İHD 19 Aralık katliamının yıl dönümünde Bayrampaşa Hapishanesi önündeydi
İHD, 19 Aralık Hapishaneler Katliamının yıl dönümünde Bayrampaşa Hapishanesi önünde yaptığı açıklamada tutsaklar için mücadeleye devam edeceklerini belirterek, "Unutmadan ve unutturulmasına izin vermeden mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 19-22 Aralık Hapishaneler Katliamının 25. yılında Bayrampaşa Hapishanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylemde, "Zaman aşımı katliamı unutturmaz. Cezasızlığı kabul etmiyoruz" yazılı pankart taşındı. Açıklamaya insan hakları savunucularının yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Eş Başkanı Çınar Altan da katıldı.
Açıklamada ilk olarak Eren Keskin söz aldı. Devlet iradesinin hapishanelerde tecrit sistemine geçme kararının karşısında büyük bir toplumsal mücadele açığa çıktığını ifade eden Keskin, "Her gün sokaklardaydık; defalarca gözaltına alındık, şiddete maruz kaldık. Toplumun geniş kesimleri, izolasyon sisteminin bir işkence yöntemi olduğunu bilerek buna karşı büyük bir mücadele yürüttü. Ne yazık ki 19 Aralık sabahı aldığımız bir haberle erkenden buraya koştuk. O zaman burada bir cezaevi vardı. Cezaevine bombalarla ve silahlarla girilmiş, insanlar katledilmişti. Bir cezaevinden diğerine koşmak zorunda kaldık. İnsanlara çocuklarının öldüğünü haber vermek, bizim için en ağır yüklerden biriydi" dedi.
'UNUTMADAN VE UNUTTURMADAN MÜCADELEYE DEVAM'
Keskin, hak savunucuları olarak yaşananları unutturmamak görevi üstlendiklerini belirterek şöyle devam etti: "O nedenle buraya ne kadar yapı inşa ederseniz edin, bu hafızayı silemezsiniz. Burada büyük bir suç işlendi ve hepimiz biliyoruz ki bu suç cezasızlıkla sonuçlandı. Ancak biz, insan hakları savunucuları olarak, bu cezasızlığa karşı hafıza mekanını canlı tutarak, unutmadan ve unutturulmasına izin vermeden mücadele etmeye devam edeceğiz."
Keskin'in konuşmasının ardından İHD İstanbul Şubesi Başkanı Jiyan Tosun basın metnini okudu.
İHD'nin 19 Aralık gününü "Cezaevlerinde İnsan Hakları İçin Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak ilan ettiğini hatırlatan Tosun, "Katliamdan sağ kurtulan mahpuslar ağır işkence ve tecrit uygulamalarına maruz bırakılmış ve mahpuslar hakkında birçok dava da açılmıştır. Kimyasal gazların kullanıldığı ve dehşetin yaşatıldığı bu operasyonun emrini veren sorumlular ile operasyon sırasında görevli fail kamu görevlileri hakkında açılan davalarda ise etkin bir yargı süreci işletilmemiştir" diye konuştu.
KUYU TİPİ HAPİSHANELER VE TECRİT
Katliamın faillerinin korunarak bir cezasızlık politikası uygulandığına dikkat çeken Tosun, "19 Aralık katliamından bugüne tecrit sistemi daha da ağırlaştırıldığı gibi tüm hapishanelerde hak ihlalleri artarak devam etmektedir. Toplum üzerinde zor kullanma aygıtı haline dönüşen hapsetme sisteminde yeni tip hapishaneler ile bugün tecrit sistemi insanın hem fiziksel hem de zihinsel bütünlüğü üzerinde büyük bir tahribat meydana getirmektedir. F Tipi Hapishanelerinin yanı sıra özellikle yeni açılan Yüksek Güvenlikli, S Tipi ve Y Tipi Hapishaneler ile yeni bir infaz sistemine geçilmiş; bu tip hapishanelerde tutulan mahpuslar ağır izolasyon yöntemlerine maruz bırakılmaktadır. Birçok mahpus şu anda 'Kuyu Tipi' olarak adlandırılan hapishanelerde yaşadıkları tecrit ve izolasyon uygulamalarının ortadan kaldırılması, sevk taleplerinin karşılanması ile diğer hak ihlallerine karşı açlık grevi eylemi sürdürmektedir. Özellikle Yüksek Güvenlikli Tip Hapishanelerde mahpuslar ağırlaştırılmış bir infaz sistemiyle karşı karşıyadır" dedi.
'MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Tutsakların insan onuruna yaraşır şekilde yaşaması için mücadeleye devam edeceklerini belirten Tosun, taleplerini şu şekilde sıraladı:
• Katliamın yaşanmasında sorumluluğu olan tüm faillerin yargılanması ve adaletin sağlanması,
• Ağır tecrit ve izolasyon uygulamalarına son verilerek F Tipi, Yüksek Güvenlikli, S Tipi ve Y Tipi Hapishanelerin kapatılması,
• Mahpusların tahliyelerini hukuka aykırı biçimde engelleyen ve keyfi uygulamalarıyla ciddi hak ihlallerine yol açan İdare ve Gözlem Kurullarının kaldırılması,
• İşkence ve kötü muamele uygulamalarına derhal son verilmesini; bu iddialara ilişkin olarak yalnızca soruşturma açılmakla yetinilmeyip, İstanbul Protokolü'nde öngörülen ilke ve standartlara uygun biçimde bağımsız ve tarafsız, hızlı ve etkili soruşturmalar yürütülmesini cezasızlığa yol açılmayacak bir şekilde sorumluların tespit edilerek hesap vermelerinin sağlanması,
• Mahpusların adil yargılanma, sağlık hizmetlerine erişim, yeterli beslenme, hijyen koşullarına, kültürel ve sosyal haklara, avukatları ve aileleriyle görüşebilme haklarına erişiminin ayrımsız bir şekilde sağlanması,
• Yaşam hakkının korunmasını; ölümlerin önlenmesi,
• Hapishanede yaşamını idame ettiremeyecek ağır hasta, engelli ve ileri yaşta olan mahpuslar başta olmak üzere bütün hasta mahpusların tahliyelerinin sağlanması.