24 Ekim 2025 Cuma

Nicolai Palamarciuc'un annesi: Benim istediğim adalet

Moldovalı göçmen işçi Nicolai Palamarciuc'un işkenceyle katledilmesinin üzerinden tam bir ay geçti. Palamarciuc'un hayat dolu bir insan olduğunu anlatan annesi Zehra Özgünlü, "Benim istediğim adalet. Benim istediğim herkesin hak ettiği cezayı alması" dedi.

Başakşehir'de bulunan Cihan Deri'de çalışan Moldovalı göçmen işçi Nicolai Palamarciuc, bundan tam bir ay önce, patron Metin Çelik'in kardeşi, oğlu ve elemanları tarafından işyerinde dövülerek katledildi. Soruşturma kapsamında patron Metin Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi gözaltına alınarak tutuklandı. Dosyada gizlilik kararı sürerken, Nicolai Palamarciuc'un ölümüne ilişkin otopsi raporu ve duruşma tarihi henüz netleşmedi.

Nicolai'nin işkenceyle katledilmesinin ay dönümünde, annesi Zehra Özgünlü'nün evine konuk olduk.

Nicolai'nin hayat dolu, sürekli gülümseyen, her işe koşan bir çocuk olduğunu anlatıyor Özgünlü. Nicolai'ın 5 kardeşin 4'üncüsü olduğunu ifade eden Özgünlü, "Küçük yaşta İstanbul'a getirmiştim, 4 yaşından beri buradayız. Çok hayat dolu bir çocuktu. Çok güzel okul okudu, burada askerliğini yaptı" diyor.

'14 YAŞINDA BAŞLADI'
"Bu Cihan Deri'nin yanında 16 senedir çalışıyor. 14 yaşındayken başladı" diyen Özgünlü, Nicolai'ın küçük yaşta getir götür işlerine baktığını ve dil bildiği için yabancı müşterilerle iletişimde yardımcı olduğunu, büyüdükçe şirkette daha fazla sorumluluk üstlendiğini kaydediyor.

'HEP ÇALIŞIYORDU, HEP ÇABALIYORDU'
"Çok zor benim için. Bunları anlatırken zorlanıyorum. Gerçekten boğazımda top gibi bir şey oluşuyor. Bu çocuk hep çalışıyordu, hep çabalıyordu. Hep bir yerlere varmak için, çocukları için" diyen Özgünlü, Nicolai'ın çok küçük yaşlarda iki çocuğu olduğundan ve hep onları mutlu etmeye çalıştığından bahsediyor.

'BOYNU KIRIK, BAŞINDA ÇATLAK, BÜYÜK İHTİMALLE DE BOĞDULAR ONU'
Olay gününü sorduğumuzda Özgünlü, şunları aktarıyor: "Olay gününde beni aradı, 'anne' dedi; 'Bir şeyler var, işyerinde büyük sıkıntılar var, bugün buralardan çıkıp gitmemiz lazım.' Fakat çıkamadı, gidemedi. Bildiğim kadarıyla işyerinde bir baskı yapıldı. Herkes mağazadan kaçtı, dışarı kaçtılar, benim çocuk kaçamadı, izin vermediler. Gelenler, bildiğim kadarıyla patronun kardeşi, oğlu, iki tane daha mağazadan eleman. Benim çocuğumu herkes dışarı kaçarken zorla depoya çıkarttılar. Depoya çıkarınca onu orada bir boğuşma, bağırmalar, yüksek sesler çıktığı için dışarıdaki arkadaşları polisi aradılar. Bunu yukarı kaldırdılar depoya, orada ellerine kelepçe vurdular, bacaklarına kelepçe vurdular. Çocuğumu sandalyeye bağladılar. Çocuk felaket bağırıyordu, oradaki herkes duydu. Fakat bir şey yapamadılar."

Polisin 20 dakika sonra olay yerine geldiğini söyleyen Özgünlü, polis geldiğinde Nicolai'ın çoktan hayatını kaybetmiş olduğunu dile getiriyor: "Onu hastaneye götürdüler, artık siyah bir çuval içine koymuşlar. Morga götürdüler, morgdan sonra adli tıpa götürdüler. Adli tıpta sabah aldılar saat 3'e kadar incelediler. Bize verdikleri bilgi, boynu kırık, başında çatlak, büyük ihtimalle de boğdular onu."

'BELKİ İLK DURUŞMAYA KADAR BİLE KALMAZLAR İÇERİDE'
Özgünlü'nün en büyük endişesi Nicolai'nin katillerinin elini kolunu sallayarak dışarı çıkması. Cihan Deri patronlarının güçlü olduğuna ve geniş bir ilişki ağına sahip olduğuna dikkat çekiyor. Oturup sohbet ederken, "Belki ilk duruşmaya kadar bile kalmazlar içeride. Onlar hayatlarına devam ederler, ama olan benim oğluma oldu" diyor.

'HAK ETTİĞİ CEZAYI ALSINLAR'
Sendikalara, yetkililere, tüm kamuoyuna bu cinayetin peşini bırakmama çağrısı yapıyor Özgünlü: "Bu işi yapan, bu çeteyi kuran, benim çocuğuma zarar verenlerin hepsi tutuklu. Fakat onlar oradan kolay çıkmasınlar. Onlar hak ettiği cezayı alsın. Benim çocuğumun kanı yerde kalmasın. Benim istediğim adalet. Benim istediğim herkesin hak ettiği cezayı alması. Benim çocuğum bir daha gelmeyecek, onlar da oradan çıkmasınlar. Benim çocuğum güneşi görmüyor, çocuklarını görmüyor, ailesini görmüyor. Onlar da görmesinler."

'CANSIZ BEDENİNİ DE YOK ETMEYE ÇALIŞACAKLARDI'
Görüştüğümüz 23 Ekim'de Nicolai'nin katledilmesinin üzerinden tam bir ay geçtiğini hatırlatan Özgünlü, şunları da ekliyor: "Benim çocuğumu öldürdükleri zaman, başında bir şahıs, bıçak elinde bekliyordu. Orada bir işlem yapılıyordu. Yanında koli bandı vardı. Yani bu vahşeti yapanlar eğer polis gelmeseydi belki de bu çocuğu parçalayacaktı. Cansız bedenini yok etmeye çalışacaklardı. Cenazeyi senelerce bulamazdık."