18 Mayıs 2024 Cumartesi

Filistin için Öğrenci Çalıştayı toplandı

Filistin için Öğrenci Dayanışması, Beyoğlu'nda Filistin için Öğrenci Çalıştayı düzenleyerek, öğrenciler olarak Filistin'le dayanışma için neler yapabileceklerini tartıştı.

Filistin için Öğrenci Dayanışması, Beyoğlu'nda bulunan İstos'da Filistin için Öğrenci Çalıştayı düzenledi.

Çalıştayda ilk olarak Birzeit Üniversitesi'nden bir akademisyenin videolu mesajı gösterildi. Video mesajda, Filistin'de yıllardır süren soykırıma karşı gençlik hareketinin oynadığı role dikkat çekilerek, Filistin halkı için öğrencilerin, gençlerin mücadelesinin önemi vurgulandı. Gençlik hareketinin bir araya geldiğinde Filistin'deki soykırımı durdurabilecek güçte olduğu vurgulanan mesajda, işgal devletine karşı eylemlilikleri sürdürme çağrısı yapıldı. Mesajda, tüm dünyadaki öğrenci hareketinin tarihsel rolünü oynaması ve soykırım, işgal karşıtı harekete öncülük etmesi gerektiğine dikkat çekildi.

Çalıştay, "Filistin halkıyla dayanışmada gençlik ve öğrenci hareketlerinin rolü" başlıklı bir söyleşiyle başladı. Söyleşiye, BDS Türkiye, Filistin Gençlik Hareketi (PYM) ve Filistin için Öğrenci Dayanışması'ndan konuşmacılar katıldı.

SAAFİN: FİLİSTİN, TÜM DÜNYADA ANTİ-EMPERYALİST MÜCADELENİN PARÇASI
BDS Türkiye Nicola Saafin, Filistin mücadelesinin tüm dünyada emperyalizme, ırkçılığa, sömürüye karşı, özgürlük için verilen mücadelenin bir parçası olduğunu vurguladı. "Sömürü düzenini yıkmak isteyen tüm halklarla birlikte Filistin halkı mücadele yolunu yüz yılı aşkın süredir sürdürüyor" diyen Saafin, Filistin mücadelesinin işçilerin ve çiftçilerin hareketiyle başladığını, Nakba'yla birlikte bir göç olgusundan bahsettiklerini söyledi.

Filistin halkının hayatta kalmak ve mücadeleyi sürdürmek için eğitime verdiği öneme işaret eden Saafin, dünyanın dört bir yanına göç eden Filistinlilerin üniversitelerde, okullarda örgütlendiklerini kaydetti. Filistinli direniş örgütlerinin de bu zeminden açığa çıktığını ifade eden Saafin, bundan sonra Filistin mücadelesinin yeni bir boyut kazandığını söyledi.

'ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ VERENLER FİLİSTİN'DE BULUŞTU'
Türkiye devrimci hareketinin de 1960-70 sürecinde yoğun olarak üniversitelerde yoğun olarak örgütlendiğini ifade eden Saafin, emperyalizme, kapitalizme, sömürüye karşı mücadele eden Türkiye devrimci hareketinin önemli bir niteliğinin de ABD karşıtlığı olduğunu vurguladı. Deniz Gezmişlerin de 1969 yılında Filistin'e gittiğini hatırlatan Saafin, bu yıllarda Türkiye devrimci hareketiyle Filistin devrimci hareketinin buluştuğunu kaydetti. Filistinli devrimcilerin de kendi özgürlüklerinin ancak tüm dünya halklarının özgürlüğünden geçtiğini düşündüğünü belirten Saafin, bu bağlamda devrimciler arası karşılıklı bir dayanışma geliştiğini söyledi.

Dünyanın dört bir yanından özgürlük mücadelesi yürüten hareketlerin Filistin'de buluştuğunu belirten Saafin, bu dayanışmanın tarihten taşınarak geldiğini vurguladı. Filistin'le dayanışmanın sadece diplomasi yaparak değil toplumsal hareketlerle güçleneceğini belirten Saafin, "Türkiye'deki öğrenci hareketinin içinde Filistin'le dayanışmanın yer almasının tarihsel olarak çok önemli olduğuna inanıyoruz" dedi.

'İSRAİL'İN MEŞRUİYETİNİ SORGULAMAYA İHTİYAÇ VAR'
Türkiye'nin İsrail'le ilişki kuran ilk bölge devleti olduğuna dikkat çeken Saafin, resmi ideolojinin kendini İsrail'le özdeş gördüğünü ve bunun yansımalarının akademide yer aldığını belirtti. Üniversitelerin İsrail'in meşruiyet zeminini kırmak için önemli bir yerde durduğunu belirten Saafin, "Hem ABD'de, hem Avrupa'da, hem de Türkiye'de İsrail'in meşruiyetini sorgulayan bir hareketin oluşmasına ihtiyaç var" dedi. Türkiye'deki üniversitelerde Filistin'le dayanışma hareketinin örülmesinin bu nedenle çok önemli olduğunu vurgulayan Saafin, bunun için bu tarz buluşmaların çoğalması gerektiğini vurguladı.

PYM: SADECE AKTİVİZMLE SINIRLI KALMAK İSTEMİYORUZ
Filistin Gençlik Hareketi'nden (PYM) canlı bağlantıyla söyleşiye katılan temsilci, başlayan mücadelede sadece izleyen olmak değil, harekete geçmek istediklerini belirtti. Avrupa'da da sadece aktivizmle sınırlı kalmayan örgütlü bir kuvvet yaratmak istediklerini vurgulayan PYM temsilcisi, farklı kültürel ve sınıfsal arkaplanlardan gelen gençler olarak İsrail'e karşı yan yana geldiklerini söyledi.

Siyonizmin sadece Filistin'e değil pek çok ulusa düşman olduğunu belirten PYM temsilcisi, 2006'dan beri aktif olarak çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. "Politik motivasyonumuz dayanışmadan öteye geçerek mücadelenin özneleri haline gelmek. Dayanışma ağları oldukça yaygın ve çok önemli olsa da siyonizmi anlama ve ona karşı mücadele geliştirme konusunda yetersizler" diyen PYM temsilcisi, özgür bir Filistin için enstitüler kurmaya, direnmeyi meşru hale getirmeye ve kavratmaya çalıştıklarını belirtti.

'MÜCADELE KAMPÜS DUVARLARIYLA SINIRLANAMAZ'
Dünya çapında özgürlük mücadelelerinin en önünde olan ve olması gerekenin gençlik olduğunu vurgulayan PYM temsilcisi, Filistin için mücadele eden öğrenci hareketinin tarihini de anlatmaya ve mücadeleyi kampüs duvarlarıyla sınırlamamaya çalıştıklarını kaydetti. Öğrenci hareketleriyle uluslararası ilişkiler kurduklarını belirten PYM temsilcisi, kolektif bir güç, bir komünite inşa etmenin hayati olduğunu söyledi.

Enternasyonalist dayanışmanın önemine dikkat çeken PYM temsilcisi, aynı zamanda işçilerle toplantılar düzenlediklerini anlattı. "Emeği siyonizme karşı başka bir cephe olarak görüyoruz ve burada enternasyonal işçi mücadelesini, ulusal kurtuluş mücadelesinin kaderini belirleyecek bir unsur olarak görüp onlarla ortak düşmana karşı mücadele ediyoruz" diyen temsilci, insanları politikleştirerek mücadelenin bir öznesi haline getirmenin de önemini vurguladı.

KARAKAŞ: SADECE ATEŞKES DEĞİL, İŞGAL SON BULMALI
Filistin için Öğrenci Dayanışması'ndan Enes Karakaş, Aksa Tufanı'yla Filistin davasının yeniden dünya gündemine girdiğini söyledi. Bu hamleyle İsrail'in yenilmez olduğu fikrinin kırıldığını belirten Karakaş, İsrail'in bir bütün olarak Filistin davasının kökünü kazımak istediğini kaydetti.

İsrail'in var olmaması gereken korsan bir devlet olduğunu ifade eden Karakaş, bunun Yahudilere dönük bir düşmanlığı barındırmadığını dile getirdi. Sadece ateşkes değil, işgalin son bulmasını talep etmek gerektiğini kaydeden Karakaş, Filistin halkının yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.

Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı olduğunu ve iki devletli çözümün reddedilmesi gerektiğini kaydeden Karakaş, 7 Ekim'de Filistinli direniş örgütlerinin yarattığı kırılmayla İsrail'in tecrit edilmesinin önemini vurguladı. BDS ile birlikte ulusal kampanyalar örgütlenmesi gerektiğini belirten Karakaş, Filistin için Öğrenci Dayanışması'nın da bunu üniversite kampüslerinde yaygınlaştırmak için yola çıktığını söyledi. Öğrenciler olarak İsrail'le akademik ilişkilerin kesilmesi talebini yükseltme çağrısı yapan Karakaş, öğrenci topluluklarını, kulüplerini de Filistin'den yana tavır almaya çağırmak gerektiğini belirtti. 

Sunumlar burada bitirilerek katkı, yorum ve soru kısmına geçiş yapıldı.

Çalıştay, söyleşinin ardından atölyelerle devam etti. "İşgal devleti akademik kurumları boykot", "Sokakta Filistin", "Filistin'le dayanışma medya ve iletişim", "Filistin diasporası ile dayanışma", "İşgal ve kadın", "Filistin kültür sanat etkinlikleri" başlıklı atölyelerle, öğrencilerin Filistin'de süren direnişe nasıl, ne biçimlerde destek olabileceği tartışıldı.