19 Nisan 2024 Cuma

Maden katliamı davasında avukatlar sanıkların yalanlarını ortaya çıkarıyor

Amasra maden katliamı davasının ilk duruşması 4. gününde sürüyor. İkinci kartiey mühendislerinin sorgusuyla süren duruşmada sanık Levent Aydın'ın katliamın yaşandığı gün olağandışı not tuttuğu ve ardından izne ayrıldığı ortaya çıktı. Sanık Aydın'ın imzanın kendine ait olmadığını öne sürmesinin ardından avukatlar imzanın Aydın'a ait olduğunu kanıtladı. Sanıklar savunmada katliam günü ellerinden geleni yaptığını öne sürdü. 

43 işçinin katledildiği Amasra maden katliamı davasının ilk duruşması Bartın Ağır Ceza Mahkemesinde 4. gününde sanıkların savunması ve sorgusuyla devam ediyor. Duruşma Sakarya, Bolu ve Kocaeli Baro Başkanlarının baroları adına katılma taleplerini sunmasıyla başladı. 

İKİNCİ KARTİYE MÜHENDİSİ SANIK LEVENT AYDIN'DAN 'ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK' İDDİASI
Ardından ikinci kartiye mühendisi sanık Levent Aydın'ın sorgusuna geçildi. Sanık Aydın, şöyle konuştu: "Olay günü, bir gün önceden almış olduğum iznimi kullanıyordum. Uzun süreli bir iznim vardı. İzinli bulunduğum sırada aranarak olaydan haberdar edilmem üzerine hemen madene geldim. Olay günü -350 kotta gezdiğim bantlarda yerde hareketsiz yatan arkadaşlarımızı görünce dizlerimin bağları çözüldü, kendimi kaybettim. Size kendi teorimi anlatabilirim. Yeri geldiğinde anlatacağım. Şuradan başlayayım, diğer sanıklar kendi sorumluluklarını anlatırken bir anlamda benim savunmamı da yapmış oldular. (Patlama neden olmuş olabilir sorusuna cevaben) Bilirkişi bir değerlendirme yapmış, bir değer tespit etmiş, o değer üzerine iki patlatmanın yapıldığı ve bunların olaya sebep olduğunu ortaya koymuş. Diğer kısımlar ise sürekli geçmişe gitmiş, 2021 ve 2022 tarihlerine ilişkin değerler koymuş. TTK'nin kendine ait bir güç kaynağı yok. Amasra'da elektrik kesildiğinde bizde de kesiliyor. Bu sırada pervaneler de kesiliyor. Biz de bu sırada faaliyette bulunuyoruz. Bizim bu anlarda elimizden gelebilecek tek şey, işçileri geriye çekmek olabilir. Onları da yaptık. Emniyet nezaretçileri, gaz izleme kayıtlarında var. Başka yapabileceğimiz bir şey yok.

'İKİ PATLAMAYLA İNFİLAK ETTİ'
Protokol şöyle ilerler, gaz izleme merkezinde fark edilen anormallikler iş sağlığı ve güvenliği birimine veya emniyet nezaretcisine bildirilir. Benim durumlardan ertesi gün haberim olur. Konuyla ilgili çok ciddi iki durum var. Söylediğimde erbapları anlayacak. Bilirkişi diyor ki 17:52'de patlama oldu, yüksek çıktı metan, ikinci patlamayla infilak etti. Burası hiç durmaksızın 7-24 havalanan bir alan. İki patlama arasındaki süre 17 dakika, arada 4 tane cihaz var çalışan arkadaşlar bu mesafeleri kat ediyorlar. Nasıl gaz yükselmesini fark etmediler? Grizu ve kömür tozu patlaması gerçekleşseydi darbe ve yanık ortaya çıkardı. Adli tıp raporlarını inceliyoruz, hiçbirinde darbe mevcut değil. Ben bu patlamanın -320'de gerçekleşmediğini düşünüyorum. Her ne olduysa -320 tabanda olmadı. Dışarıda ortaya çıkan patlama, bunun tesiri olarak içeri yansıyan yangın ve ortaya çıkan CO. Yapısal hasar -350'de. Patlamanın burada olduğunu düşünüyorum."

SANIK AVUKATINDAN SAVUNMAYA MÜDAHALE 
Sanık Aydın, patlamaya ilişkin kendi tahmini anlatmak istediği sırada sanık avukatı söz alarak müvekkilinin psikolojisinin iyi olmadığını ve beş dakika ara verilerek kendisiyle görüşmek istediğini belirtti.

SANIK AYDIN: NE OLDUYSA -350'DE OLDU
Aydın, "Benim dediklerimi ispatlayabileceğim hiçbir şey yok. Ayak arkası dediğimiz kocaman bir boşluk. Gidip orada metan ölçülmesi mümkün değil. Hem de ciddi zaman da geçti. Ama hala son bir kez daha söyleyeceğim. Ne olduysa -350'de oldu" ifadelerini kullandı.

AV. AYDIN: -350'DE SANIKLARIN ANLATMADIĞI BİR HAT MI VAR KİMSE YANIT VERMEDİ
Daha sonra Avukat Derviş Emre Aydın sorguya başladı. Ölü muayene tutanaklarına dair infografiği göstererek, "-350 alt tavan damar girişinde darbe olsa da havanın dönüp çıktığı kısımda yalnızca zehirlenme var. Yani sizin teoriniz patlama yönünün bir anda değiştiğine dair mi? -320'de sanıkların anlatmadığı bir hat var mı" diye sordu. "Evet burada bir çekildi" yanıtı veren sanık Levent Aydın'a Avukat Aydın, öğrenmek istediklerinin bu olduğunu ve kimsenin yanıt vermediğini kaydetti. 

Bunun üzerine sanık Aydın, şu açıklamayı yaptı: "Biz metanı uzaklaştırmak için, tavanı kazana kadar, havayı hızlandırmak maksadıyla, o an için alınması gereken bir önlem olarak yapıyoruz."

'BU PLANDA BİR ART NİYET ARAMAYIN BENCE'
Avukat Aydın havanın atamadığı metanı, vantüpün arkasından ek hat çekerek mi atmaya çalıştıklarını sordu ve ekledi: "Bir kişi bile sizin gibi ters çevrilen vantüp hattı olduğunu söylemedi." Sanık Aydın ise bunun çok kısa bir süre sürdüğünü belirtti. Avukat Aydın da müfettişlerin de bunların hiç not almadığına yönelik ironi yaptı. Avukat Aydın, "Havanın terse döndüğü durumu konuşmuştuk, oraya geri dönelim. Kapının perdeye dönüştürülme sürecini hatırlamadığınızı söylediniz. Perdeyi hatırlıyor musunuz" diye sordu. Bunun üzerine sanık Aydın, beton barajından çıkarılarak perdenin uzatıldığını ve bu planda bir art niyet aranmamasını istedi, havanın yönünün denetlenmesinin görevinin iş güvenliğinde söyledi. Sanık Aydın, genel elektrik kesintisinde tüm pervanelerin durduğunu söylemişti bunun hatırlatılması üzerine elektrikçinin bileceğini kendisini bilmediğini öne sürdü. 

AV. EMİNOĞLU SANIK AYDIN'IN İMZA ATMADIĞINA DİKKAT ÇEKTİ
Daha sonra sorguyu Avukat Naim Eminoğlu devraldı. Avukat Eminoğlu, katiye defterlerine geçen birkaç faaliyeti sordu. 13 ekim tarihindeki su patladığına ilişkin sanık Aydın'ın imza atmadığına dikkat çekti, sanık Aydın ise su patlağının gerçekleştiğini ancak imzası yoksa gözden kaçtığını iddia etti. 

Öte yandan Av. Eminoğlu, su baskınlarının elektrik arızası gibi bir tehlike yaratıp yaratmadığını sordu çünkü çok yakın yerde yeni açılmış bir arın olduğunu kaydetti. Ancak sanık Aydı, arında elektrik olmadığını öne sürdü. 

Eminoğlu'nun sanık Aydın'a çapraz sorgusu şöyle devam etti: 
Avukat Eminoğlu: "Defterdeki kayıtlarda personel yetersizliği sebebiyle tahkimat yapılamadığı ifadeleri var çokça. Tahkimat yapılamaması tehlike yaratır mı?"
Sanık Aydın: "Doğrudur, sonraki vardiyalarda tamamlanır."

Av. Eminoğlu: "13 Ekim tarihinde hiç yapılmadığı şekilde detaylı bir not almışsınız. Tahkimata özen gösterilecek, herkes OFK maskesi takacak, gaz ölçüm cihazı mutlaka olacak yazıyor."
Sanık Aydın: "Muhtemelen bir şey, maskesiz personel görmüşümdür, hatırlatmak anlamıyla olabilir."

Av. Eminoğlu: "Yani 13 Ekim tarihinde riskli bir durum gördünüz de mi bunu yazdınız diye soruyoruz."
Sanık Aydın: "Ben metan falan olduğunu görsem bunu yazmakla uğraşmam, gider çözerim."

Av. Eminoğlu: "Bunu yazdıktan hemen sonra da izin almışsınız, daha önce açıkladığınız için bir kez daha sormayacağım."
Sanık Aydın: "Benim iznim aylar öncesinden belirliydi. Hala izinli görünüyorum hatta."

Av. Eminoğlu tarih düzelttiğine ilişkin kaydı göstererek "Defterin son bölümünde bir şüpheye kapıldık, sonradan mı dolduruldu diye."
Sanık Aydın: "Bu imza benim değil."
Av. Eminoğlu: "Sizin adınız altında."

Avukat Eminoğlu ses kaydı dinletti. Ses kaydında 12 Ekim tarihinde "-390 sol tavan damar lağım atıldı ifadeleri" var Av. Eminoğlu: "-390'ı bize tarif eder misiniz? Selçuk Bey'e de dinletmiştik." Sanık Aydın: "-390 diye bir yer yok. 5 metre 10 metre bunlar çok üzerinde durulacak şeyler değil."

Duruşma sanık Levent Aydın'ın sorgusu sonrası verilen aranın ardından 1. kartiye mühendisi sanık İbrahim Hakan Mengeş'in sorgusuyla devam etti. Mengeş, şu savunmayı yaptı: "Olay günü biraz rahatsızlık hissediyordum. Evde istirahat ediyordum. 18:15 sularında bana haber geldi. Ardından madene giderek arama kurtarma çalışmalarına katıldım. Patlamanın nedenine ilişkin bir fikrim yok. En azından mekanizede olmadığını tahmin ediyorum. Yanarak ölüm gerçekleşmediğinden bu tahmini yapıyorum. Bana yapılan suçlamalar kömür tozu ile ilgili. Numune almak iş güvenliği şube müdürlüğünün görevi, emniyet servisi de gerekeni yapıyor. Bu süreçte bana toz yüksekliği ile ilgili bildirim gelmiyor. Ben geri kalan hususlarla ilgili sorumluluklarımı yerine getirmişimdir."

'PATLAMININ KÖMÜR TOZU PATLAMASIYLA GERÇEKLEŞMEDİĞİ KANAATİNDEYİM'
Sanık Hakan Mengeş, ayakta taş tozu uygulaması yapıldığını son zamanlarda görmediğini ancak one seven uygulaması yapıldığını belirtti ve ekledi: "Ben de kömür tozu patlaması gerçekleşmediği kanaatindeyim. Patlamanın neden olabileceğine dair bir yetkinliğim yok."

Ardından çapraz sorguya geçildi. Müşteki vekili Avukat Uğur Esat Kerküş'ün soruları ve Mengeş'in yanıtları şöyle: 

Av. Keşküş: "1. ve 2. kartiye çalışma alanlarının ana temiz hava galerisine ortak rekup ile bağlanmasına yönelik herhangi bir itirazınız oldu mu?"
Sanık Mengeş: "Hayır olmadı."

'BENİM BİLGİM DAHİLİNDE OLMAZ İŞLETME MÜDÜRÜ PLAN YAPAR'
Av. Keşküş: "Peki kömür bacalarının ana galerilere yapılan bağlantı yolları kim tarafından planlanır, kim onaylar?"
Sanık Mengeş: "Benim bilgim dahilinde olmaz, işletme müdürü planını yapar."

Av. Keşküş: "Kartiye defterlerinde metan yükselişleri kaydedilir miydi?"
Sanık Mengeş: "Uzun süreli olduğunda kaydedilirdi. Bana her yükselişte bilgi verilmezdi, ilk olarak emniyet servisine verilirdi."

Av. Keşküş: "7 Ekim tarihinde metan yükselişleri yapılmış ve tahliye gerçekleşmiş. Buna defterde rastlamadık. Ayrıca 13 kişi gelmemiş. Bunlar tahliye edilmeyenler olabilir mi?"
Sanık Mengüş: "Hayır, kısa süreli bir şeydi o, bu sebeple yazmadık. Onlar gerçekten gelmemişlerdi."

KARTİYE ÇALIŞANLARININ İFADELERİ OKUNDU
Av. Kerküş soruşturma aşamasında kartiye çalışanlarının ifadelerini okudu. İfadelerde patlamadan bir ay önce metan seviyelerinin 2 ve üzeri görüldüğü ve elektriklerin kesildiği belirtiliyor. Sanık Mengüş, "Bizim kartiye olmayabilir" dedi. 

Av. Keşküş, soruşturma aşamasında kartiye çalışanlarının ifadesinde yer alan "sensörler alarm verdiğinde takılı yerden aşağı indirilip sesinin kesilmesi sağlanırdı" ifadesini sordu. Sanık Mengeş ise "Böyle bir şey olması mümkün değildir" diye yanıtladı.

Av. Keşküş: "Emniyet ifadenizde, 'bozuk pervanenin hava sirkülasyonuna etkisi vardır' şeklinde beyan etmişsiniz."
Sanık Mengeş: "Bana olay günü bozulan pervane değil, genel olarak herhangi bir bozuk pervanenin etkisi nedir şeklinde soruldu."

Av. Keşküş: "En son iş sağlığı ve güvenliği eğitiminizi ne zaman aldınız?"
Sanık Mengüş: "En son 2020 Mart tarihinde maske eğitimi almıştım."

'İŞÇİLER MADENE İNİLMESİ GEREKEN SAATLERDE İNİLMEDİĞİNİ BELİRTTİ'
Av. Keşküş: "İşçilerin ifadelerinde normalde madene inilmesi gereken saatlerde inilmediği, lambalarını işçilere verdikleri belirtilmiş. Bunun 'veren amire' sağladığı menfaat nedir?"
Sanık Mengeş: "Bazen böyle yaptıklarını duydum. Bunun için bir şey yapmadım, bu rutin haline gelmişti."

Av. Keşküş: "Kimler böyle 'önden' lamba gönderir, ocağa inmezdi?"
Sanık Mengeş: "İsim veremem."

Av. Keşküş: "Üretimde çalışıyorsunuz, vardiya çavuşu yok, kartiye şefi yok, postabaşı ve kartiye mühendisi yok, işçilerin bu eksikliklerle çalışmasının sakıncası nedir?"
Sanık Mengeş: "Sürekli böyle olmuyor, hepsi birden lambayı gönderip yukarıda olmuyor."

SANIK MENGEŞ: ADIMIN ALTINDAKİ İMZA BANA AİT DEĞİL
Av. Keşküş: "Önümdeki evrakta patlayıcı maddelerin kuruma teslimine ilişkin ambarcı, ateşçi, nezaretçi ve sizinle yapıldığı görülüyor."
Sanık Mengeş: "Bu 14 Ekim tarihli evrakta izinliydim. Adım altında imza var ama bana ait değil."

Av. Keşküş: "Neden ve kim tarafından sizin yerinize imza atıldı?"
Sanık Mengeş: "Vardiya mühendisi varsa o, kartiye mühendisi varsa o imza atardı."

İŞÇİLERİN İFADESİ: İDAREYE YAKIN OLANLAR DAHA RAHAT ORTAMDA ÇALIŞIYOR
Av. Keşküş, bir işçinin ifadesini okudu. Av. Kerküş, "İdareye daha yakın olan işçilerin daha iyi ve rahat ortamlarda çalıştığı belirtiliyor. Kimin nerede çalışacağına kim karar veriyor?"
Sanık Mengeş: "Tertipleri işletme müdürü belirliyor."

SANIK EKMEKÇİ: BU UFAK ŞEYLERE HİYERARŞİ KARAR VERİR
Sanık Selçuk Ekmekçi kendisine söz hakkı doğduğu gerekçesiyle söz aldı: "Çalışan eksikliği olduğu zaman 1. kartiye ve 2. kartiye arasında işçi değişikliği olabilir, herkeste beraber çalışmak istediği kişiyle çalışır. Bu ufak şeylere alt hiyerarşi karar verir."

Av. Keşküş: "İşçilerin ölüm yerlerini incelediniz mi? Sizin kartiyenizde sayı ve nedenlere ilişkin farklılık var. Sebebi nedir?" -310 tavan damarda 4 işçi yanık, 7 işçi CO sebebiyle ölürken; -350 için 6 işçiden 5'inin kafatası kırığı, çoklu kırıklar ile vefat ettiği tespit edilmiş."
Sanık Mengeş: "Bu ikisi açısından ayrı tertipler yoktu. O gün işte olmadığım için neden bir kısmının -310'da neden bir kısmının -350'de olduğunu bilmiyorum. Patlamanın neden ve nasıl gerçekleştiğini bilmediğim için bir şey diyemeyeceğim."

Av. Keşküş: "Çalışma alanınızdaki ayak arkasında göçertme işlemi yaptınız mı, göçmeyen kısım kalmış mıydı?"
Sanık Mengeş: "Evet yapmıştık, göçmeyen kısım kalmamıştır."

'GÖÇMEYEN BİR YER KALMIŞTI ASLINDA'
Av. Keşküş bir ses kaydı dinletti. 13 Ekim tarihli ses kaydında mühendis ile merkez izlemenin görüşme kaydında 10-15 şilt göçmeyen kısım kaldığı ifadesi soruldu. Sanık Mengeş: "Göçmeyen bir yer kalmıştı aslında, bir 2-3 metrelik bir yer, bir de 5 metrelik bir yer kalmıştı."

SANIK MÜDAFİLERİNDEN YİNE SORGUYA İTİRAZ
Sanık müdafileri bu görüşmenin tarafı sanık olmadığı için sorunun sorulamayacağını belirttiler. Av. Keşküş, söz konusu bölgenin sanık Hakan'ın çalışma bölgesi olduğunu belirttiler. 

Av. Derviş Emre Aydın soru sormak üzere söz aldı. Mekanize ayak çalışılan tavan damar ile eskiden sürülmüş, havalandırmasız şekilde bırakılan -350 kalın damar bacası (metan deposu) arasında irtibat olup olmadığını sordu sanık Mengeş, bu planı kontrol eden birimi bilmediğini belirtti. 

Ardından Sanık Volkan Soylu söz alarak cevap verdi: "Birbirleriyle aynı anda çalıştıklarında evet tehlikeli, haklısınız ancak bu planları simüle ediyoruz biz plan büro aracılığıyla."

DURUŞMA SAVCISI TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINI İSTEDİ
Duruşma savcısı söz aldı. Tutuklu tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamını, Türk Maden İş, sendikanın katılma talebinin kabulüne barolar ve demokratik kitle örgütlerinin katılma taleplerinin reddine karar verilmesini talep etti. 

AV. POLAT: TUTUKLULUKLARIN DEVAMINI İSTİYORUZ
Sanıkların tutukluluk haline ilişkin olarak müşteki vekili Av. Melike Polat söz aldı, "İşletme projesine aykırı üretim yapıldığı, ocağın havalandırma düzenin bozulduğunu bilmelerine rağmen üretime devam edildiği ortadadır" dedi. Metan birikmesi olan yerleri bilmelerine rağmen o bölgede sensör yerleştirilmeden yüksek metan seviyelerinde işçilerin çalıştığının ortada olduğunu kaydeden Polat, "Tüm bu sebeplerle tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

AV. YILMAZ: ATMACA'NIN TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINI İSTEDİ
Müşteki vekili Av. Ceren Yılmaz Salih Atmaca'nın tüm mesleki deneyimiyle her şeyi öngörebilecek nitelikte olduğunu kaydetti ve şöyle devam etti: "Her şeyi bilmesine ve öngörmesine rağmen görevden el çektirilmesine dahi tek ses çıkarmamış, aykırılıklara müdahale etmemiştir. Dün anlattığı her şey bir sorumluluk tarifidir. Bu sebeple diğer sanıklar gibi sanık Salih Atmaca'nın da tutukluluk hali devam etmelidir."

Diğer müşteki vekillerinin sanıkların tutukluluk hallerine ilişkin talep ve beyanda bulundu. Ardından tutuklu sanıkların müdafileri talep ve beyanlarıyla duruşmaya devam ediyor.