Şêladizê isyanı: Kürt halkının sömürgeci katillere cevabı - Arin Çîya

Sömürgeci Türk ordu güçleri nerede bir Kürt varsa oraya saldırıyor. Kürdün yaşı, cinsiyeti, mekanı, işi ne olursa olsun çocuk ya da yaşlı, kadın ya da erkek, köylü ya da şehirli, gerilla ya da değil kendisine uşaklık etmeyen her Kürt sömürgeci Türk devleti için yok edilmesi gereken bir hedef.

 

Türk devlet güçleri 23 Ocakta Şêladizê civarında balık tutan 4 Kürt köylüsünü bombardıman uçaklarıyla katletti. Bu son bir kaç yılda gerçekleştirilen katliamların yeni bir baskısıydı. Bugüne kadar gerilla ya da değil Kürt halkımızdan yüzlercesi benzeri saldırılara maruz kaldı.

 

DİZ ÇÖK YA DA ÖL

 

Sömürgeci Türk devleti hedefin PKK gerillaları olduğunu iddia ediyor. Hayır hedefte Kürt ulusu, Kürtlerin ulusal varlık hakları var. Gerillaların yanı sıra köylülerin hedef alınması uygulanan politik stratejinin bir gereğidir. Bu stratejinin odağında gerillayı halktan bütünüyle tecrit ederek imha etmek bulunuyor. Bu stratejinin siyasal hedefi Kürtleri hangi biçimde olursa olsun ulusal özgürlük mücadelesinden vazgeçirmek ve Kürt ulusuna diz çöktürmektir.

 

Henüz bir çocuk olan Uğur Kaymaz'ın, sınırda ticaret yapan Roboskili köylülerin katledilmesi, Taybet ananın naaşının bir hafta sokakta bekletilmesi, Bakur'da şehirlerin yerle bir edilmesi, köylerin yakılması, köylülere dışkı yedirilmesi ve benzeri binlerce olay aynı siyasal stratejinin ürünüdür. Şengal, Mahmur, Efrîn, Kandil, Amediye, Kobanê, Paris, Amed, Dersim, İstanbul fark etmez, biat etmeyen her Kürt düşmandır, yok edilmelidir, ta ki bütün Kürtler ulusal kimliklerinden, özgürlük arayışından, bağımsızlık isteklerinden vazgeçene kadar.

 

Ya sömürgeci işgalci Türk devletine uşaklık edeceksin ya da katledileceksin. Diz çök ya da öl! Kürde dayatılan ikilem bu.

 

ŞÊLADIZÊ HALKI ÜÇÜNCÜ SEÇENEĞİ BİR KEZ DAHA ORTAYA KOYDU: SERHILDAN

 

Türk devlet güçlerinin katliamını protesto etmek için toplanana halka işgal güçleri ateş etti. Bunun üzerine protestocular Sömürgeci Türk devletinin Sire'deki işgal üssünü bastı, savaş araçlarını yaktı, burada işgalcilerin ateş açması sonucu bir çocuk öldürüldü. Bunun üzerine isyancılar işgal güçlerinden iki askeri tutuklayarak Peşmerge'ye teslim etti. Hemen ardından bir kez daha SİHA ve bombardıman uçaklarıyla saldıran sömürgeciler yaşlı bir kürdün daha ölümüne neden oldu.

 

KÜRDİSTAN BÖLGESİ HÜKÜMETİNİN UTANÇ VERİCİ TUTUMU

 

Başûr yönetimi Türk devletini protesto edeceğine ondan özür diledi; isyan edenleri fitnecilikle suçladı, evlerini bastı ve çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

 

İşgalci sömürgecilerle işbirliğine girerek kazanımlarını koruyabileceğini sanan her Kürt bu stratejinin sonucunun işbirlikçileşme, uşaklaşma olduğunu acı biçimde tecrübe etmiştir. Kürt tarihi bu bakımından oldukça zengindir. Daha yakın bir zamanda Başûr'da gerçekleştirilen Bağımsızlık Referandumu bunun canlı bir örneğidir. Sömürgecilerin yanı sıra emperyalistler de Kürtlerin bağımsızlık özlemini ezmek için aralarındaki çelişkileri bir yana bırakarak saldırıya geçmediler mi?

 

Kürdistan Bölgesi hükümeti Türk devletinden değil Şêladizê halkından özür dilemeli, işgalci Türk birliklerinin Başûr'dan çıkarılması ve bütün üslerin kapatılması için harekete geçmelidir. Hiç kuşku yok ki dört bir yanı sömürgecilerce kuşatılmış Başûr'un sömürgeci güçlerle ekonomik ve siyasi ilişkiler kurmasını anlayabiliriz.

 

Ne var ki sömürgeciler bu zorunluluğu bir şantaja dönüştürerek Kürdü uşaklaştırmaya çalışmaktadır. Kürt ulusal davasına bağlı olanlar  bu zorunluluğu kırmayı stratejilerinin odağına oturtmalıdır. Kuşatmayı kırma içerden çok Başûr'un dışında kalan Kürt özgürlük mücadelesi yürütenlerle ulusal mücadele birliği kurmakla gerçekleşebilir. Rojava, Bakur ve Rojhilat'la birleşmeyen bir Başûr kendi başına kazanımlarını koruyamaz. Aynı durum Rojava için de Bakur ve Rojhilat için de geçerlidir. Sömürgeci kuşatma parçalanmadıkça Kürdistan'ın hiç bir parçası kendi başına ulusal özgürlüğünü elde edemez, kazanımlarını sonuna kadar koruyamaz.

 

GERİLLA TEHDİT DEĞİL GÜVENCEDİR

 

PKK gerillasının ve onunla ittifak halinde olan komünistlerin Medya Savunma Alanı'ndaki varlığı Başûr'daki kazanımlar için bir tehdit değil bir güvencedir. Gerillanın Başûr'u terk etmesini istemek Kürdistan'ın bölünmüşlüğüne onay vermek anlamına gelir. Kürdistan'ın her bir parçası ulusal özgürlük mücadelesi veren bütün Kürtlerin ortak vatanıdır. Sınırları emperyalistler ve sömürgeciler çizdi, bu bölünme Kürt ulusu için yok hükmündedir. Kürdistan Bölgesi hükümeti, Başûr'un ulusalcı partileri, Kürt özgürlük davasına inanan Başûr halkı, Peşmerge, işgalci Türk devletine karşı savaşan gerillalarla dayanışma içinde olmalıdır. Kazanımlar ancak bu yolla korunabilir ve ileriye taşınabilir. Aksi her tutum sömürgecilerin stratejisine hizmet eder, sömürgeci kuşatmayı ve boyunduruğu sıkılaştırır.

 

ENKS'nin Efrîn pratiği bunun en çarpıcı örneği olarak önümüzde durmuyor mu?

 

YPG Efrîn'den çekilirse Türk devletinin gözetimi altında kantonal özgürlüğümüzü inşa ederiz diyordu ENKS sözcüleri. Sömürgeci Türk devletinin işgali altındaki meclise katılarak işgali de meşrulaştırdılar. Sonuç? Meclisten kovuldular. Bugün ÖSO çetelerinin insanlık dışı uygulamalarını eleştiriyorlar. Neye yarar? Bir kez suç ortaklığı yaptılar, Kürt özgürlük davasına ihanet ettiler.

 

Kürdistan Bölgesi Hükümeti böyle bir sondan kendini uzak tutmalıdır.

 

Sınıfsal çıkarını ulusal çıkarın önüne geçiren büyük servet sahibi Kürdistan Bölgesi yöneticilerinden bunu beklemek hayalcilik olur. Bu yöneticileri sömürgecilerin stratejilerinin bir aracı olmaktan uzak tutacak olan Başûr halkının ulusal özgürlük sevdası ve onurudur. Başûr halkımız bu sevdaya, bu onura sahip çıktığı sürece yönetici sınıf daha ileri gitmeye cesaret edemez.

 

Şêladizê halkının isyanı bu bakımdan tarihi önemdedir. Bu isyan Başûr halkımızın bir politik irade olarak bir kez daha ortaya çıktığını işaret ediyor. Başûr'da Türk devletinin onlarca saldırı üssü var. Şêladizê isyanı yol gösteriyor. İsyan, sömürgecilere olduğu kadar onlara bu üs alanlarını aşan Kürdistan Bölgesi yönetici sınıflarına da halkın yanıtıdır.