2 Mayıs 2024 Perşembe

Hatimoğulları: 1 Mayıs'a kadınların isyanıyla geliyoruz

Yerel seçim başarısının görev ve sorumluluklarını arttırdığını söyleyen DEM Parti Genel Başkanı Hatimoğulları, "8 Mart'tan, Newroz'dan, 31 Mart'tan ortaya çıkan o özgürlükçü ve mücadeleci ruhla 1 Mayıs hazırlıklarımıza başlıyoruz. 8 Mart'tan 1 Mayıs'a kadınların isyanıyla geliyoruz. 1 Mayıs'ta kadınlar olarak meydanlarda olacağız. Kadın yoksulluğuna ve işsizliğine, emek sömürüsüne karşı 1 Mayıs'ta mücadelemizi daha da büyüteceğiz" dedi. Hatimoğulları, 1 Mayıs'ta alanlarda olacaklarını kaydetti. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, seçim sonuçlarını değerlendirmek ve yeni dönem programını oluşturmak üzere partinin genel merkezinde toplandı. Açılış konuşmasını yapan DEM Parti Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, seçim sonuçlarından aldıkları moralle umudu büyüttüklerini söyledi. 

Şırnak'ta kadınlara yönelik özel savaş politikalarına dikkat çeken Hatimoğulları, "Daha önceki gün, 24 saat içinde 4 kadın katledildi. İstanbul Sancaktepe'de Çiğdem, Ağrı'da Esma, Balıkesir Manyas'ta Kübra, Antalya Manavgat'ta Türkan eşleri tarafından katledildi. 2024 yılının ilk 3 ayında 91 kadın erkekler tarafından katledildi. Ülkede kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ve katliam tablosu bu şekilde devam ederken, aynı zamanda Kürt kadınları üzerinde yürütülen özel savaş politikalarını da çok yoğun bir şekilde yaşıyoruz. Savaşın merkezi haline getirilmek istenen Şırnak'ta bir uzman çavuşun kadınları taciz etmesi de bu politikalardan bağımsız değildir. Seçim kampanyası çerçevesinde Şırnak'a gittiğimizde gördük ki oradaki her iki kişiden biri asker. Bir kısmı zaten Şırnak'ta oturmadığı halde dışarıdan getirilmişti. Zaten yürütülen özel savaş politikaları kapsamında Şırnak'ta kadınlara dönük çok yoğun bir taciz var. Mardin Derik'te 22 yaşında bir kadına 1,5 yıl boyunca şantajla sistematik olarak tecavüz eden biri korucu 3 erkek, bu taciz ve tecavüzden hiçbir şekilde ceza almadan çıktı" dedi.

'GÜLİSTAN DOKU KAMPANYASINI DESTEKLİYORUZ'
Türkiye- ve Kürt kadın hareketinin asker,  polis eliyle yapılanlara asla prim vermeyeceğinin altını çizen Hatimoğulları, Gençlik Meclisi'nin bin 566 gündür kayıp olan Gülistan Doku'ya atfederek başlatacağı futbol turnuvasına dikkat çekti. Hatimoğulları, "Bu turnuvayı hem gençlik üzerinde hem de genç kadınlar üzerinde uygulanan politikalara karşı bir tavır olarak ortaya koydular. Şovenist, cinsiyetçi, endüstriyel futbola karşı alternatif spor diye tanımladıkları kampanyayı destekliyoruz. 'Gülistan Doku nerede' kampanyasına destek veren DEM Parti gençliğine buradan teşekkürlerimizi sunuyoruz. Turnuvada beraber olacağız" dedi. 

'KADINLAR YOKSULUN YOKSULU'
Artan yoksulluk krizine işaret eden Hatimoğulları, "Yoksulun yoksulu olan kadınlar, mevsimlik işçi kadınlar, merdiven altı atölyelerde çalışmak zorunda kalan kadınlar, güvencesiz çalışmak zorunda olan kadınlar ve bütün bu koşullara rağmen hane içinde tencere kaynatmaları, çocuklarının karnını doyurmaları beklenen kadınlar... Bu kadınlar gerçekten en güçlü şekilde seçimlerde tavrını ortaya koymuştur ve artık yeter demiştir" ifadelerini kullandı. 

'ESİR TUTULAN ARKADAŞLARIMIZA SELAM OLSUN'
Kobanê davasına ilişkin de konuşan Hatimoğulları, "Biliyorsunuz Gültan Kışanak'ın tutukluluğu devam ediyor. Yasalara göre 7 yıllık tutukluluk süresi bittiği halde hala 6 aydır fuzuli bir şekilde cezaevinde esir tutuluyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan Adayımız Kışanak için kadınlarla birlikte güçlü bir kampanya yürüttük. Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu mesajlar bu kampanyada kadınlar tarafından verildi. Sevgili Gültan Kışanak'ın da özetlediği gibi Diyarbakır'dan Ankara'ya ortak yaşamı talep etmenin mesajıydı, kadın siyasetinin merkeze taşınmasının mesajıydı. Bu çalışmayı yürüten, gece gündüz demeden emek veren kadınlara teşekkür ediyoruz. Sevgili Gültan Kışanak şahsında Kobanî kumpas davasında esir tutulan bütün arkadaşlarımıza sevgilerimizi iletiyoruz" dedi.

'BÜYÜK ORTADOĞU BARIŞI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ'
İsrail'in İran'a ve Filistin'e saldırılarını hatırlatan Hatimoğulları, "Bölgenin iki temel kanayan yarası Kürt sorunu ve Filistin sorunudur. Kürt ve Filistin sorunu halkların kendi kaderini tayin hakkı çerçevesinde çözülmesi gereken sorunlardır. Bu sorunlar çözülmediği sürece, savaş silsileleri bunların etrafında kümelenerek devam edecek. Biliyoruz ki küresel sermayenin bir savaşı var. Küresel sermaye, emperyalist güçler bölgede ve dünyada yeniden konumlanmak için Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı adete bir savaş üssü haline getirmek istiyor. Ortadoğulu kadınlar olarak, bu topraklarda yaşayan bütün farklı halklardan ve inançlardan kadınlar olarak bizler hep birlikte 'büyük Ortadoğu barışı' için çalışacağımızın altını bir kez daha çiziyoruz" dedi. 

'KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ DAHA FAZLA BÜYÜTECEĞİZ'
Seçimlerde elde ettiğimiz başarıların görev ve sorumlulukları arttırdığını söyleyen Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Yerel yönetimler modelimizi hayata geçireceğiz. Şeffaf, ilkeli ve kadın özgürlükçü yönetim anlayışımızla kendimizi ve kentimizi halkla birlikte yöneteceğiz. Her bir arkadaşımız büyük bir sorumlulukla ve yoğun emek harcayarak bu sorumluluğu yerine getirecektir. Batıda kent uzlaşısı kapsamında önemli başarılara imza attık. Türkiye'de kadınlarla beraber rejimin sistematik baskılarına hep birlikte dur dedik. Biz kadınlar; özgürlükçü, ekolojik, demokratik anlayışımızı Kürdistan'da da batıda da yaşamın her alanında etkin bir biçimde ortaya koyacağız. Yeri geldiği zaman yönetimlerle -batı için özellikle söylüyorum- birlikte çalışacağız, yeri geldiği zaman da toplumun ve kadınların yararına olan etkin muhalefeti hep birlikte yürüteceğiz. Siyasete hep birlikte kadının mor rengini vermek üzere çalışacağız. Yeni siyasal iklimin açabileceği mücadele olanaklarını hep birlikte bugün de değerlendireceğiz. Bu yeni dönemde demokratik cumhuriyetin inşası konusunda kapıları örgütlü bir mücadeleyle zorlamak ve demokratik cumhuriyetin inşası konusunda adım atmak gibi görev ve sorumluluklarımız var. Tecrit, savaş ve şiddet politikalarına karşı onurlu barışı ve bir arada ortak yaşamı hep beraber öreceğiz. Kadın cinayetlerini tırmandıran erkek devlet şiddetine karşı kadın mücadelemizi hep beraber büyüteceğiz. Emine Şenyaşar'ın adalet arayışının sesi olmaya devam edeceğiz. Sedyeyle cezaevine götürülen 75 yaşındaki Hatice Yıldız'ın ve tüm hasta tutsakların serbest bırakılması için mücadele edeceğiz. Baskı ve zulüm politikalarına karşı direndikleri için, 'eş başkanlık ve eşit temsiliyet mor çizgimizdir' diyerek mücadele yürüttükleri için rehin alınan arkadaşlarımızın özgür yarınlara ulaşması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadına yönelik şiddet ve katliamlara karşı kadın örgütlülüğünü daha fazla büyüteceğiz.

'İÇİNDE KADININ ADININ DAHİ OLMADIĞI BİR ANAYASAL DÜZENLEMEYE HAYIR DİYECEĞİZ'
"Kadın yoksulluğuna ve işsizliğine karşı çıkan kadın isyanının başarıya ulaşması için çaba harcayacağız. Nafaka hakkı başta olmak üzere Medeni Kanun'da gerçekleştirilmek istenen hiçbir değişikliğe izin vermeyeceğiz. 'Engelsiz bir yaşam mümkün' diyerek yola çıkan kadınlarla ortak mücadelemizi büyüteceğiz. İçinde kadının adının dahi olmadığı bir anayasal düzenlemeye hayır diyeceğiz. 31 Mart seçimlerinde kadınların ortaya koyduğu iradeye güvenerek gündemlerimizi tartışacak ve yol haritamızı belirleyeceğiz.

'EMEK SÖMÜRÜSÜNE KARŞI 1 MAYIS'TA MÜCADELEMİZİ DAHA DA BÜYÜTECEĞİZ'
"8 Mart'tan, Newroz'dan, 31 Mart'tan ortaya çıkan o özgürlükçü ve mücadeleci ruhla 1 Mayıs hazırlıklarımıza başlıyoruz. 8 Mart'tan 1 Mayıs'a kadınların isyanıyla geliyoruz. 1 Mayıs'ta kadınlar olarak meydanlarda olacağız. Kadın yoksulluğuna ve işsizliğine, emek sömürüsüne karşı 1 Mayıs'ta mücadelemizi daha da büyüteceğiz. Şairin dediği gibi, '1 Mayıs'ta yan yana yürüyeceğiz güzel günler için. Herkes çalışsın, bölüşsün kardeşçe yaşamın sunduklarını. İşte bunun için yükseliyor yüreklerimizde ekmek ve gül türküleri.' Ekmek ve gül demek için; bedenimiz, emeğimiz ve kimliğimiz için; özgürlük, eşitlik ve adalet için 1 Mayıs'ta alanlarda olacağız. 1 Mayıs'ta alanlarda dayanışmayı daha da büyütmek üzere hep beraber buradan mesajımızı güçlü bir şekilde veriyoruz. Yaşasın kadın dayanışması, yaşasın kadın örgütlülüğümüz!