Dersim'de 'Kürt sorununda demokratik çözüm' paneli

23. Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında "Ortadoğu'daki Gelişmeler, Kürt Sorunu, Barış ve Demokratik Çözümü" başlıklı panel düzenlendi ve Kürt sorununun demokratik çözümü için yapılması gerekenler tartışıldı.
23. Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında "Ortadoğu'daki gelişmeler, Kürt sorunu, barış ve demokratik çözümü" konulu panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü CAN TV programcısı Ergin Doğru'nun yaptığı panelde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, siyasetçi Kazım Tosun, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Dönem Sözcüsü Mahir Gürz, Emek Partisi (EMEP) Antep Milletvekili Sevda Karaca ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar konuşmacı olarak yer aldı.
UÇAR: ORTADOĞU'DAKİ GELİŞMELER DEVLETİ UZLAŞI ARAYIŞINA İTTİ
Yakın zamanda yaşamını yitiren Cumartesi Anneleri'nin yaratıcılarından Emine Ocak'ı anarak sözlerine başlayan ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, Cumartesi Anneleri'nin devletin gözaltında kaybetme politikasını tersine çeviren bir mücadele geleneği yarattığını belirtti.
Kürt sorununun Ortadoğu ve dünyadaki gelişmelerden bağımsız ele alınamayacağını vurgulayan Uçar, Türk devletini Kürt hareketiyle görüşmeye mecbur bırakan birkaç sebep olduğunu belirtti. "İsrail'in yayılmacı pozisyonu, İran'ın da karşı pozisyon geliştirmesi, dolayısıyla emperyalist ülkeler ve Ortadoğu'daki bu gelişmeyle, Arap Baharı sonrasında Suriye'de Rojava Devrimi'yle yeni bir halkçı yönetim söz konusu olduysa, benzer gelişmelerin Kürdistan'ın diğer parçalarında da gelişebileceğine dair korku Türk devletini İmralı kapısına götürdü. Özellikle İran'daki gelişmeler bakımından bunu söyleyebiliriz" dedi.
Uçar, "Buna ek olarak devletin 2015'ten bu yana, Suruç Katliamıyla başlayan, Medya Savunma Alanlarına saldırılar, Ankara Gar Katliamı gibi saldırılarla devam eden bu saldırı konsepti içerisinde çöktürme planını hayata geçirememiş olması, Kürt halkının kendi direnişini ve örgütlülüğünü kıramamış olması, Rojava'daki ilerleyişin durdurulamaması ve Ortadoğu'da emperyalist devletler arasında gelişen denklemler Türk devletini Kürt ulusal demokratik hareketiyle bir uzlaşı arayışına itmiş oldu" ifadelerini kullandı.
'ÜZERİMİZE ÇOK FAZLA SORUMLULUK DÜŞÜYOR'
Uçar, "Faşizmin yenilmesinin en temel halkalarından biri Kürt sorunun adil ve demokratik bir zeminde çözülmesidir. Ancak Alevilerin üzerindeki baskı sonlanmazsa Kürt meselesinin de çözülmesi eksik kalır. Barış ve demokratik toplum süreci, yalnızca İmralı'da yapılan görüşmelerle, Meclis'te kurulacak komisyonla olabilecek bir iş değil. Halkın tüm kesimiyle birlikte sürece dahil olması gerekiyor. Türkiye halklarının çözüm iradesi geliştirmesi konusunda kendini muhatap olarak görmesi açısından daha fazla pratik içerisinde olmalıyız" vurgusu yaptı.
Türk devletinin sürece dair somut bir adım atmadığına işaret eden Uçar, "Türk devletinin herhangi bir somut adım atmamış olması bizim Kürt sorununun emekçi çözümünü daha fazla Türk işçi ve emekçileriyle, Türkiye'nin diğer halklarıyla buluşturmamız gerektiğini söylüyor. Bizim sosyalistler olarak bu sürecin adil ve demokratik bir barış sürecine evrilmesi bakımından üzerimize çok fazla sorumluluk düşüyor" ifadelerini kullandı.
TOSUN: DEVLET KÜRT SORUNUNU ÇÖZECEK NİTELİKTE DEĞİL
Siyasetçi Kazım Tosun, devletin Kürt sorununu çözecek yetkinlikte olmadığını belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bu yana ekonomik, askeri olarak emperyalizmin güdümünde olduğu için bu sorunları çözme kapasitesinde değildir. Çok baskıcı, hakları gasp eden ve zayıf burjuvazisi nedeniyle baskı politikalarını azaltmadan devam ettikleri için bu sorunu çözemezler. Dış etkenlerden kaynaklı bir gelişme olarak değerlendiriyoruz bu süreci. Ortadoğu'daki gelişmeler Kürt demokratik hareketi ile uzlaşıya zorladı egemen devletleri. Bizlere düşen görev; ezilen ulusun haklarını, eşitliğini savunmak, ulusların kendi kaderini tayin etme hakkını desteklemek. Mücadelenin bu bağlamda ilerletilmesi gerekiyor" diye konuştu.
KARACA: KÜRT HALK HAREKETİ İLE BİRLEŞİK MÜCADELE YÜRÜTÜLMELİ
EMEP Antep Milletvekili Sevda Karaca, "Kürt halkı, 40 yıla dayanan hak mücadelesini bütün baskı ve zora rağmen bırakmadı. AKP'nin çözümü seçmesinin nedeni, her ne yapılırsa yapılsın Kürt hareketinin hak mücadelesinden vazgeçmemesi ve dirençle ilerlemesidir. Burada en temel mesele, egemenlerin çözümünün karşısında ezilenlerin kendi çözümlerini ortaya koymasıdır. Birleşik mücadelenin dayanaklarını geliştirmenin yol ve yöntemleri geliştirilmeli. Kürt halk hareketi ile açık bir yoldaşlık ilişkisi kurarak, egemenlerin planına karşı ortak akıl yürütüp bunun karşısında hep birlikte mücadele etmektir" sözlerini kullandı.
GÜRZ: DEVRİMCİ SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRMELİYİZ
SMF Dönem Sözcüsü Mahir Gürz, bu sürecin eksikliklerini tek başına Kürt hareketine yüklememek gerektiğinin altını çizerek, "Emperyalizm dünyayı bir uçuruma sürüklemektedir. Ortadoğu'da yeni bir emperyalist hegemonya savaşı var. AKP-MHP iktidarı da çıkarları doğrultusunda bu hegemonya savaşında rol almak istiyor" dedi.
Gürz, "Zorunlu bir tarihsel eşikten geçiyoruz. Kürt ulusal hareketinin kazanacağı en ufak hakkın dahi çok tarihsel olduğunu bilerek, devrimci sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Bu sürecin eksikliklerini tek başına Kürt hareketinin üzerine yıkılmasını yanlış buluyoruz. Dolayısıyla kendimizi bu süreçten muaf tutarak eleştiri yapmamızı doğru bulmuyoruz" dedi.
ÇİÇEK: ÖCALAN'IN ÇALIŞMA KOŞULLARI SAĞLANMALI
DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, Kürt sorununun bölgesel bir mesele olduğuna dikkat çekerek şunları dile getirdi: "Sayın Öcalan, bu meseleyi sadece kendi özgün sorunun çözümü olarak ele almıyor; emek, kadın, doğa ve bir bütün olarak tüm sorunların çözümüne dayalı bir çözüm modeli oluşturuyor. Kürt meselesinin kapitalizmle bağını kurmasaydı bu sorun çoktan çözülmüştü. 4 parça Kürdistan olduğu için bölgesel sorundur demiyoruz. Kürt özgürlük hareketi kendisini büyük bir harekete çevirdiği için bölgesel bir sorundur. Bu ülkenin ezilenlerine politik alan açmak istiyor sayın Öcalan. Türk ulus inşası son 50 yılda Kürt karşıtlığı üzerinden inşa edildi. Devrimcilerin de politik alanları daraltıldı. Kürt hareketi, bu politik alanı açarken gücümüzü büyüterek devleti siyasal ve hukuki olarak tanınmamıza mecbur bırakmak önemli."
Çiçek, "Bu yolu büyüttüğümüz oranda barış yolu inşa edilebilecektir. Bu dönem bizler için bir sınav dönemi. Yerleşik birçok meseleyi tartışabiliriz ama yeniyi bulmak adına bir arada durmalıyız. Bu bağlamda Öcalan'ın fiziki çalışma ortamlarının sağlanması gerekiyor. İmralı'daki tecrit devam ettiği sürece fazlasıyla kırılan birçok tartışmanın öznesi oluruz" vurgusu yaptı.
Panel, soru ve cevapların ardından sona erdi.