Mecliste kurulan komisyon hukukçuları dinledi

Kürt sorununun çözümü için Meclis'te kurulan komisyonda konuşan ÖHD Eş Genel Başkanları, yargının bağımsız olmadığını belirterek, anadil hakkının kullanımına, boşaltılan köylere, ekosistemin değiştirilmesine, orman yakmalara, ağaç kesimine dair de hukuksal düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade etti.
Kürt sorununun çözümü kapsamında Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 13. toplantısını yaptı.
Toplantıda konuşan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanları Serhat Çakmak, Şeyh Said'den Seyîd Rıza'ya, 49'lar davasından '60 darbesine, '80 askeri faşist darbesinden, 1990'lı yıllardaki yargılamalara ve OHAL sürecindeki davalara kadar "yargılamaların ayrıca istisnai rejimlerle yürütüldüğünü" söyledi.
'TÜRKİYE'DE YARGI BAĞIMSIZ DEĞİL SİYASİDİR'
Politik davaların ve istisnai yargılama anlayışının konuşulması gerektiğinin altını çizen Çakmak, "Bu bağlamda, yasal değişiklikleri de öngören çalışmalarla bu süreci değerlendirmemiz şart. Ayrıca, yargı tarafsızlığının bir diğer boyutu da, yasalarda düzenlenmiş ancak uygulamada ciddi sorunlar yaratan şekli düzenlemelerdir. Bunun en bariz birkaç örneği, Anayasa Mahkemesi üyesinin doğrudan siyasi bir partinin genel başkanı olan cumhurbaşkanı tarafından atanmasıdır. Bir diğeri ise, Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin yine cumhurbaşkanı ve Meclis tarafından, yani siyasi bir irade tarafından atanmasıdır" diye belirtti.
Hakim ve savcıların siyasal iktidara yakın kişiler tarafından belirlendiğini ve bu durumun yargı bağımsızlığı önünde engel olduğunu kaydeden Çakmak, anadil hakkının kullanımına, boşaltılan köylere, ekosistemin değiştirilmesine, orman yakmalara, ağaç kesimine dair de hukuksal düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade etti.
MORAY: İSTİSNALAR KURAL HALİNE GELDİ
Eşbaşkan Ekin Yeter Moray, ise "umut hakkı"nın uygulanması halinde hapishanelerde bulunan bütün siyasi tutsaklar için önemli bir gelişmenin sağlanmış olacağını söyledi. İstisnaların kural haline geldiği bir rejimde yaşadıklarına dikkat çeken Moray, "2016 yılında çıkartılan bir Kanun Hükmünde Kararnamenin sonradan yasallaşması ile 93 belediye başkanı tutuklandı. 5 milyon seçmenin de seçme ve seçilme hakkı iradesi elinden alındı. Bu uygulama 2019 yılında 56 belediyeyle devam etti. Bu sadece bölgeyle sınırlı kalmadı ve Türkiye'deki başka belediyelere de sirayet etti" dedi.
PİŞMANLIK ÖNERİSİ
Akademisyen İlhan Üzülmez, sürece özgü etkin pişmanlık düzenlemesi önerdi.
DEM Parti Milletvekili Erzurum Meral Danış Beştaş hukukçuların, "etkin pişmanlık yasası" önerisini eleştirerek, "Barışı aradığını" ifade etti. Beştaş, "Burada mesele pişman olup olmama meselesi değil. Bizler mevcut siyasal atmosferde bunun hukuki zeminini nasıl oluşturabiliriz diye çalışıyoruz. Şu an mevcut olduğumuz iklimde 30 yıldır cezaevinde tutulan hükümlülere pişmanlık dayatılıyor. Pişmanlık yasası hiçbir zaman yürürlükten kalkmadı. Barışı ve çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bu sürece dair pişman olsunlar gelsinler siyaset yapmasınlar, yani sonuçta hepimiz komisyon üyeleri olarak çok daha hassas bakıyoruz sürece. Gerçekten siyaset yapma talebi var örgüt mensuplarının ve dünyanın her yerinde de bu böyle olmuş" dedi.
Komisyon daha sonra Hukukçular Derneği, Türk Hukuk Enstitüsü, Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği (SODAD), Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) adına konuşmalar yapıldı.