26 Nisan 2024 Cuma

Polis kadınları engelleyemedi: Haklarımızdan vazgeçmiyoruz

Polisin engelleme girişimine ve provokasyonuna rağmen Danıştay önünde açıklama yapan kadın örgütleri, İstanbul Sözleşmesi'nden de hayatları ve haklarından da vazgeçmeyeceklerini kaydetti. 

İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının iptali yönünde Danıştay'da açılan davanın 4. duruşması öncesinde siyasi partiler, kadın örgütleri ve çok sayıda baronun katılımıyla Danıştay önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, CHP, Halkevi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi kadınlar, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve çok sayıda kadın örgütü, sendika, baro, siyasi parti temsilcisi kadın katıldı.

Açıklamayı engellemek isteyen polis kadınları Danıştay bahçesine almadı. Bunun üzerine kadınlar Danıştay önündeki kaldırımda açıklama yaptı. Bu sırada bir kişi "polise hakaret ettiği" iddiasıyla gözaltına alındı. Provokasyona tepki gösteren kadınlar, sözleşmeden vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.

Açıklamada, "İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz", "Kadınların isyanı bitmedi büyüyor", "Kararı iptal et sözleşmeyi uygula" yazılı pankartların yanı sıra "İstanbul sözleşmesi yaşatır", "Yasalara dokunma uygula" yazılı dövizler taşındı.
 
Açıklamada sıklıkla "Kadınlar artık susmayacak", "İstanbul Sözleşmesi yaşatır", "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek", "Jin jiyan azadî" sloganları atıldı.

EŞİK: SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ
İlk sözü alan Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) adına Tülin Eraslan konuştu. Tülin, "Bugün öncelikle hatırlatmak istiyoruz ki hala kendilerine duruşma tarihi tebliğ edilmemiş kadın örgütleri var. Onlarca dosya görüşüldü ama görüşülmeyi bekleyen onlarca dosya daha var. Uluslararası saygınlığa sahip bir ülkenin yurttaşları olarak, yaşama devam etmek isteyenler buradayız. Hukukun üstünlüğü ilkesinin yaşama geçtiğini gösteren bir karar bekliyoruz. Cumhurbaşkanı kararı, kadınların yaşamına, eşitlik bilincine, demokrasiye, adalete ve eril şiddetle mücadeleye ağır bir darbe indirdi. Hukuksuz kararın yargı erki üzerindeki olumsuz baskısını Pınar Gültekin kararında gördük. Faile yine erkeklik indirimi verildi. Sanık Cemal Metin Avcı'ya verilen ödül gibi cezanın ve delil karartan, yardım ve yataklık eden aile üyelerine verilen beraat kararının üst mahkeme süreçlerinde bozularak adaletin sağlanması için tüm kadınların sonuna kadar mücadele edeceğini bir de buradan duyuruyoruz" dedi.

Kadın Uluslararası Anayasa Hukuku Araştırma Derneği adına konuşan Nurhan Demirtan, çekilme kararının kanuna ve anayasaya aykırılığına dikkat çekti. Nurhan, İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması için mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.

Çanakkaleli kadınlar adına konuşan İnci İnsesöğüt, "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının ardından bir günde bu inisiyatif kurduk. Günlerce alanları terk etmedik ve binlerce imza topladık. Bu yaşama iradesidir. Vazgeçmeyeceğiz" dedi.

TTB: EN ÖNEMLİ TEHDİTLERE KARŞI MÜCADELE BOYNUMUZUN BORCU
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, "Biz hekimler olarak TTB olarak bu sözleşmenin önleme, koruma ve destek mekanizmalarının her aşamasında yer alıyoruz. Bu nedenle halk sağlığı için en önemli tehditlere karşı cinsiyetçiliğe karşı mücadele etmek hepimizin borcu. ŞÖNİM'leriyle bizi koruyamıyorlar. Pınar Gültekin kararında da bizi korumadıklarını gördük. İstanbul Sözleşmesi'nin tüm basamaklarının hayata geçmesi için birlikte mücadele edeceğiz" dedi.

TMMOB: ŞİDDETİ ÜRETEN POLİTİKALARI KABUL ETMİYORUZ
TMMOB adına konuşan Buket Çelik "Anayasa ve haklarımızın sürekli ihlal edildiği, kadınların haklarının yok sayıldığı ve seslerinin kısılmak istendiği günlerden geçiyoruz. İstanbul Sözleşmesi'ni uygulamak yerine bir gecede feshedenler bu cinayetlerin suç ortağıdır. Şiddeti üreten politikaları tolere etmiyoruz" dedi.

KCDP: HAKLARIMIZI, HAYATLARIMIZI SAVUNMAYA GELDİK
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Başkanı Gülsüm Kav, "Yine hakkımızı, hayatlarımızı savunmaya geldik. Bu kadar evrensel bir hakkı bu kadar küçük bir alana sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bunu kınıyoruz. İstanbul Sözleşmesi savunuculuğunu küçülteceğinizi, bizi buraya sıkıştıracağınızı sanmayın" diyerek polis engeline tepki gösterdi.

HDP KADIN MECLİSİ: BAŞARI BİZ KADINLARIN MÜCADELESİYLE OLACAK
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "Biz kadınlar aylardır sokaklarda, alanlarda Meclis kürsüsünde ve Danıştay'da mahkeme salonunda İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilme kararını tanımadığımızı ifade ediyoruz. İstanbul Sözleşmes'inin neden hayati olduğunu söylüyoruz. Neden önemli olduğunu son örneği Pınar Gültekin'di. Her gün bu ülkede en az bir kadın katlediliyor ve iktidar, devlet, kolluk katilleri engelleyeceğine her yerde kadınları engelliyor. Ama buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Biz HDP olarak bütün kadınlarla yaşamın bütün alanlarında direnmeye ve İstanbul Sözleşmesi'ni yaşatmak içinde mücadele etmeye devam edeceğiz. Başarı biz kadınların mücadelesiyle olacak" şeklinde konuştu.

NAZLIAKA: DANIŞTAY'IN BU HUKUKSUZLUĞA DUR DEMESİ LAZIM
CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka da, "Kadınların can simidir olan İstanbul Sözleşmesi tek adam tarafından fesih edildiğinde tarihler 20 Mart 2021'i gösteriyordu. O tarihten sonra çok sayıda kurum bu hukuksuz kararın iptali için Danıştay'a başvuruda bulundu. Ama Danıştay bu hukuksuzluğa dur demedi. O günden bugüne 500 kız kardeşimiz katledildi. Bugün Danıştay'ın bu hukuksuzluğa dur demesini bekliyoruz. Kadınlara sürtük diyenlerin burnunu ilk seçimde sürteceğiz" dedi.

Açıklamaların ardından kadınlar duruşmayı izlemek üzere Danıştay'daki duruşma salonuna gitti.