İstanbul'da ölümsüzler anıldı: Sizin izinizden daima ileri
Kasım Şehitler Ayı etkinlikleri kapsamında İstanbul'da düzenlenen anmada, devrim şehitlerinin her birinin yaşadıkları dönemin zor koşullarını aştığını ve bugün nasıl mücadele yürütüleceğini gösterdiği vurgulandı. "Onların karşısında tekmile duruyoruz" denilen anmada, "Sizin izinizden, sizin gibi, daima ileri yürüyeceğiz yoldaşlar. Ve ideallerinizi mutlaka zaferle taçlandıracağız, faşizmi yeneceğiz. Özgürlüğü kazanacağız; and olsun, şart olsun" sözü yinelendi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İstanbul İl Örgütünün çağrısıyla, Kasım Şehitler Ayı etkinlikleri kapsamında devrim şehitleri anıldı. Anmaya Suruç Aileleri, 10 Ekim Aileleri, Rojava Şehit Aileleri, Kilis şehit aileleri, Gezi şehitleri aileleri, Barış Anneleri, Mercan aileleri, ölüm orucu şehitlerinin aileleri, özgür basın emekçisi Erdem Sarıyer'in ailesi katıldı.
Anmada ayrıca Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanı Okan Danacı, Devrimci Parti, DBP, Partizan, Anyakay-Der, Dev-Güç, Gençlik Komünleri, gençlik örgütleri temsilci ve üyeleri de yer aldı.
"Devrim şehitleri ölümsüzdür" pankartının asıldığı anmada anılarına serilen kızıl bayrak üzeri karanfillerle donatıldı.
SÖMÜRÜSÜZ, SINIFSIZ, CİNS ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR DÜNYA İÇİN DÖVÜŞTÜ
Anma devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşu sırasında Pablo Neruda'nın "Oğulları Ölen Analara Türkü" şiiri okundu. Şehitlerin sömürüsüz, sınıfsız, cins özgürlükçü eşit ve adil bir dünya için dövüştüğünün altı çizildi.
'DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR'
Binlerce devrim şehidinin mücadele hayatını, devletin saldırılarına rağmen direnmekten vazgeçmeyen, boyun eğmeyen işçi, emekçilerin, kadınların, halkların kararlı mücadelesinin yer aldığı sinevizyon gösterildi. Duygusal anların yaşandığı gösterim sonrası salonda, "Devrim şehitleri ölümsüzdür" sloganı yankılandı.
ÖTSP: KASIM BİZİM İÇİN YENİLENMEDİR
Anma etkinliği Ölümsüzlerin ve Tutsakların Sesi Platformu (ÖTSP) adına konuşmayla devam etti. Ölümsüzlerin yaşamın her anında nasıl mücadele etmek gerektiğini gösterdiğinin altı çizilen konuşmada; ölümsüzlere, devrimcilere yoldaş olan aileler; tutsaklar selamlandı. "Bugün bizim için ayrı bir gün bugün Kasım'ın final etkinliği. Kasım ayı bizler bakımından farklı bir anlamı ifade eder, her ne kadar sonbahar ayı da olsa, dökülen ve sararmış yapraklar görülse de Kasım bizim için yenilenmedir. Kasım bizim için yeniden doğmadır. Çünkü Kasım'da öğreniriz, izdüşümlerine bakarız. Zor anlarda kendilerini ve partilerini büyüten şehitlerimize dönüp bakalım" denilen konuşmada, örneklerle devrim şehitlerinin mücadelesi aktarıldı.
DEVRİM ŞEHİTLERİ YOL GÖSTERİYOR
Gözaltında kaybedilen Hüseyin Toraman'ın anıldığı, Erdal Balcı'nın partisinin duyurusunu yaparken ertelememe bilinciyle yeniden görevi sırtlanırken ölümsüzleştiğinin altı çizilen konuşmada, Hüseyin Demircioğlu'nun "ilk ben olmalıyım" diyerek görevi üstlendiği, Tuncay Yıldırım, Hüseyin Kayacı, Abuzer Çat'ın hapishanede direnişin sembolü olduğu vurgulandı. Hayatın altının üstünden daha iyi olduğunu gösteren Yasemin Çiftçi, Yeliz Erbay, Şirin Öter'in erkek egemen sisteme karşı korkmadan mücadele yürüttüğü anımsatıldığı konuşmada, "Faşizm onların canını almakla da yetinmeyip bedenlerine vahşice saldırıldı" denildi. Hasan Ocak, Süleyman Yeter, Şengül Boran, Serkan Tosun, Yılmaz Selçuk, Kutsiye Bozoklar, Şenol Sağaltıcı, Bayram Namaz, Suphi Nejat Ağırnaslı, Zeki Gürbüz, Özgür Namoğlu, Osman Nuri Ocaklı, İbrahim Okçuoğlu başta olmak üzere devrim şehitlerinin mihenk taşı olarak yürünecek yolu gösterdiğinin ve "daima ileri" komutunu miras bıraktığının altı çizildi.
Konuşma, hep bir ağızdan "Şehitler yaşıyor komünistler savaşıyor" sloganıyla yanıtlandı.
GÜMÜŞTAŞ: YAŞAMIN HER YERİNDE UMUTLU YÜRÜYÜŞÜN TAŞIYICISIYIZ
ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş da şehit ve tutsak ailelerini, siper yoldaşlarını selamlayarak söze başladı. "İyi ki bu inatlı, umutlu yürüyüşün yolcuları olarak ölümsüzlerimizin mirasını sokakta, yaşamın her yerinde taşıyıcıları olarak buradayız" diyen Gümüştaş, kararlı, mücadeleci, dirençli sözler kurmayı sürdürdüklerini belirtti. Gümüştaş, "Bizler ölümsüzlerimizi elbette, onları ölümsüzlüğe uğurladığımız günlerde, yaşama karıştıkları doğum günlerinde, değişik mücadele kesitlerinde anıyoruz. Onların bize bıraktığı mirasla buluşmayı, her günkü mücadelemizle harmanlamayı devrimci görev, devrimcilik andı olarak kabul ediyor ve böyle yürüyoruz. Ama bizler için Kasım ayının ayrı bir anlamı var. Büsbütün şehitlerimize, ölümsüzlerimize adadığımız bu ayda sosyalistler olarak partinin, militan savaşçıları olarak, devrimci komünistler olarak onları daha özel anıyoruz. Onların mezar başlarında bulunuyoruz, mezarları başlarında saygı duruşunda bulunup mücadele andımızı içiyoruz. Onları bu hayata getiren, yetiştiren, ilk adımlarını örgütleyen aileleriyle buluşuyoruz, ailelerimizin sesinde, ellerinde şehit yoldaşlarımızın sesini, yüzünü, adımlarını, düşlerini arıyoruz ve onlarla kaynaşıyor ve buluşuyoruz" dedi.
'AĞIR BEDELLER ALTINDA MÜCADELE EDİYORUZ'
Tüm Kasım ayı boyunca tekmile durduklarının altını çizen Gümüştaş, "Ölümsüzlerimizin izinde daima şiarını benimsedik bu yıl. Bütün bir ay boyunca ölümsüzlerimizin huzurunda bir pratik sergiledik. Hepimiz biliyor ve yaşıyoruz durum ve koşullar ağır, faşist rejimin baskı ve saldırıları devrimcilere, pratik militanları meydan okumaya, onlara göğüs germe gücü göstermeye ve bedel ödetmeye devam ediyor. Bu koşullar altında mücadele ediyor, savaş veriyoruz. Tarihimizin 2015 siyası savaşım koşullarında örgütlülüğü, siyasi mücadeleyi büyüterek yürümeye çalışıyoruz" dedi.
'VAZGEÇENLERİ VE BEDEL ÖDEYEREK DİRENMEYİ SEÇENLERİ GÖRÜYORUZ'
2015 yılında Suruç katliamı ve ardından Medya Savunma Alanlarına yönelik saldırılarla başlayan kuşatma saldırısının 8 yıldır sürdüğüne dikkat çeken Gümüştaş, devlet terörünün tüm yöntemlerinin devrimcilerin, komünistlerin, yurtseverlerin, demokratik kuvvetlerin, anarşistlerin üstünde denendiğinin altını çizdi. Bu süreçte kararlı olmanın tek bir koşulu olduğunu vurgulayan Gümüştaş, "Koşullar size meydan okurken ne yaptınız" sorusuna verilen yanıtın önemine dikkat çekti. Susanları, burjuva egemenlere yedeklenenleri, halklara bunu salık verenleri gördüklerini dile getiren Gümaştaş, şöyle devam etti: "Bu umutsuzluk, kararsızlık, iddiasızlık ikliminde, mülteciliği kurtuluş görenleri görüyoruz. İtirafçı bataklığından devrimci değerlere, kurumlarımıza ve kazanımlarımıza dilini uzatarak bireysel kurtuluşunu örgütleyenleri görüyoruz.
'HALKIMIZIN YİĞİT SAVAŞÇILARININ SESLERİNİ DUYUYORUZ'
"Ama yine bu koşullar içerisinde bu duruma direnenleri, nerede olurlarsa olsunlar davamızın, kavgamızın büyük ideallerini başlarıyla, gövdeleriyle, yürekleriyle yüksekte tutanları görüyoruz. Kimileri kaçarken, sessizliğe gömülürken, kimileri bu faşist baskı zor ilelebetmiş gibi değişmez gibi düşünürken, halkımızın yiğit savaşçılarının Kayseri'de, Ankara'da, Karadeniz mahallesinde, Eskişehir'de Mersin'de Meriç'te gümbür gümbür yükselen sesini duyuyoruz. Kimileri bu karanlık bitmez gibi, halklarımız eşit ve özgür bir dünya içinde yaşamayı kazanamaz gibi kenarda dururken Cizre'de, Sur'da, Nusaybin'de eşit, adil, özgür bir yaşam için başkaldıranları görüyoruz. Dünyanın bütün kuvvetleriyle bu başkaldırıya yüklendiğinde devlet, Mehmet Tunçların sesini hala duyuyoruz: 'biz buradan beyaz bayrakla çıkmayacağız; teslim olmayacağız.'
'DURUM AĞIR OLABİLİR AMA AÇILACAK YOL HER ZAMAN VAR'
"Kürdistanilik için enternasyonalizim için, İHA'larla, SİHA'larla katledilmelere karşı 21. yüzyılın ortasında Ortoğu'da yeşeren, yeni yaşam umudunu ayakta tutanları biliyor, duyuyor, onlarla omuz omuza yürüyoruz. Ve yine hemen yanı başımızda süren Kobanê'de barbar IŞİD çeteleri ile el ele yürütülen haksız savaşta bu kirli, bu haksız ezenlerin savaşında taraf olmak için oyuncaklarını gençliklerini, direnişçi ve değişimci düşüncelerini alarak Suruç'tan Kobanê'ye giden 33'leri duyuyor, biliyor ve hala onları mücadelemizde yaşatıyoruz. Bu gidişi Türkiye, Kürdistan halkları için eşit, adil onurlu bir yaşama çevirmek için Ankara'da toplanan, 10 Ekim şehitlerimizi hala duyuyor ve onları mücadelemizde yaşatıyoruz. İşte bugün ölümsüzlerimiz her yerden bize, her konu ve görevden bu çağrıyı yükseltiyor. Durum ağır olabilir, koşullar ağır olabilir, faşist baskı giderek koyulaşmış, çember daralmış derin bir cendere içerisinde sokuluyor olabilir; örgütlülük zor, mücadeleyi büyütmek meşakkatli olabilir ama bunun için yürünecek yol açılacak yol her zaman var.
'ÖZGÜRLÜĞÜ KAZANACAĞIZ, AND OLSUN'
"Ölümsüzlerimiz bize bu koşullarda umudu ayakta tutmanın, bu koşullarda devrimci mücadeleyi yükseltme gerçeğini; sade, yalın, basit bir biçimde gösteriyorlar. Ölümsüzlerimiz bize uğruna ölünecek değerler olduğunu, o değerlere kimsenin dil uzatamayacağını, kimsenin o değerleri bükemeyeceğini, o değerlere haklarımızın, işçi sınıfı ve ezilenlerin ekmek gibi, su gibi ihtiyacı olduğunu söylüyorlar. İşte biz bu çağrıyı alıyoruz o yüzden ölümsüzlerimize sımsıkı bağlı, onların bakışlarına, onların mücadele miraslarına sımsıkı bağlı şekilde diyoruz ki; sizin izinizden, sizin gibi daima ileri yürüyeceğiz yoldaşlar. Ve ideallerinizi mutlaka zaferle taçlandıracağız, faşizmi yeneceğiz. Özgürlüğü kazanacağız; and olsun, şart olsun!"
Gümüştaş'ın konuşmasının ardından salonda "Yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganı yükseldi.
AİLELERE PLAKET VE KARANFİL DAĞITILDI
Ardından ölüm orucu direnişçileri, şehit ve tutsak aileleri sahneye davet edildi. 3 Ocak 2023'de babası Zeki Gürbüz ve kuzeni Özgür Namoğlu şehit düşen Ezgi Gürbüz, ailelere karanfil ve plaketlerini verdi. Gürbüz, "Bu görevi kabul etmek benim için çok zordu. Ama plaket ve karanfilleri sizlere vereceğim için gururluyum" dedi.
SURUÇ AİLELERİ: BURADA DİMDİK AYAKTAYIZ, MUTLAKA KAZANACAĞIZÇ
Suruç Aileleri İnisiyatifi adına 33 düş yolcusundan Vatan Budak'ın babası Murat Budak söz aldı. 5 Aralık'da görülecek Suruç katliamı davasına çağrıyla söze başlayan Budak, "Dayanışma yaşatır" dedi. Mustafa Suphi'den Paramaz'a, Gazi mahallesinden Suruç'a ölümsüzleri anan Budak, "Bizleri katlederek yok edeceklerini sanan eli kanlı katiller, bir kez daha yanıldıklarını gördü. İşte burada dimdik ayaktayız. Çünkü bizler Suruç'ta patlama olduğu gün 'o patlamada keşke bizim çocuklarımız ölseydi, Batıdaki analar dayanamaz' diyen onurlu Kürt analarıyız. Çünkü bizler Ceboların, Polenlerin, Uğurların, İrfanların yoldaşlarıyız. Çünkü bizler Cizre'de Sur'da ölüme gülerek giden Mehmet Tunçların, Berivanların, Dilanların hevalleriyiz. Çünkü Suruç'a gideceği gün bölgenin tehlikeli olduğunu, gitmemesini istediğim halde 'kolay olanı herkes yapar, önemli olan zoru başarmak' diyebilen ve Kobanê'ye giden Vatanların babalarıyız" ifadelerini kullandı.
Birleşik mücadelenin gücüyle saldırılara direndiklerinin altını çizen Budak, "AKP-MHP faşizmini yeneceğiz, biz kazanacağız, biz kazanacağız" vurgusu yaptı.
'SURUÇ'UN HESABI SORULACAK'
Budak'ın konuşmasının ardından hep bir ağızdan "Suruç'un hesabı sorulacak" sloganı atıldı.
'TUTSAKLARI SAYGIYLA ANIYORUM'
Anma etkinliği serbest kürsüyle devam etti. Tutsak yakını Hıdır Sabur söz aldı. İktidarın tutsaklara yönelik düşman saldırılarını hatırlatan Sabur, "Tekli hücreler yapılıyor. Özellikle bir sürü hasta tutsağımız içeride ölüme gitmektedir. Tutsakların infazı yakılmaktadır. Gözlem Kurulu oluşturdular, eğer beğeniyorlarsa, her dediklerini yapıyorsa serbest bırakıyorlar. Tüm tutsakları saygıyla anıyorum" dedi.
'MAHİR BENİM HEM OĞLUM HEM YOLDAŞIMDI'
Rojava'da şehit düşen Mahir Arpaçay'ın babası Necef Arpaçay söz aldı. Arpaçay'ın Azeri halkının bir evladı olarak Kürdistan'da süren savaşa karşı mücadelede şehit düştüğünü anımsatan Arpaçay, "Mahir benim aynı zamanda yoldaşımdı. Aynı zamanda Türkiye, Kürdistan ve dünyanın herhangi bir noktasında sosyalizm, bağımsızlık mücadelesinde şehit düşenler yoldaşım ve aynı acıyı duyuyorum" dedi. Arpaçay, devrim ve sosyalizm mücadelesini sürdüreceklerini kaydetti.
GÜRBÜZ: ONLARIN ÇAĞRISINA ADIMLARIMIZI HIZLANDIRARAK YANIT VEREBİLİRİZ
Zeki Gürbüz ve Özgür Namoğlu anısına söz alan Nadiye Gürbüz de, "Bu Kasım ayında öncelikle ölümsüzlerimizin yoldaşı olmanın gururu ve onurunu yaşadığımı söylemek isterim" dedi. Her zorlandıklarında, devrim şehitlerine dönüp bakmanın, mücadelelerinden öğrenmenin bu Kasım ayının bir kez daha gösterdiğini hatırlatan Gürbüz, "bizi aşın yoldaşlar" sözünün anlamını aktardı. "Ölümsüzlerimizi aşmak, onlardan öğrenmek ve bu çağrıyı içselleştirmek için bir kez daha yan yana gelmiş olduk" diyen Gürbüz, her dönem olduğu gibi bu dönemin de zorlukları olduğunu kaydetti. Gürbüz, "Onlar nasıl ki kendi bulundukları dönemin zorluklarını aşmak için sürekli değişim, dönüşüm ve zorlukları aşmanın iradesini gösterdiyse biz de bu zorlu dönümde onlardan öğrenmek, onların aydınlattığı yolda yürümek için adımlarımızı daha fazla hızlandırmaya ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı. Devrim şehitlerinin farklı farklı dönemlerde çağrısının "zorluklarla mücadele edin, engellere takılıp kalmayın, zorlukları aşın" olduğunu vurgulayan Gürbüz, "Bayram yoldaş ölümsüzlere layık olmak lafzi değildir demişti. O zaman lafı bırakıp kendimizi değiştirip, dönüştürmek kendimizle büyük bir mücadele yürütmenin tam zamanı. Ancak o zaman faşizmi yıkabiliriz, ancak o zaman onlara armağan edeceğimiz devrimi gerçekleştirebiliriz. Yolumuz açık olsun" ifadelerini kullandı.
PARTİZAN: BU SİSTEMİ KABUL ETMEYENLER DİRENİŞİ SÜRDÜRÜYOR
Partizan adına yapılan konuşmada, saldırılara ve sistemin tüm dayatmalara karşı devrimcilerin işçi ve emekçilerin mücadelenin her alanında çizgiyi korumaya devam ettiği belirtildi. "Bu düzeni kabul etmeyen ve bu düzene karşı bulunduğu her alanda yaşamını örgütleyen, devrimci arkadaşlarımız mevcut" denilen konuşmada, bu dünyayı değiştirme idealiyle şehit düşen ölümsüzler anıldı. Konuşma, 2016'da Dersim'de ölümsüzleşen 12 devrimci, Rojava'da şehit düşen Nubar Ozanyan şahsında şehitlerin bıraktığı mücadele deneyiminden güç alındığının altı çizildi.
GENÇLİK KOMÜNLERİ: HER BİR DEVRİM ŞEHİDİ İNANCIMIZI DAHA DA BÜYÜTÜYOR
Gençlik Komünleri adına yapılan konuşmada da, "Bizler gençler olarak Denizlerle, Mahirlerle, Ulaşlarla bu yola çıktık. Ve devrim şehitlerinin bize devrettiği mücadeleyi sonuna kadar yaşatacağımıza and içtik. Her bir devrim şehidi inancımızı daha da büyütüyor" denilen konuşmada, Türkiye, Kürdistan ve Filistin halkının mücadelesine destek verenler selamlandı.
Konuşmaların ardından etkinlik müzik dinletisinin ardından "Parti, Atılım, zafer" sloganı; alkış ve zılgıtlarla sona erdi.