleştiri örneğinde olduğu gibi, Suriye rejiminin ekonomiden yönetime kadar hiçbir konuda Özerk Yönetimini muhatap kabul etmemesi göz ardı ediliyor. Suriye hükümet cephesinin bir anlaşma ya da ortak hareket zeminine yanaşmaması, örneğin ekonomik konularda Özerk yönetimin bağımsız hareket etmesini kaçınılmaz kılıyor.

ARAP HALKI DEVRİMİ DAHA GÜÇLÜ SAHİPLENMELİ
Genel başlıklarda örneğin Arap delegelerin bölge halklarının tarihsel ilişkilerine dair bir değerlendirme yapmamaları dikkat çekiciydi. Devrim öncesinde Arap milliyetçiliğinin Kürt ve diğer ulusal toplulukları baskı altında tutan rejim gerçekliğine eleştirel yaklaşımları, Arap halkı adına kendilerinin özeleştirel değerlendirmede bulunmaları, iki halkın birbirine daha da yakınlaşmasında rol oynardı. Güncel bakımdan mevcut duruma dair bir değerlendirme olarak Arap-Kürt ittifakının güçlendirilmesinde birinci olarak Arap halkının devrime daha güçlü katılım sergilemesi, ikinci yön olarak özerk yönetimin Arap temsiliyetini arttıracak çözümlerde daha inandırıcı ve ısrarlı olması gerekir.

Kongreler, Arap halkının bir bölümünün devrime mesafeli durduğu gerçeğini ortaya çıkardı. Suriye rejiminin geri gelmesi ya da Türk sömürgeciliği ve çetelerinin saldırı tehlikesinden duyulan endişe, bu gerçeğin nedenlerinin başında geliyor. Suriye rejimine bir sempati ya da yüzünü rejime dönme, Türk devletinin işgal saldırıları ile Suriye muhalifleri adına çete idaresi altında yaşama gibi düşünceler yok. Aksine Özerk Yönetimin siyasi idaresi, demokratik ve özgür yaşam koşullarına sahip olma, can ve mal güvenliği konusunda Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin sunmayı başardığı güvenli ortam ve sağladığı adalet güvencesi her kesim tarafından olumlu değerlendiriliyor. Eleştiri özgürlüğü ve hak arama mekanizmalarının işlemesi devrime mesafeli duranlar tarafından da hakkınca değer biçilen demokratik kazanım olarak belirtiliyor. 

Arap halkının siyasi temsilcileri ulusal birlik sorununu Kürtlerin iç meselesi olarak değerlendiriyor. Bunu önemsediklerini "önce kendi bahçenizi düzenleyin öyle konuşalım" biçiminde gösteriyorlar. PYNK ile ENKS diyaloglarına yöntemsel eleştirileri ise dikkate değer.

Bölgedeki ABD ve Rusya varlığı kongrelerin en önemli eleştiri konularından biri. Şurası çok açık ki Rojava halkları emperyalistlerin varlığından rahatsız, Kürtlerin bir kısmı emperyalistleri, Türk sömürgeciliğinin saldırısına karşı güvence olarak görüyor. Ama Arap halkı esas itibariyle ABD ve Rusya’nın bölgeden çıkarılmaları gerektiğini savunuyor. Onlarla kurulan ilişkiyi onaylamıyor. Türk devletinin işgal tehditlerine karşı ise çok kararlı bir duruşları var.

Özerk Yönetim adına yapılan sunum ve delege eleştirilerine verilen cevaplar esas olarak yerinde ve isabetli yanıtlardı. Bir kısmı mesafeli duruştan kaynaklı bilgi eksikliği ile ilgiliydi ve taraflar bunu görmüş oldu. Özerk Yönetimin bu mesafeli duruşa dair karşı eleştirileri de yerindeydi. Örneğin Arap halkının eğitimli insan birikimi Kürt halkına nazaran daha fazla olmasına karşın siyasal, toplumsal ve ekonomik yaşamın örgütlenmesinde görev ve sorumluluk almıyor olmaları basit ve geri gerekçelerle izah ediliyor. Rejimle ilişkilerini koparmak istemeyenler, rejimin kara listesine girme endişesi, rejimde emeklilik hakkını kaybetme korkusu gibi izahlar divan tarafından haklı ve yerinde olarak eleştiriliyor. 

Birbirini tanıma, anlama ve dinleme, tartışma ve eleştirme bakımından yararlı olan kongreler sürecinin iyi değerlendirilmesi, Özerk Yönetimde eşit ve adaletli temsil ve demokratik birliğin güçlendirilmesi Rojava Kuzey ve Doğu Suriye devrimimizin geleceği bakımından oldukça önemli. Devrimimizin inşa ve gelişim sorunlarında bölge halklarının, tüm siyasi parti ve toplumsal örgütlenmelerin görev ve sorumluluk üstlenmelerini sağlayacak kapsayıcı yaklaşımlar ilerletici ve geliştirici rol oynayacaktır.