27 Nisan 2024 Cumartesi

İliç'te işçiler siyanürlü toprağı taşımaya zorlanıyor: Ya çalış ya git

İliç'teki Çöpler Altın Madeninde dün akşam yaşanan kayma nedeniyle arama kurtarma çalışmaları durduruldu. Öte yandan taşeron Çiftay, işçileri işbaşı yapmaya çağırdı. Önce arama kurtarmaya destek istenilen işçilre daha sonra siyanürlü toprağın taşınması için çalışmaya zorlandı. Bağımsız Maden İş Örgütlenme Uzmanı Batur, siyanürlü toprağın taşınması için özel bir eğitim olması gerektiğini diğer yandan işçilerin bu işi yapmaya zorlandıklarını aktardı. İşçilere, ücretsiz iznin dayatıldığını da aktaran Batur, "Şimdi orada iki seçenek bıraktılar, 'ya çalışın ya da çıkın gidin.' Bazı arkadaşlar istifa etmek zorunda kaldılar bu riske girmek yerine" dedi.

Erzincan'ın İliç ilçesinde bulunan yerli iştiraki Çalık Holding olan Anagold'a ait Çöpler Altın Madeninde yaşanan katliamının 7. günü. 13 Şubat öğlen saatlerinde meydana katliamın ardından milyonlarca ton kimyasal altında kalan 9 içşiye hala ulaşılamazken dün itibariyle arama kurtarma dahil çalışmalar durduruldu.

Maden sahasında 10-20 santimlik kayma olduğunun  tespit edilmesi üzerine çalışmalar dururken, mesaiye çağrılan taşeron şirket Çiftay işçilerinin görev tanımında olmamalarına rağmen siyanürlü toprağın taşınması için görevlendirilmeye çalışılıyor. Anka Haber Ajansına konuşan Bağımsız Maden İş Örgütlenme Uzmanı Mert Batur, son duruma ilişkin bilgi verdi.

'DÜN AKŞAM KAYMA TESPİT EDİLDİĞİ İÇİN ÇALIŞMALAR DURDURULDU'
Batur, "Çalışmalar devam ediyordu. Bir kısım işçinin de katılımıyla devam ediyordu. Dün akşam itibarıyla 10-20 santimlik kayma tespit edildiği için çalışmalar durmuş durumda arama kurtarma dahil olmak üzere. Bugün çalışma yok sahada alabildiğimiz son bilgiler. Dün ve önceki günlerde Çiftay işçileri iş başı yapmaya çağrıldılar. Orada bir karışıklık oldu, önce arama kurtarmaya destek olmak üzere. Daha sonra siyanürlü toprağın taşınması başka bir yere nakledilmesiyle ilgili bir şey söylendi ama bu Çiftay işçilerinin normalde yaptığı iş değil, onlar dinamit patlatmaları sonrasında cevher de içeren taş ve toprağı alıp ayrıştırma yapılacak bölgeye nakletmekle görevliler. Doğal olarak siyanür ve hiçbir kimyasalla bir temasları yok. İş tanımlarında esaslı bir değişiklik yapılarak siyanürlü toprağın taşınması görevlendirmeye çalışıldılar. Bu sefer şirket göçük altında kalan arkadaşlarımız için bir fedakarlık, onları kurtarma çalışmalarına katılıyoruz gibi söylemlerde bulundu ama işçiler, 'Bize yaptırılan iş arama kurtarma değil toprağın taşınmasıyla bizi de riske atıyorlar' diyerek işten kaçınmaya çalışıyorlar. 10-20 santim civarında kaymalar devam ediyor ve başka kaymaları da tetikleyebilir korkusu var. İkincisi de özel ekipman hazırlık içerisinde o iş yapılabilir, bu arkadaşlarımızın bu konuda özel bir eğitimleri donanımları yok kimyasalla çalışmadıkları için" dedi.

'BAZI ARKADAŞLAR RİSKE GİRMEK YERİNE İSTİFA ETTİ'
Önlemlerin çok sınırlı ve işin karşılığı olacak önlemler alınmasına uzak olduğuna dikkat çeken Batır, şöyle devam etti: "Zaten özel bir eğitim gerektiren bir şey kimyasalla çalışma işi. Normalde bu arkadaşlar kamyon şoförü taş toprağı yüklemede çalıştıkları için ancak o sınırda bir eğitime sahipler. Bu arkadaşların siyanürlü toprakla çalıştırılıyor olması iş sağlığı güvenliği açısından da önemli riskler yaratıyor. Hala hareketli olan bir alanda çalışmak da öyle eğitim donanımı olmadan yapılacak bir iş değil maalesef. Çiftay işçileri, arama kurtarma ve iş arasında bir tanım yapılarak çağrıldılar ama yapılan iş siyanürlü toprağın taşınması gerçekten de. Arkadaşlar da çekimser yaklaşınca 'Ya bu siyanürlü toprağın taşınma işini yapacaksınız ya da ücretsiz izne ayrılacaksınız. En az 3 ay olmak üzere.' Ücretsiz izin işçinin kendi iradesi beyanı olmadan işverenin gönderebildiği bir şey değil. Dolayısıyla işçi arkadaşlar ücretsiz izne kendi iradeleri ile ayrıldıklarına dair kağıt imzalamaya zorlandılar. Bu tazminatsız çıkışın da önünü açan bir şey önümüzdeki süreç açısından. Şimdi orada iki seçenek bıraktılar, 'ya çalışın ya da çıkın gidin.' Bazı arkadaşlar istifa etmek zorunda kaldılar bu riske girmek yerine."