27 Nisan 2024 Cumartesi

Antalya'da tutsak kadınlara mektup gönderildi

8 Mart'a giderken tutsak kadınlara mektup gönderen Antalya Kadın Platformu, çıplak arama uygulaması başta olmak üzere hak ihlaline yol açan, işkence, kötü muamele uygulamalarının son bulmasını istedi.

Antalya Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne giderken kadın tutsaklara mektup gönderdi. Mektup gönderimi öncesi PTT önünde yapılan basın açıklamasında, "Tutsak kadınlara özgürlük! Yaşasın kadın dayanışması" pankartı açıldı.

12 BİN 521 KADIN TUTSAK VAR
Basın açıklamasını okuyan Ezgi Aktı, kadına yönelik şiddetin siyasal ve toplumsal alanda yaygınlaşan şiddetle arttığını söyledi. "Siyasal, sosyal ve ekonomik sorunları demokrasi zemininde çözmek yerine, hapsetmek ve baskılamak temel politika haline gelmiştir. Türkiye, kişi başına düşen hapishane yatağı bakımından, dünyada başı çeken ülkeler arasına girmiştir. Çocuklarına okul yapamayan, harabeye dönmüş, deprem güvenliği olmayan okullarını yenileyemeyen devlet, ülkenin dört bir yanında her yıl onlarca hapishane açmaktadır" diyen Aktı, Türkiye'de 12 bin 521 kadın, 2 bin 784 çocuk tutsak bulunduğunu dile getirdi.

'KÜRT KADIN HAREKETİNDE YER ALAN KADINLAR SİSTEMATİK OLARAK TUTUKLANIYOR'
Özellikle Kürt kadın hareketinde yer alan kadınların sistematik olarak, itirafçı beyanları ve kurgu senaryolarla tutuklandığını ve mücadeleden koparıldığını söyleyen Aktı, eşbaşkanlık sisteminin de yargıda kadınlara yönelik bir suçlamaya dönüştüğünü vurguladı.

"Kendilerine yasaların ve mahkemelerin üstünde yetki verilen, İdare Gözlem Kurulları, mahpuslarla ilgili keyfi gerekçelerle, iyi hal raporu vermemekte, mahpusların denetimli serbestlik ve hatta koşullu salıverme haklarını gasp etmektedirler" diyen Aktı, Gültan Kışanak örneğinde olduğu gibi, kadın mücadelesinin önemli isimlerinin azami tutukluluk süresi dolduğu halde tahliye edilmediğini belirtti.

'ÇIPLAK ARAMA KATMERLİ BİR İŞKENCE HALİNE GELDİ'
Hasta ve yaşlı tutsakların ise hapishanelerde ölüme terk edildiğine dikkat çeken Aktı, şöyle devam etti: "Yine bütün mahpusların en can acıtıcı sorunu haline gelen çıplak arama, kadınlar açısından katmerli bir işkence haline gelmektedir. Açık yasa hükmüne rağmen, hamile ve küçük bebekleri olan kadınlar hapsedilmektedir. Annelerine bağımlı emzikli bebekler, hapishane odalarında ve hapishane şartlarında büyümeye bırakılmaktadır. Kadın mahpuslar, ailelerinin ve sosyal çevrelerinin olduğu bölgelerden mümkün olan en uzak bölgelerdeki hapishanelere gönderilerek aile ve sosyal bağlarından koparılmaktadır."

Kadınların özellikle S ve F Tipi gibi hapishanelerde sosyal bir izolasyona tabi tutulduğunu belirten Aktı, hastanelerde sağlık hakkına erişimin de engellendiğinin altını çizdi. Kadın koğuş ve hücrelerinin erkek gardiyanlar tarafından arandığına işaret eden Aktı, "LGBTİ+Q mahpuslar Türkiye 'de istatistik dışıdırlar ve uğradıkları hak ihlalleri de, kendileri gibi görünmez kılınmaktadır. Bazı hapishanelerde gayri resmi olarak oluşturulan 'LGBT koğuşları' mevcut olmakla birlikte, cinsiyet değişimini tamamlamamış olan trans kadınlarla, bütün farklı cinsiyet yönelimleri aynı koğuşa doldurulmaktadır. Trans kadınlar hapishanelerde sıklıkla cinsel saldırıya maruz kalmaktadırlar. Cinsiyet değişimi için ameliyat ve tedavi süreçleri aksamaktadır" ifadelerini kullandı.

Aktı, tüm tutsak kadınlar için taleplerini şöyle sıraladı:
🔹"Onur kırıcı çıplak arama uygulamasına son verilmelidir,
🔹Kelepçeli olarak hastaneye sevk, tedavi ve muayene uygulamasına son verilmelidir,
🔹İdare ve Gözlem Kurulları kaldırılmalıdır,
🔹Yüksek Güvenlikli, S Tipi, F Tipi vb. ağır tecrit koşulları taşıyan hapishaneler kapatılmalıdır,
🔹Hamile ve çocuklu kadınların infazları ertelenmelidir, tutuklama uygulamasına son verilmelidir,
🔹Hasta ve yaşlı mahpuslar serbest bırakılmalı, ATK'nın, infaz ertelemelerindeki yetkisi kaldırılmalı, yetki mahpusların tedavilerini yürüten sağlık kurumlarına verilmelidir,
🔹R Tipi hapishanelerde yeterli sayıda uzman hekim ve sağlık ve bakım personeli görevlendirilmeli, tıbbi donanım sağlanmalıdır,
🔹Mahpusların hapishane içinde hapishane yaşamalarına yol açan, iletişim, etkinlik ve bilgi edinme hakkı önündeki engeller kaldırılmalıdır,
🔹Kadın mahpusların öz bakım ve hijyen ihtiyaçları bakanlık tarafından karşılanmalıdır,
🔹LGBTİ+Q mahpusların, uygun ve güvenli sınıflandırmayla hapishanelerde tutulmaları sağlanmalı, transların cinsiyet değişim tedavileri sağlanmalı ve sosyal izolasyonlarına son verilmelidir,
🔹Kadın mahpusların ailelerinden uzak hapishanelere gönderilmelerine son verilmelidir,
🔹Çocuk hapishaneleri kapatılmalı ve çocukların hapsedilmesine son verilmelidir,
🔹Kadın mücadelesi temsilcileri derhal serbest bırakılmalı ve onlar üzerindeki polis ve yargı tacizine son verilmelidir."