24 Nisan 2024 Çarşamba

Limter-İş: Bıçak kemiği geçti

Limter-İş Sendikası, tersanelerde art arda meydana gelen iş cinayetlerine karşı açıklama yaptı. Limter-İş Başkanı Sayılı, “Sözün bittiği yerdeyiz, bıçak kemiği çoktan geçti.  İSİ Güvenliği asla ve asla patronların, siyasi iktidarın ve patronlaşmış, siyasallaşmış yargının vicdanına bırakılamaz” dedi.

Limter-İş Sendikası, tersaneler bölgesinde artan iş cinayetlerine karşı basın açıklaması yaptı. Sabah saatlerinde İçmeler Köprüsünde “Desan, Pendik, Ada, Dentaş Tersaneleri 20 günde 4 iş cinayeti. Hesabı sorulacak” pankartının açıldığı eylemde basın açıklamasını Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı okudu.

Son yirmi günde 4 arkadaşlarını iş cinayetinde kaybettiklerini hatırlatan Saygılı, “Türkiye işçi ölümlerinde Avrupa’da birinci dünyada üçüncü sırada olmaya devam ediyor” dedi.

SAYGILI: SANKİ SAVAŞA GİDİYORUZ
“İşçi cinayetleri, meslek hastalığı asla kaderimiz değildir. Patronlar ve taşeronlar İş Güvenliği tedbirlerini maliyeti arttıran gereksiz masraf olarak gördüklerinden dolayı iş cinayetlerine kurban gidiyoruz” diyen Saygılı, “Öncesi bir yana son 21 yılda patronların azami kar hırsına 30 binden fazla işçi arkadaşımızı kurban verdik. Bu bir savaş bilançosudur. Sanki işe, çalışmaya değil de savaşa gidiyoruz” şeklinde konuştu.

‘PATRON, İKTİDAR, YARGI BİRLİKTE SORUMLU’
“Yaşadığımız işçi ölümlerinden, yaralanmalardan ve meslek hastalıklarından, birinci derecede patronlar sorumludur. Gerekli denetimi yapmayan ve tersane patronları üzerinde hiçbir yaptırım yetkisini kullanmaya, taşeronluk sistemini meşrulaştıran siyasal iktidar sorumludur. Onca işçi cinayetine rağmen işçi cinayetlerinin birinci derecede sorumlusu olan patronları tutuklayıp, yargılamayan ve de ölüme sebebiyetten cezalandırmayan yargı sorumludur” diyen Saygılı, şöyle devam etti:

“Sözün bittiği yerdeyiz, bıçak kemiği çoktan geçti.  İSİ Güvenliği asla ve asla patronların, siyasi iktidarın ve patronlaşmış, siyasallaşmış yargının vicdanına bırakılamaz. Yıllardır tekrarladığımız ancak siyasal iktidarın görmezden geldiği taleplerimizi bir kere daha tekrarlıyoruz. Taşeronluk sistemi yasaklansın, sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılsın, sendika düşmanlığına son verilsin. İSİ Güvenliği için, üniversitelerden, meslek odalarından, barodan, sendikalardan, öncü işçilerden oluşacak inceleme, araştırma ve yaptırım yetkisi olan bir komisyonun kurulsun.”

‘ÇARE BİZİZ’
İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ekonomik hakların patronların insafına bırakılamayacağını vurgulayan Saygılı, “Özcesi iş başa düştü. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Başka çaremiz yok. Tek çaremiz var,  o da birleşmekten, dayanışmaktan, omuz omuza vererek mücadele etmekten ve tersane patronlarının kapısına dayanmaktan geçiyor. Tıpkı 2008 de olduğu gibi. Sendikamız DİSK/Limter-İş’e üye olarak güçlerimizi birleştirip insanca çalışma ve yaşama koşullarını sağlayabiliriz. Başka yolu yok, başka çaresi de yoktur. Çare biziz” şeklinde konuştu.