6 Eylül 2025 Cumartesi

İsviçre'de 'dünyanın sömürülmesine karşı' yürüyüşü

İsviçre merkezli tekellerin iklim krizinin doğrudan sorumluluğuna dikkat çekmek için Neuchâtel kentinde bir araya gelen yaşam savunucuları, iklim krizinin doğal bir felaket değil kapitalist sömürünün sonucu olduğunu kaydetti. Yaşam savunucuları, "Gezegen yanarken sermaye karlarını artırıyor. Bu saldırıya karşı yaşamı savunmak, bugün en radikal politik duruştur" dedi. Eylemde ayrıca, Holcim şirketinin Rakka yakınlarındaki çimento fabrikasını çalıştırabilmek için DAİŞ'e milyonlarca frank aktardığı da hatırlatıldı.  

İsviçre'nin Neuchâtel kentinde, "Dünyanın sömürülmesine karşı" sloganıyla kapitalist sistemin doğaya, emekçilere ve ezilen halklara yönelik saldırısına karşı yürüyüş yapıldı.

Neuchâtel tren garı önünden kent merkezindeki tarihi Adalet Çeşmesi'ne (Fontaine de la Justice) yapılan yürüyüşte, "Doğayı değil, sistemi değiştirin", "Gezegen yanıyor, sermaye susuyor, halklar yürüyor", "Neuchâtel ayakta, dünya için direniyor" sloganları atıldı, yürüyüş sırasında iklim adaleti, antikapitalist mücadele ve dayanışma vurgusu öne çıktı.

İklim Grevi'nin çağrısıyla düzenlenen eyleme; Yeşiller, Halkçı İşçi Partisi, Sosyalist Parti, genç sosyalistler, kadın örgütleri, üniversite kolektifleri ve göçmen dayanışma grupları katıldı.

'İKLİM KRİZİ KAPİTALİST SÖMÜRÜNÜN SONUCUDUR'
İklim Grevi temsilcileri yaptıkları açıklamada, İsviçre merkezli bankaların ve çok uluslu şirketlerin doğrudan ekolojik yıkımın sorumlusu olduğunu belirtti: "İklim krizi doğal bir felaket değil, kapitalist sömürünün sonucudur. Yedi yıldır aynı vaatleri dinliyoruz. Bankalar, çok uluslu şirketler ve devlet iktidarı, gezegeni göz göre göre yok ediyor. Lafarge-Holcim'den UBS'ye, Glencore'dan Allseas'e  kadar İsviçre merkezli tekeller doğrudan bu yıkımın sorumlularıdır. Gezegen yanarken sermaye karlarını artırıyor. Bu saldırıya karşı yaşamı savunmak, bugün en radikal politik duruştur."

ROJAVA KOMİTESİ: DİRENİŞ SINIR TANIMAZ
Söz alan Jura Dağı Rojava Komitesi aktivisti Céline Prèvast, İsviçre merkezli tekellerin savaş ve ekolojik yıkımdaki rolünü hatırlatarak İsviçre'nin dünyanın yağmalanmasındaki payına dikkat çekti ve ekledi: "Holcim şirketi, Rakka yakınlarındaki çimento fabrikasını çalıştırabilmek için DAİŞ'e milyonlarca frank aktardı. Bu suçun davası kasım ayında Paris'te açılacak. Ezîdi kadınların köleleştirildiği, binlerce insanın katledildiği bir dönemde Holcim'in DAİŞ'le işbirliği insanlığa karşı işlenen bir suçtur."

Rojava Komitesi, yüzlerce eylem ve direnişle sarsılan Holcim'e karşı verilen mücadelenin aynı zamanda Rojava halkıyla somut bir dayanışma olduğunu vurguladı: "Rojava devrimi, kadın özgürlüğü, toplumsal ekoloji ve demokratik konfederalizm ilkeleriyle kapitalist sisteme karşı bir umut odağıdır. Neuchâtel gölünün kıyılarından Rojava'nın buğday tarlalarına, Gazze'nin yıkılmış sokaklarına kadar direniş birdir. Bu sistem yıkılana dek mücadele sürecek."