25 Nisan 2024 Perşembe

İHD: Çocuk istismarının yükselmesinde cezasızlık rol oynuyor

Artan çocuk istismarına ilişkin ortak açıklama yapan İHD şubeleri, "Devlet, yükümlülüğünü yerine getirerek; çocuğa karşı istismar suçu işleyen her türlü kişi, kurum ve yapılarla ilgili cezasızlık politikasına derhal son vermelidir" dedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD), ülkenin dört bir yanındaki şubelerinde artan çocuk istismarına ilişkin ortak basın açıklaması düzenledi.

Yapılan açıklamada, son olarak Zonguldak'ta 2 yaşındaki bir çocuğun uğradığı cinsel istismar sonucu yaşamını yitirdiğine dikkat çekildi. 19 Mayıs'ta ise Diyarbakır, Bismil Devlet Hastanesinde acil bölüm sorumlusu Ahmet Beydağ'ın 16 yaşında bir gence cinsel saldırıda bulunduğu ve gözaltına alınıp serbest bırakıldığı hatırlatılan açıklamada, "Çocuk istismarı vakalarını büyük bir öfke ve endişeyle takip ediyoruz" denildi.

Çocuk istismarı vakalarının münferit olmadığı vurgulanan açıklamada, bu olayların 20 yılda 4,5 kat artış gösterdiği vurgulandı. "Çocuk istismarının yükselmesinde; etkin yargılama yapılmaması, failin kim olduğunun yargılamaya etki etmesi, koruyucu ve önleyici politikaların eksikliği büyük rol oynuyor" denilen açıklamada, faillerin cezasızlıktan, siyasal iktidarın söylem ve eylemlerinden güç aldığı kaydedildi.

Çocuğun haklarını tanımak ve korumakla yükümlü devletin her türlü politikasını çocuğun yüksek yararı ilkesine göre yapmak zorunda olduğu vurgulanan açıklamada, Türkiye'de çocukların değil kurumların, kişilerin itibarı ve üstün yararının ön planda tutulduğu belirtildi.

"Kamuoyunun da takip ettiği en bilinen çocuk istismarı davalarının süreçlerine, sonuçlarına ve politik sorumluluğu olanların söylemlerine bakmak, faillerin gücünü nereden aldığını, istismar oranların neden ve nasıl yükseldiğini net olarak gösteriyor" denilen açıklamada, kamuoyunda büyük tepkiye neden olan H.K.G. davası, Karaman Ensar Vakfı Yurdu davası gibi çocuk istismarına ilişkin davalar hatırlatıldı.

Çocuk istismarının politik olduğunun altı çizilen açıklamada, devletin istismara dönük politikalarının failleri güçlendirirken çocukları savunmasız hale getirdiği kaydedildi. Açıklamada, çocuğa yönelik cinsel istismarın önlenebilmesi için şu adımların atılması gerektiği belirtildi:

🔹"Cinsel istismar fiilinin ortaya çıkması durumunda etkin soruşturma ve cezai yaptırım süreci hızlı bir biçimde işletilmeli ve kısa sürede sonuçlandırılmalıdır. Faillerin, kurumların itibarı değil, 'ama'sız 'fakat'sız çocuğun üstün yararı gözetilmelidir.
🔹İstismara maruz bırakılan çocukların psikososyal destek sürecini de içeren acil ve etkili sağlık tedbirleri alınmalıdır.
🔹Cinsel istismar fiili ortaya çıkmadan önce etkin koruyucu, önleyici politikalar üretilmeli ve bu politikaların yaygın uygulanabilmesi için gerekli mekanizmalar acilen oluşturulmalıdır.
🔹Çocukların doğrudan ulaşabilecekleri şikayet/başvuru mekanizmaları yerel ve yaygın olarak yaratılmalı, bu mekanizmaları nasıl kullanabilecekleri konusunda çocuklar bilgilendirilmelidir.
🔹Çocukları güçlendirmek için cinsel sağlık ve bedensel söz hakkı eğitimleri verilmelidir. Bu eğitimleri oluşturacak olan kurullar, bağımsız uzmanlar ve çocuk hakları savunucuları ile birlikte çalışmalıdır.
🔹Çocuklarla ilgili alanlarda çalışan meslek gruplarına (öğretmen, polis, hakim, sağlık personeli…) personeller, tüm yetişkinler düzenli olarak çocuk odaklı yaklaşım, çocukların bedensel söz hakkı eğitimleri verilmeli ve bu eğitimler periyodik olarak tekrarlanmalıdır.
🔹Çocuklar için önemli bir koruyucu/önleyici belge olan İstanbul Sözleşmesi'ne acilen geri dönülmelidir.
🔹Ve çocuğun cinsel istismarı, hiçbir kamu görevlisi tarafından; kaza, doğal afet, fıtrat, kader, kısmet, istisna, müstesna, tatsız bir olay, münferit hadise şeklinde bir daha asla tanımlanmamalıdır. Devlet, yükümlülüğünü yerine getirerek; çocuğa karşı istismar suçu işleyen her türlü kişi, kurum ve yapılarla ilgili cezasızlık politikasına derhal son vermeli ve çocuğun cinsel istismarının yolunu açan, failleri güçlendirerek çocukları savunmasız bırakan yasal dayanakları ortadan kaldıracak gerekli düzenlemeleri acilen yapmalıdır."