Teknik Elemanlar Meclisi kuruldu

Teknik Elemanlar Meclisi'nin kuruluşunu deklare eden Dev Yapı-İş, örgütlü mücadeleye çağırdı. Dev Yapı-İş, "Bizler üretimin içindeyiz, teknik bilgi ve birikimimizle, emek gücümüzle işçi sınıfının bir parçasıyız" dedi.
DİSK/ Dev Yapı-İş, Kadıköy'de bulunan binasında bir basın toplantısı düzenleyerek Teknik Elemanlar Meclisi'nin kurulduğunu duyurdu. Basın metnini okuyan Begüm Kutluakdoğan, Meclis hakkında bilgi verdi.
Kutluakdoğan, "Bizler; inşaatlarda iş makinelerinin gürültüsü arasında plan, proje ve pafta çizen, metraj ve hak ediş yapan, icmal çıkaran, sahada imalat kontrolü yapan, raporlar hazırlayan, işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayan, iş programı yapan; planlamadan denetime, çizimden uygulamaya kadar üretimde teknik bilgiyle kol emeğini birleştiren mühendis, mimar, şehir plancısı, iş güvenliği uzmanı, tekniker, teknik ressam ve teknisyenleriz. Kimi zaman bir işçi tulumuyla, kimi zaman bilgisayar başında çalışan; binbir emek verip stresle yoğrulmuş bir hayatın içine sıkışmış işçileriz. Kapitalist üretim ilişkileri içinde sınıfsal konumumuz 'beyaz yaka' etiketiyle görünmezleştirilmeye çalışılıyor. Patronlar, bize 'yetkili', 'sorumlu' unvanları vererek gerçek karar ve yetkileri kendilerinde tutup bizi kendi safında hizalamaya çalışıyor. Uzun ve yoğun mesailerle, baskılanan ücretlerle, esnek ve güvencesiz çalışma koşullarıyla biz teknik elemanlara dayatılan bu düzeni reddediyoruz: Bizler üretimin içindeyiz, teknik bilgi ve birikimimizle, emek gücümüzle işçi sınıfının bir parçasıyız. Bu gerçekliği tekrar hatırlatarak, emeğin onurunu, mesleğin itibarını ve sınıfın birliğini savunmak için DİSK/Dev Yapı-İş sendikasında bir araya gelmeye çalışan teknik elemanlarız" dedi.
"Ücret eşitsizliği, esnek, güvencesiz ve taşeron çalışma, baskı ve mobbing, şantiyede, ofiste ve hatta evde geç saatlere kadar süren mesailer ve karşılıksız kalan emek; ofiste 'proje teslim' baskısıyla dayatılan angarya işler ve iş yükü altında ezilen bir yaşam, işin üretim yükü ile idari baskının birleştiği çifte sömürü, kadın teknik elemanlara yönelik cinsiyet ayrımcılığı ve cinsiyetçi iş bölümü, teknik bilgiyi kamusal yarar yerine sermaye için kullanmak zorunda kalma, mesleğin itibarsızlaştırılması, iş cinayetlerinde kaybedilen yaşamlar ve sakatlanmalar" yaşadıklarını dile getiren Kutluakdoğan, tüm teknik elemanları örgütlü mücadeleye çağırdı.
Kutluakdoğan, şu talepleri sıraladı: "Teknik emeğin işçi sınıfı içinde özne olarak örgütlenmesini; şantiyelerde, teknik ofislerde, kamuda ve özel sektörde toplu sözleşme hakkı, şantiye ve ofislerde eşit işe eşit ücret, fazla mesai sömürüsüne karşı toplu sözleşme ve ücret güvencesi, kadın teknik emekçiler için eşit temsil, eşit ücret ve eşit çalışma ortamı, kadın teknik emekçilere dayatılan cinsiyetçi iş tanımlamalarının engellenmesi, teknik bilginin toplumsal yarar için seferber edilmesini, meslek itibarının piyasanın değil toplum yararı üzerinden tanımlanması, teknik emeğin yalnızlıktan çıkarılıp sınıfsal birlik içinde güçlenmesi, meslektaştan öte işçi sınıfının bir parçası olduğumuz bilinciyle yan yana durmayı."