18 Aralık 2025 Perşembe

'Leyla Zana'nın yanındayız'

Kadın örgütleri başta olmak üzere çok  sayıda kurum ve kişi, Bursaspor'un cinsiyetçi ve ırkçı küfürlerle hedef aldığı Leyla Zana'ya yönelik saldırının, kadınlara ve Kürt halkına yönelik olduğunun altını çizdi. 

Bursapor taraftarları tarafından ırkçı ve cinsiyetçi küfürlerle hedef alınan Kürt siyasetçi Leyla Zana ile çok sayıda kişi ve kurum dayanışma sergiledi.

Bursaspor ve Somaspor arasında 16 Aralık'ta oynanan maçta, Bursaspor taraftarları Zana hakkında ırkçı ve cinsiyetçi küfürlerle tezahüratta bulundu. Irkçı ve nefret suçları ilk olmayan Bursaspor'a karşı tepkiler yükselirken, Zana ile dayanışma mesajları da gündemde yer etti. 

Sosyal medyada öne çıkan paylaşımlar şöyle:

'HEDEF ALINAN KADINLARIN İRADESİ, KÜRT HALKININ ONURLU MÜCADELESİDİR'
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM): "Bursaspor–Somaspor maçında tribünlerden Leyla Zana'ya yönelen ırkçı ve cinsiyetçi saldırı münferit değildir. Bu saldırı, Kürt halkına ve kadın özgürlük mücadelesine yönelmiş örgütlü faşist bir saldırıdır. Kadınlar inkarın, savaşın ve erkek egemen devlet aklının en büyük korkusudur. Bu nedenle biliyoruz ki hedef alınan yalnızca Leyla Zana değil, kadınların iradesi, Kürt halkının onurlu mücadelesidir. Faşist erkek egemen devlet aklının ürettiği bu saldırılar karşısında susmayacağız. Kadın düşmanlığının, ırkçılığın ve inkar politikalarının olduğu her yerde mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. Leyla Zana'nın yanındayız."

'IRKÇILIĞA, FAŞİZME VE ÖRGÜTLÜ NEFRET SALDIRILARINA KARŞI MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ'
Tevgera Jinên Azad (TJA): Bursaspor-Somaspor maçında Kürt siyasetinin ve mücadelesinin simge isimlerinden Leyla Zana'ya yönelik tribünlerden yükselen çirkin, aşağılayıcı ve ırkçı sloganları kabul etmiyoruz. Bu söylemler münferit değil; bilinçli, organize ve örgütlendirilmiş bir saldırının ürünüdür. Söz konusu saldırı, faşist zihniyetin Kürt halkının varlığına, iradesine ve onurlu mücadelesine yönelik  tarihsel inkar ve imha politikalarının tribünler üzerinden yeniden üretilmesidir. Bu saldırı, yalnızca bir kişiyi hedef almamaktadır. Leyla Zana şahsında hedef alınan; Kürt halkının kolektif hafızası, yıllardır süren haklı özgürlük mücadelesi ve özellikle  kadınların direniş geleneğidir. Binlerce evladını kaybeden, köyleri yakılan, zorla yerinden edilen, faili meçhullerle yok edilmeye çalışılan, cezaevlerinde sistematik işkenceye maruz bırakılan Kürt halkına karşı yürütülen devlet aklının ve faşist reflekslerin bugün tribünlerde örgütlü biçimde sahneye sürüldüğünü görmekteyiz. Tribünlerde atılan bu sloganlar 'taraftar tepkisi' olarak geçiştirilemez. Bu söylemler; belirli odaklar tarafından bilinçli biçimde yönlendirilmiş, kışkırtılmış ve planlanmış bir linç politikasının parçasıdır. Spor alanları, halklar arası düşmanlığı körüklemenin, ırkçılığı meşrulaştırmanın ve Kürt halkına yönelik nefret suçlarını yeniden üretmenin mekanı haline getirilmektedir. Bu durum futbol ahlakı ve spor etiğiyle bağdaşmadığı gibi, doğrudan politik bir saldırı niteliği taşımaktadır. Biliyoruz ki, Leyla Zana'ya yönelen bu saldırı aynı zamanda özgür kadın mücadelesine yöneliktir. Kürt kadınlarının siyasette, yaşamın her alanında ve barış mücadelesinde üstlendiği öncü rol, faşist zihniyetin en büyük korkusudur. Bu nedenle hedef alınan yalnızca bir kadın siyasetçi değil; kadın özgürlük mücadelesinin  kendisidir. Barış ve demokratik toplum tartışmalarının yürütüldüğü bir dönemde faşist grupların yeniden sahaya sürülmesi tesadüf değildir. Bu saldırılar; toplumsal barışı sabote etmeyi, halklar arasındaki demokratik birlik umudunu zayıflatmayı ve korku iklimini yeniden hakim kılmayı amaçlamaktadır. Ancak bilinmelidir ki, bu karanlık zihniyete boyun eğmeyecek; onurlu barış, eşitlik ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz. Bu saldırıyı gerçekleştirenleri, buna zemin hazırlayanları ve sessiz kalan tüm kurumları açıkça sorumluluk almaya çağırıyoruz. Irkçılığa, faşizme ve örgütlü nefret saldırılarına karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha duyuruyoruz."

'KADIN SİYASETÇİLERİN HEDEF GÖSTERİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Kadın Meclisi: "Bursaspor taraftarları arasındaki bazı grupların Kürt kadın siyasetçi Leyla Zana'ya yönelik kullandığı cinsiyetçi, aşağılayıcı ve nefret içeren ifadeleri kabul etmiyoruz. Erkek egemen dilin, siyasetin; spordan sanata, yaşamın her alanında beslediği bu ırkçı ve cinsiyetçi saldırılara karşı sessiz kalmadık, kalmayacağız. Özellikle kadın siyasetçilere yönelik gerçekleştirilen bu saldırılar, kadınları siyasetin dışında tutmak ve siyaseti erkekleştirmekten başka bir şey değildir. Söz konusu maçta Zana'ya yönelik ırkçı ve cinsiyetçi küfür ve hakaretleri yapan grubun üyeleri derhal tespit edilmeli, haklarında gerekli cezai yaptırım uygulanmalıdır. Ömrünü demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesine adayan Leyla Zana yalnız değildir. Kadın siyasetçilerin susturulmasına, aşağılanmasına ve hedef gösterilmesine izin vermeyeceğiz!"

'TRİBÜNLERDEKİ TEZAHÜRATLAR ZANA ŞAHSINDA KÜRT VE KADIN KİMLİĞİNE YÖNELİKTİR'
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, "Bursaspor-Somaspor karşılaşması sırasında tribünlerde açılan 'Beyaz Toros' pankartları ile Kürt Siyasetçi sayın Leyla Zana'ya yönelik küfür ve ırkçı saikle yapılan hakaretler kabul edilemez. Sloganı atanları kınıyoruz. Tribünlerdeki tezahüratların sayın Zana şahsında Kürt ve kadın kimliğine yöneliktir. İHD olarak Sayın Leyla Zana'nın yanında olduğumuzu belirtiyor, yetkilileri tribünlerdeki küfür ve hakaretlerin etkili bir biçimde soruşturulmaya çağırıyoruz.#LeylaZana" dedi.